Kayıt dışı istihdam ve hukuki boyutu

Kayıt dışı istihdam, ülkemizde iş hayatı açısından oldukça büyük bir sorun teşkil eden bir konu olup; iş mevzuatımızda da geniş yer bulmaktadır.

Bilindiği gibi kayıt dışı istihdamın iki boyutu vardır. Birincisi tamamen kayıt dışı istihdam. Yani işçiyi SGK’ya hiç bildirmeden çalıştırmak; ikincisi ise kısmi kayıt dışı dediğimiz işçiyi ay içinde eksik çalışmış gibi göstermek ya da ücretini gerçek değeri üzerinden göstermemektir. Uygulamada genellikle bu ikinci eğilim yaygındır ve işçinin ücreti resmi kayıtlarda gerçek ücreti üzerinden değil asgari ücret üzerinden beyan edilir.

Biz bu yazımızda kısmi kayıt dışılık üzerinde duracağız. Yani maaşın asgari kısmı bankaya geri kalan kısmı elden verilmesini konu edineceğiz.

SSK VE İŞSİZLİK SİGORTASI YÖNÜNDEN KAYIPLAR;

İşçi bordroda düşük ücretten gösterildiğinde her şeyden önce bu emeklik dönemi geldiğinde alacağı emeklilik maaşına olumsuz yansıyacaktır. Bilindiği üzere son uygulamada artık SSK emekli maaşı saptarken genel ortalamayı (tüm çalışma süresi) esas almaktadır.

Ayrıca İşçinin SGK’dan hastalık ve raporlu olunan dönem süresince alacağı geçici iş göremezlik ödeneği ve işsiz kaldığında (hak kazanırsa) Türkiye İş Kurumu’ndan alacağı işsizlik sigortasından alacağı işsizlik sigortası da bordroda beyan edilen ücret üzerinden yapılmaktadır. Dolayısıyla ücreti düşük gösterilen işçinin tüm bu ödemeleri bu düşük ücretten yapılacağından ortaya ciddi bir kayıp çıkmaktadır.

Keza işçinin çalışma gün sayısının eksik beyan edilmesi de benzer kayıplara yol açacaktır. Her şeyden önce emeklilik ve SGK prim gününe bağlı olarak kazanılan bazı haklar bakımından işçi önemli kayıplara uğrayacaktır.

İŞSİZLİK SİGORTASINA HAK KAZANABİLMEK YÖNÜNDEN;

Hizmet akitlerinin sona ermesinden önceki son üç yıl içinde en az 600 gün sigortalı olarak çalışıp işsizlik sigortası primi ödemiş ve işten ayrılmadan önceki son 120 gün içinde prim ödeyerek sürekli çalışmış olmaları kaydıyla işsizlik ödeneği almaya hak kazanılır.

KIDEM VE İHBAR TAZMİNATI YÖNÜNDEN;

İşçi bakımından önem arz eden bir konu da iş sözleşmesinin sona eriş biçimine bağlı olarak kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanılmasıdır. Bu durumda gerek eksik gün gösterilmesi ve gerekse ücretin düşük gösterilmesi ayrı ayrı sorunlara neden olacaktır. Eksik gün gösterildiğinde işçinin kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanabilmesi bakımından gerekli olan süreye ulaşması güçleşebileceği gibi tazminata esas ücreti de etkilenecektir.

Diğer taraftan ücret düşük gösterilirse yine kıdem ve ihbar tazminatı brüt ücret ve eklentileri baz alınarak hesaplandığından ortaya önemli kayıplar çıkacaktır. Düşük ücretten gösterilmesi sonucunda da emeklilik sonucunda hak kazanacağı kıdem tazminatı ve yine emekli maaşı olumsuz yönde etkilenecektir.