Kart komisyonuna çözüm şart

Dünya siyaseti ve sonrasında doğal olarak ekonomisinde yaşanan zor süreç birçok kez yazılarımıza konu oldu. Ve yine dünyada yaşanan bu sürecin ülkemizi de etkilemesi beklenen bir gelişmeydi. Gerek petrol fiyatlarının artması gerekse döviz fiyatlarının öngörülerin çok üstünde yükselmesi Türk akaryakıt ve LPG piyasalarını ciddi anlamda etkiledi.

Bu zorlu süreci atlatmak anlamında Ankara özellikle ÖTV gelirlerinden tüketici lehine feragat ederken iki sektör de bırakın karı, geçiş sürecinde zararına ticaret yapmayı göze aldı. Ankara’sı, rafinerisi, dağıtıcısı, bayisi, hatta ekipmancısı el ele bu zorlu sürecin tüketici lehine atlatılabilmesi için büyük emek verdi.

Akaryakıt ve LPG piyasaları ülkesi için, tüketiciler için her şeye tamam derken, maalesef kepenk kapatma noktasına kadar geldi. İşte bu noktada dünya siyasetinde yaşanan gerginliğin azalması, ülkemizin bu dönemde izlediği ve yaptığı doğru siyasi ve ekonomik hamleler sonrasında piyasa en azından nefes alabilecek duruma geldi. Artık petrol fiyatları ve döviz hareketliliği daha anlaşılabilir ve kontrol edilebilir seviyelerde.

Yukarıdaki satırlarda söyledim… Belki de bu süreçte petrol ve LPG piyasaları tarihinde ilk kez rafinerisi, dağıtıcısı ve bayisi ‘Biz çok zor durumdayız’ dedi. Aynı şekilde Ankara da bu süreçte büyük bir ÖTV gelirinden vazgeçti. Şimdi az da olsa toparlanan piyasada toparlanmayan ve kısa sürede toparlanacak gibi de gözükmeyen bir konumuz var: ‘Kredi kartı komisyonları’

Yıllarca bu konuda haber yaptık. Özellikle bayiler bu komisyonlarla mücadele anlamında yürüyüşler yaptı, yüzlerce organizasyon, toplantı yaptı. Sonrasında banka faizlerinin tek hanelere düşmesi sonrasında bankaların komisyon oranları unutuldu, dikkate alınmadı. Ancak ekonomide yaşanan gelişmelerle birlikte yükselen faiz oranları, kredi kartlı alışverişlerde uygulanan takas komisyonu oranlarını tekrar gündeme getirdi.

Evet faizlerin düşük olduğu dönemlerde bir nebze de olsa göz ardı edilen komisyonların bugünkü oranları, son derece kısıtlı bir marjda faaliyet gösteren bayiler için sürdürülebilir olmaktan çıktı.

Bakın, istasyonlar, marketlerin ardından kredi kartıyla en çok alışveriş yapılan ikinci sektör. Bu yılın ilk altı ayında istasyonlardan kredi kartıyla yapılan alışveriş miktarı yaklaşık 16 milyar 900 milyon TL. Bu rakam, geçen yılın aynı dönemine göre neredeyse yüzde 24’lük bir artışı ifade ediyor. Bir başka veriye göre de istasyonlardaki satışların yüzde 60’ının kartla yapıldığı görülüyor. Rakamlar bu kadar yüksek olunca haliyle yüksek komisyon oranları da sektörü son derece olumsuz etkiliyor.

Gazetemizde bayi temsilcilerinin konuyla ilgili yaptıkları açıklamaları okuyacaksınız. İnanın sektördeki sivil toplum örgütleri, bayilerin mevcut durumunu anlatmak için çaba sarf ediyor, cümlelerinde çok dikkatli kelimeler seçiyor. Konu için Ankara’nın desteğini bekliyor bu dev piyasaların temsilcileri… Muhatap bankalar olunca çözüm yolunda Ankara’nın otoritesine büyük ihtiyaç var.

Sivil toplum örgütleri bu konuda başka bir çözüm önerisinde daha bulunuyorlar; ‘Kredi kartlı satışlarda farklı fiyat’

5464 sayılı kanun uyarınca farklı fiyat uygulaması kolay değil. Bunun uygulanabilmesi için kanun değişikliği şart.

Yüzde 5’i bulmayan bir kar marjının olduğu bir piyasada bankalara yüzde 3’e varan bir komisyon ödenmesinin akla mantığa uygun bir durum olmadığı da açık.

Kanun değişikliği olur, Ankara bankalarla konuşur, farklı formüller bulunur…

İki piyasa da her zaman olduğu gibi Ankara’ya güveniyor.

Bugüne kadar bu iki sektör iki piyasa olduysa, en büyük nedeni Ankara’nın akaryakıt ve LPG piyasalarını iyi tanıması, sorunlarına ve çözümlerine hakim olmasıdır.

İşte bu nedenle, bu konunun da çözümü yakındır diyoruz.