Eski bir hikâye…

10 numara yağ sektörün çok eski bir hikâyesi. Baz yağların araç yakıtı olarak kullanılması konusu özellikle 2000’li yılların başından itibaren artış trendine girdi. Ama yiğidi öldür hakkını ver demişler. Gerek 2011’de yapılan ÖTV düzenlemesi gerekse EPDK’nın uygulamalarıyla bu konuda çok büyük mesafe alındı. ARZ, TALEBİN TAM 3 KATI Şimdi o dönemdeki tabloya bir bakalım. Yazıyı […]

Eski bir hikâye…
Emin Kaya
  • Yayınlanma27 Ağustos 2019 16:31

10 numara yağ sektörün çok eski bir hikâyesi. Baz yağların araç yakıtı olarak kullanılması konusu özellikle 2000’li yılların başından itibaren artış trendine girdi. Ama yiğidi öldür hakkını ver demişler. Gerek 2011’de yapılan ÖTV düzenlemesi gerekse EPDK’nın uygulamalarıyla bu konuda çok büyük mesafe alındı.

ARZ, TALEBİN TAM 3 KATI

Şimdi o dönemdeki tabloya bir bakalım. Yazıyı yazarken PETDER’in 2011 yılı Sektör Raporu’nu karıştırdım biraz. Ve o vahim tabloyu bir kez daha hatırladım. 2005 yılında 121 bin ton olan yağlama yağlarındaki talep fazlası ürün miktarı, 2011 yılında yaklaşık 1 milyon 50 bin tona yükselmişti. Bu şu demek: Piyasaya satılan madeni yağ miktarı, ihraç edilen katkı ve müstahzar miktarı, ihraç edilen madeni yağ miktarı, ihraç edilen baz yağ miktarı toplamı 555 bin ton. Oysa bu ürünlerin gerek rafineri üretimi gerekse ithalat yoluyla ülkeye giren miktarı 1 milyon 600 bin ton. Arz, talebin tam 3 katı. Aradaki 1 milyon 50 bin ton kayıp (!)…

YILLAR İÇİNDE AZALMA GÖRÜLDÜ

Bu vahim tablo üzerine Maliye Bakanlığı yağlama müstahzarlarının kilogramda 30 kuruş olan ÖTV miktarını, 1,065 TL’ye yükselterek diğer yağlama yağlarıyla eşitledi. Böylece bu tür hileli ve sahte yakıt kullanımının önüne geçilmesi hedeflendi. Yine o dönemlerde Madeni Yağ Tebliği ile önemli ve etkin düzenlemeler içeren EPDK kararlarının da yürürlüğe girmesiyle, piyasaya sunulan ihtiyaç fazlası yağlama yağları miktarında yıllar içinde azalma görüldü. 2011 yılında 1 milyon 50 bin ton olan miktar, hemen ertesi yıl 704 bin tona, sonrasında sırasıyla 477 bin, 288 bin, 278 bin, 124 bin tona geriledi. 2017 yılında bir miktar artış yaşandı ve 172 bin tona yükseldi. Yazımı yazdığım sırada baskıda olan PETDER 2018 yılı raporundaki veriye göre 2018 yılındaki ihtiyaç fazlası yağlama yağları miktarı 153 bin ton.

Evet, bu vahim tabloda çok önemli bir düzelme var. Ancak gelinen nokta gösteriyor ki halen ihtiyaç fazlası 153 bin ton baz yağ ve madeni yağ piyasaya sürülüyor. Bu da tehlikenin boyutlarını gözler önüne seriyor.

KAYIT ALTINA ALINAMAYAN ATIK YAĞLARIN DURUMU

Meselenin bir de atık yağ yönü var. Maalesef atık yağlar da hileli ve sahte akaryakıt faaliyetlerine konu edilebiliyor. Yine PETDER verilerine göre 2018 yılında piyasaya 207 bin ton motor ve şanzıman yağı sürülmüş. Bu miktarın yüzde 60’ının yani 124 bin tonunun atık olabileceği hesaplanıyor. Oysa toplanabilen atık yağ miktarı 22 bin ton. Yani kayıt altına alınamayan yaklaşık 102 bin ton atık yağ söz konusu.

Sonuç olarak piyasaya sürülen ihtiyaç fazlası baz yağ ve madeni yağla birlikte, atık yağları da hesapladığımızda 250 bin tondan fazla miktarda bir ürün, hileli yakıt potansiyeli olarak piyasada bulunuyor. Bunun ne kadarlık bir kısmının hileli yakıt olarak kullanıldığını hesaplamak elbette çok güç. Ancak sonuçta böyle bir potansiyel var.

Yazımın başında da belirttiğim gibi, bu sorunun çözümü konusunda gerçekten çok büyük mesafe katedildi. Şehirlerarası yollarda her 500 metrede bir “10 no. yağ bulunur” tabelalarının fütursuzca asıldığı noktalardan geldik buralara.

KONU SADECE EKONOMİK BOYUTU İLE DEĞERLENDİRİLMEMELİ

Ama işimiz hala bitmedi. Maliye Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, EPDK başta olmak üzere kamu ve özel sektör sivil toplum örgütleri bu konunun üzerine düşmeye devam etmeli. PETDER’in kamuoyunu bilgilendirici çalışmalarını takdirle izliyoruz.

Konu yalnızca ekonomik boyutuyla önem kazanmıyor. Bu tarz hileli yakıtlar çevre ve insan sağlığı açısından son derece tehlikeli. Manşetimizde okuduğunuz otobüs yangınlarındaki artış tesadüf mü? Hepsi elektrik ya da başka bir arızayla açıklanabilir mi? Bu olaylar en ufak ayrıntısına kadar incelenmeli ve gerçekler ortaya çıkarılmalı. Yangınların hileli yakıt kaynaklı çıktığı tespit edilirse de en ağır cezalar verilmeli.

DENETİM…

Özellikle ağır vasıta araçların yakıt depolarına yönelik denetimler arttırılmalı. Yakıt depolarından numuneler alınıp incelenmeli. Bu araçların ikmal yaptıkları tesisler sıkı denetlenmeli.

Denetim… Denetim… Denetim… Bu işin başka yolu yok…