Enerji Piyasalarının tasarımı ve planlama

Eminim piyasada geçen yıldan bu yana yaşanan olumsuzlukların etkileri geçici olacak ve serbestleşme hedefinden ödün verilmeden piyasanın sağlıklı bir yapıya oturması sağlanacaktır.

Enerji piyasaları içerisinde özellikle zor bir dönem geçiren elektrik piyasasının temel parametresi, bu piyasa özelinde -aynen diğer piyasalarda olduğu gibi- kamunun serbest piyasa hedefini koymasıydı. Gerek üretim gerek dağıtım ve perakende şirketleri bu öngörü ve beklenti ile şirketlerini kurguladılar ve bu kurgu da meyvelerini vermeye başlamıştı.

Eminim piyasada geçen yıldan bu yana yaşanan olumsuzlukların etkileri geçici olacak ve serbestleşme hedefinden ödün verilmeden piyasanın sağlıklı bir yapıya oturması sağlanacaktır.

Bunun için atılması gereken adımlar ise zaten herkesin malumu olsa da bazı konuların tekrar üzerinden geçilmesine ihtiyaç var gibi.
1.Öncelikle tedarik tarafında rekabetin doğru oluşması ve riskin hesaplanabilmesi bakımından hesaplanamayan ve/veya öngörülemeyen maliyet kalemleri ile ilgili yapısal bir çalışma yapılmalıdır. Buna sadece regülasyonlar sebebi ile gelen maliyetler ya da YEKDEM sebebiyle yansıtılan maliyetler değil, aynı zamanda kamu şirketlerinin hakim durumları nedeniyle spot fiyata etkisini de dahil etmek gerekiyor.
2.EPİAŞ’ın piyasa işletmecisi rolü ile birlikte pazarın geleceğe yönelik tasarımı üzerinde stratejiler geliştirmesi de çok önemli. Özellikle bazı konuların stratejik olarak planlamasına şimdiden başlanması gerekiyor;
a. Piyasa riskinin takip edilebilmesi bakımından piyasa katılımcılarının OTC ve VİOP üzerinde yaptıkları işlemlerin raporlanması ve bu bağlamda işlem platformlarının ve aracılık hizmeti veren şirketlerin (Broker Şirketler) belli standartta işlem yapmalarının ve gerçek zamanlı olarak bu verileri herkese açık olacak şekilde paylaşmasının sağlanması,
b. Piyasa katılımcıları adına işlem yapan personelin belli bir standartta bilgi sahibi olmalarını sağlamak amacı ile BİST örneğinde olduğu gibi sertifikalandırılmasını sağlamak, bu amaçla EPİAŞ ve sektördeki uygun STK’ların belli bir model içerisinde gereken eğitimi vermesinin sağlanması,
c. OTC işlemlerin fiziki teslimatında karşı taraf riskini minimize etmek amacı ile yine EPİAŞ ile Takasbank’ın Merkezi Karşı Taraf rolü alabileceği bir yapının oluşturulmasının sağlanması,
d. EPİAŞ’ın ileride karşısına çıkacak “Piyasa Birleşmelerini” kolaylaştırabilmesi amacı ile yazılım ve iş modelinin potansiyel pazarlarda kullanılmasının sağlanması amacı ile bu amaca yönelik olarak yurtdışı pazarlarda danışmanlık ve eğitim sağlayabileceği bağımsız bir yapı oluşturmasının ve uluslararası kuruluşlarla işbirliği yapmasının sağlanması,
e. Uzlaştırma fonksiyonunun tamamen elektrik ve doğal gaz gibi sayaç üzerinden okunan emtia olarak ayrışması, EPİAŞ’ın bu süreci bir iştirak üzerinden izlenmesinin sağlanması, EPİAŞ’ın asli fonksiyonunun sadece “piyasa işletimi” olarak kurgulanması,
f. EPİAŞ bünyesinde doğal gaz piyasasının işletmeye alınarak, elektrik ile birlikte doğal gaz piyasalarında da derinlik sağlayıcı bir modele geçilmesi,
g. EPİAŞ’ın işlettiği piyasalar ve bu ürünlerin ticaretine konu olan tüm piyasalar için kritik konu olan haber ve veri şeffaflığı bağlamında KAP benzeri bir yapının oluşturulması ve gerek kamu gerek özel kurum ve kuruluşların bu konuda hassasiyet göstermelerinin zorlayıcı olarak sağlanması.
3.Türkiye’deki elektrik ve doğal gaz piyasalarında öncelikle iletim ile ilgili konuların hızla çözülmesi çok kritik bir önem arzediyor. Özellikle elektrikteki iletim kısıtları ile doğal gazdaki depolama sorunları tüm ülke için ciddi maliyet oluşturuyor. Bu konulara TEİAŞ ya da BOTAŞ’ın maliyeti olarak değil tüm ülkenin çıkarı açısında bakılması çok önemli. Örneğin iletim kısıtları bazı dönemlerde hidro santrallerin suyunu boşa atmasına sebep olurken, aynı zamanda bazı santrallerin çalışmaması için maliyetlere sebep oluyor. Sistem işletmecileri, görev tanımları gereği elbette bu yönetimi anlık olarak yapacaklardır ancak bu maliyet ve bölgesel uygulama durumlarının rutin hale gelmesi burada yapısal bir soruna işaret etmektedir ve hareket geçilmesi gereken konuların başındadır. Kesinti gibi sorunlar ise zaten başlı başına ciddi maliyet getirmektedir. Doğal gaz depolama faaliyetleri de aynı derecede önem arz etmektedir.
4.Türkiye’de elektrik ve doğal gazda tüketicilerin fiyat esnekliği yok denecek düzeydedir. Bu bakımdan halen Yan Hizmetler Yönetmeliği içerisinde oluşturulması planlanan pilot dönem “Talep Tarafı Katılımı” hızla hayata geçirilmeli ve ardından, burada toplanan kapasitenin piyasada da değerlendirilmesine imkan veren model uygulamaya koyulmalıdır. Elektrik için üzerinde çalışılan bu konu doğal gaz için de dünyada ilk kez çalışılmalıdır.
5.Elektrik için üretim ve iletim planlanması tekrar gözden geçirilip, talebe ve kaynaklara göre yeniden bir strateji kurulmalıdır. Örneğin tüketimin yüksek olduğu ve genele göre daha hızlı arttığı Trakya bölgesine ciddi baz yük yatırımları planlanmalıdır. Bunu yaparken de elbette emisyon konusunda hassas olunmalıdır. Örneğin Akdeniz ve Karadeniz için öncelikli olarak düşünülen Nükleer Santralin öncelikli olarak Trakya bölgesi için düşünülmesi gibi stratejik konuların çalışması hızlandırılmalıdır.
6.İleriye yönelik yenilenebilir enerji yatırımlarının teşvik ve uygulama esasları, yatırımcı ve finansörlerin beklentilerine uygun ancak aşırı maliyet oluşturmadan, yatırımcılara regülasyon güveni verirken, piyasaya, rekabetin doğasına ve son tüketicilere de fazla yük getirmeyecek şekilde kurgulanmalı ve planlanmalıdır.
Unutulmaması gereken en önemli hususu tekrar hatırlatmakta fayda var. Enerji arzı, güvenliği ve fiyatı Türkiye için çok önemlidir. Ancak bu konuda atacağımız en büyük adımın da halen elimizde olan potansiyel olduğunu unutmamak gerekiyor. Enerji verimliliği ve serbest piyasa halen tam olarak kullanmadığımız bu konudaki en önemli ve güçlü silahlardır.