Enerji için dönüşüm

Değerli Okuyucularım,
Yeni, yenilenme, değişim, dönüşüm, gelişim sözcüklerini enerji ile yan yana getirdiğimizde teknik anlamda en doğrusu, yakışanı dönüşüm olur. Bilindiği üzere Fransız Kimyager Antoine Laurent Lavosier (1743-1704) Kütlenin Korunumu Kanunu ile “Kapalı bir sistemde reaksiyona girenlerin (dönüşenlerin) kütleleri toplamı, reaksiyondan çıkanların kütleleri toplamına eşittir. Madde yoktan var edilemez, varken yok edilemez” demişti. Ardından Alman kökenli Fizikçi Albert Einstein (1879-1955) “Kinetik enerji, kütlenin ışık hızı karesi ile çarpımına eşittir” kuramı ile kütle-enerji dönüşüm ilişkisini (E=mc2) ortaya koydu. Böylece kütle ve enerjinin korunumu açıklandı. Formül adeta tüm enerji kaynaklarının kaynağı güneşi işaret ediyor. Gezegenimizdeki karbon ve su döngüsünü dikkate aldığımızda kütle-enerji ilişkisi ve enerji için dönüşümün önemi ortaya çıkar.
Enerji teknolojisinde hep kütle-enerji denkliklerini kurarız. Her bir katı-sıvı-gaz yakıt üretimi, elektrik-ısı-soğuk eldesi yerküremizde bizle hep yan yana olan maddelerin dönüşümlerini başararak gerçekleşir. Diğer deyişle, yanı başımızdaki potansiyel enerji kinetik enerji olur. Isı enerjisi, mekanik enerji, elektrik, akaryakıt konforumuzu sağlar. Yeni dönüşümler için uğraşlar sürmekte. İlk dönüşüm ürünü odunun havasız ortamda ısıl dönüşümü ile odun kömürü eldesi idi. İlgi alanına girenlerin takip ettiği gibi, bugün bu konuda neler neler oluyor. Bir zamanlar kömürden üretilen havagazı pek kıymetli idi. Günümüzde kömürün gazlaştırılması müthiş bir konuma ulaştı. Diesel motor mucidi Termal Mühendis Rudolf Diesel’in (1858-1913), 10 Ağustos 1893 tarihinde yer fıstığı yağının kimyasal enerjisini mekanik enerjiye dönüştürmesi üstünden tam 125 yıl geçti ve bugün biyodizel günümüzün vazgeçilemez motorin harmanlama bileşeni.
Yerküremizde enerji kaynakları var. Tüketiyoruz. İnsanoğlu da besin yakarak, en mucizevi makine olan vücudu ile kaynak tüketmekte, yakmakta, enerjisini üretmekte ve dönüştürmekte. Vücudumuz bir termik santral gibi çalışır. Ancak insan söz konusu olunca fıtrat (yaradılış) ve mistik (gizemsel) konularını da dikkate almak gerekir. Hepimizin bir iç enerjisi vardır demek yanlış olmaz. İyi bir insan olma gayretimiz ahır yaşamımızdaki dönüşüm sürecimizdir. Enerjimizi ne için ve nasıl tükettiğimiz, dönüştürdüğümüz mühimdir.

Gelelim enerji piyasamıza, sektörümüzdeki dönüşümlere. Enerji sektörümüzün tüm öğeleri Kasım 2002’den bu yana aynı bir kümede enerjilerini ortaya koyuyor. Dönüşüyor. Resmi erk, iş dünyası, akademi, sivil toplum çalıştı. Dönüşümler oldu. Mevzuat, yatırımlar ilerledi. Aslında o günler sanki dün gibi. Zaman uçtu, gitti. O vakitler Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez İGDAŞ’taki görevinin ardından İstanbul Büyükşehir Belediyesi İştirakler Genel Koordinatörü görevine başlamıştı. 2008-2014 arasında Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu Üyesi olan Sayın Dönmez, 2015 sonunda Müsteşar atanmıştı. İş yaşamına ar-ge mühendisi olarak başlayan, Türkiye Elektrik Sanayi Birliği kurucularından biri olan ve Gas&Power Gazetesi yazarı olarak kaleminin enerjisini de izlediğimiz Bakanımız, sözün özü sektörümüzde hep bizimleydi. Yeni bakanlara yapılan bilgilendirme toplantıları olmadan görevine başlayan ilk bakan olduğu kanaatindeyim. Bu durum güzelim ülkemiz için bir şans. Yüksek potansiyel enerji var. Yenilenen bakanlık yapılanmasının enerji resmi erkinin verimli çalışmasını tetikler olmasını, dünü arar olmamamızı temenni ederken, Bakanımız özelinde yöneticilerimize, idari kadroya başarı dileğimi sunarım.
Biz bizi iyi biliriz. Enerji sektörü oyuncuları belli. Aynı sokağın çocuklarıyız. Sektörümüzün zayıf ve kuvvetli yönlerinin bilincinde top yekün çok çalışmak gerek. Paydaş olmak gerek. Konuşabilmek, doğru için imece yapmak gerek. Enerjide dijital dönüşümün öne çıktığı günümüzde hem enerji kaynaklarımız hem de kafalar dönüşmeli.
Enerjinize ve çevrenize iyi bakınız değerli okuyucularım.