Elektrik fiyatları

2016 yılının son günleri yaklaşırken, Türkiye’nin büyük kısmında etkili olan soğuk ve yağışlı havaların etkisi ile gerek doğal gaz gerekse elektrik talebinin tavan yaptığı bir sürece tanıklık ettik. Bu talep artışı ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın önceliği nihai tüketici olması sebebi ile Botaş’ın santrallere verdiği gazda kısıntıya gitmesi yaklaşık bir haftalık bir dönemde elektrik piyasasında ciddi volatilite oluşturdu.

Benzer durumların daha önce yaşandığı söylenebilir ancak bu kısmen doğru bir argüman olabilir; zira o dönemlerde ortada EPİAŞ gibi bağımsız bir piyasa işletmecisinden bahsetmek mümkün değildi ve piyasadaki ticaret hacmi bu derinlikte değildi.

“ŞİRKETLER VOLATİLİTEYE HAZIRLIKSIZ YAKALANDI”

Bu yaşanılan volatilite, piyasanın arz ve talep dengesi ile doğrudan ilişkili olduğuna göre, şirketler neden çok hazırlıksız kaldılar ve olay neredeyse bir kriz boyutuna ulaşmak üzereyken duruldu, buna biraz yakından bakmak gerekiyor.

Türkiye için gaz her zaman – daha iyi yönetilse dahi- bu tip durumlara hazırlıklı olunması gerektiği sinyalini veren bir emtia. Bu yüzden gerek gaz gerekse elektrik işinin içerisinde olan tüm paydaşlar bu durumun olası bir durum olduğunun farkındadırlar.

“KUR ARTIŞI ŞİRKETLERİN AÇIK POZİSYONUNU ARTTIRDI”

Ancak genel resme bakıldığında öncelikle tedarik şirketlerinin ciddi bir açık pozisyonla gittiklerini akıldan çıkartmamak gerekiyor. Zira YEKDEM maliyetleri ve düşük giden spot piyasa fiyatları sebebi ile koşullar şirketleri bu stratejiye mahkûm etti. Bunun altında yatan temel sebep elbette kur artışı.

“BOTAŞ’IN GAZ SIKINTISI ÜRETİMİ OLUMSUZ ETKİLEDİ”

Ayrıca doğal gaz santrali sahibi olan şirketler üretimlerinin önemli bir kısmını önceden ya vadeli olarak ikili anlaşmalarla ya da nihayetinde perakende portföylerine satmış durumdalar. Doğal olarak Botaş’ın gaz kısıntısı sebebi ile üretim yapamayınca bu kısa pozisyonlarını kapatmak için spot piyasadan elektrik almak durumunda kaldılar. Buradan kaynaklanan zararın büyüklüğü gerçekten çok yüksek boyutlarda.

“TEDARİKÇİLER ARASINDA CİDDİ FİNANSAL İŞLEM HACMİ VAR”

Ayrıca tedarikçilerin kendi aralarındaki işlem hacmi bilinmese de ciddi miktarda fiziki ve finansal işlem hacminden söz edebiliriz. Yani, bu aşırı yükselen fiyatlar karşısında, yeterince teminat ya da fonlama imkanı olmayan tedarikçiler sadece EPİAŞ üzerinden diğer tedarikçilere bir risk yaratmakla kalmıyor, aynı zamanda böyle bir oyuncunun dışarda kalmasının OTC tarafında zincirleme bir reaksiyona sebep olması da olası felaket senaryolarının arasında.

Bu yüzden, durumun geçici dahi olsa kalıcı hasar vermeden bir şekli ile düzelmiş olması sevindirici.

Ancak bu meselenin ne derinleşmesinde ne de yola konmasında piyasanın zaman zaman dillendirdiği şekli ile kamunun doğrudan müdahalesi ya da EPİAŞ’ın fiyatlara etkisi gibi yöntemler kesin olarak yok. Ancak bu kadar önemli bir hususun da çözümünde kamunun etkin rol almasında hiçbir yanlışlık yok. Özellikle şirketlerin neredeyse “tavan fiyat” uygulaması önerdiği bir ortamda, birçok üretici şirketin Gün Öncesi Piyasasına teklif girmeden Dengeleme Piyasasına girmesi nedeni ile fiyatın aşırı yükselmesine sebep olduğu, kısıntıya rağmen üretim yapan doğal gaz santrallerinin olduğu bir ortamda kamu çok doğru bir koordinasyon görevini yerine getirmiş gibi gözüküyor.

“YEKDEM MALİYETLERİ YAPISAL BİR SORUN”

Tekrar başa dönersek; öncelikle yapısal bir “sorun” olarak ortada kalan YEKDEM maliyetinin bilinmezlikten çıkarılması, tedarik pazarının riskini yönetebilmesi için çok önemli bir şart. Perakende pazarında bu kadar yüksek açık pozisyonla devam etmek sistemin güvenliği açısından önemli bir risk.

Diğer bir konu da, daha önce çok da üzerinde durduğumuz “şeffaflık” konusu. EPİAŞ’ın hazırladığı ve yönettiği platform belki piyasa açısından bir devrim niteliğinde ancak özellikle gaz konusunda bu tarafta bir eksik göze çarpıyor.

Bu sadece sürekli bir data yayını dışında, elektrik fiyatlarını doğrudan etkileyen haberleri de özellikle kapsamalı. Zira son dönemlerde VİOP üzerinde bazı zilleri çaldıran işlemlerden çokça bahsedilir olmaya başlandı. Bu piyasanın güvenilirliği ve saygınlığı yanında bu şirketlerin de saygınlığına zarar verebilir. Botaş, EÜAŞ ve TEİAŞ gibi şirketlerin bu riskten kaçınmak için KAP benzeri bir uygulama için gönüllü olacaklarını tahmin ediyorum.

Çok iyi geçmeyen bir yılın sonunda aşırı bir volatilite ile kapasak da gelecek yıllar için daha iyimser olacağımız bir 2017 diliyorum…