Doğu Akdeniz Gaz Forumu

Mısır, Yunanistan, İsrail, İtalya, Ürdün, Filistin, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin enerji bakanları 14 Ocak 2018 tarihinde Kahire’de, Dünya Bankası ve Avrupa Birliği Komisyonu’nda bulunduğu toplantıda bir araya gelerek doğal gaz konusunda ortak vizyon ve amaçlar çerçevesinde yakın iş birliği sağlamak amacıyla bir Doğu Akdeniz Gaz Forumu (DAGF) oluşturma kararı aldı.

Bu oluşumdan bahseden haberleri okuyunca herhalde bazılarınızın aklında başrollerinde Zeki Alasya ve Metin Akpınar’ın yer aldığı “Nereden Çıktı Bu Velet” filminin başlığı canlanmıştır.

Aslına bakılırsa böyle bir forum kurulmak için geç bile kalınmıştı. Neden mi?

Biliyorsunuz ki, Arap baharı rüzgarının esmesiyle gittikçe yalnızlaşan İsrail, bölgede ittifak arayışlarına girmiş ve doğal gaz keşiflerini bu arayışta katalizatör olarak kullanarak Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) ve Yunanistan ile yakınlaşmıştı. Enerji eksenli yüksek diplomasi trafiği ile pekiştiren bu ilişkiler bahis konusu üç ülke arasındaki ekonomi, siyasi ve askeri yakınlaşmayı da arttırdı. Benzer şekilde Mısır da, Temmuz 2013 sonrasında Yunanistan ve GKRY ile enerji, ekonomi, siyasi ve askeri ilişkilerini pekiştirmeye başlamıştı.

Buradaki yazılarımda ve çeşitli platformlarda Doğu Akdeniz konusunda yaptığım konuşmalarda bu iki üçgenin (Yunanistan, GKRY, İsrail ve Yunanistan, GKRY, Mısır) yakın bir zamanda dörtgen haline gelmesine (Yunanistan, GKRY, İsrail, Mısır) şaşırmamak gerektiğini belirtmiştim. Çünkü, her iki üçgeni oluşturan ülkelerin devlet başkanları dahil üst düzey yöneticileri bir kaç yıldır baş döndürücü bir diplomasi trafiği gerçekleştirmekteydiler.

Nihayetinde, Sisi, Anastasiades ve Çipras’ın 10 Ekim 2018 tarihinde Girit adasında gerçekleştirdikleri zirvede bir Doğu Akdeniz Gaz Forumu kurulması konusunda müzakerelerde bulunmuşlardı. Geçtiğimiz kasım ayında Mısır petrol bakanı böyle bir forumun kurulması için çalıştıklarını ve kurucu ülkelerle Ocak ayında üst düzey bir toplantı gerçekleştireceklerini belirtmişti.

Nisan ayında Kahire’de yapılacak genişletilmiş bir toplantıda ki bu toplantıda bazı bölgesel ve uluslararası kuruluşlar, belki de bazı şirketler de bulunacak, merkezinin Kahire’de olması kararlaştırılan Doğu Akdeniz Gaz Forumu’nun yapısına ilişkin konular görüşülecek. Henüz netleşmese de bölgesel ve uluslararası kuruluşların da Forum’a gözlemci olarak katılması ve özel sektörün de oluşturulacak bir gaz sektörü danışma grubunun bir parçası olarak Forum’da aktif görev alması bekleniyor.

Forum neyi amaçlıyor?

Yayınlanan bildirgede üretici, tüketici ve geçiş ülkelerini bir araya getirerek bölgedeki petrol ve doğalgaz kaynaklarından en verimli ve etkin bir şekilde kulanılabilmesi için teknik ve ekonomik alanlarda iş birliğini geliştirmenin amaçladığı belirtiliyor. Bunun yanında, Forum’un üyelerin çıkarlarına hizmet etmesi ve bölgesel bir gaz piyasasının kurulmasına ön ayak olacağından bahsediliyor.

Bildirgede ayrıca DAGF’nin çıkarları ve hedeflerinde mutabakat kalmak kaydıyla diğer üretici, tüketici ya da geçiş ülkeleri DAGF’ye üye olabileceğinden bahsediliyor.

Genel itibariyle bakıldığında Doğu Akdeniz Doğal Gaz Forumu veya Sisi’nin tercih ettiği gibi Akdeniz Doğal Gaz Organizasyonu ya da her ne şekilde adlandırılacak olursa olsun kurulacak bu oluşum, doğal gaz konusunda bölge ülkeleri arasında işbirliği ve diyaloğu sağlama amacı gütmesi nedeniyle faydalı bir inisiyatif izlenimi yaratıyor.

Bu Forum’un ileride Gaz OPEC diye bir oluşuma dönüşebileceği yönündeki görüşlere katılmıyorum. Gaz İhraç Eden Ülkeler Forumu diye merkezi Katar’da olan ve gaz ihraç eden ülkelerden oluşan geniş tabanlı bir kurum zaten var. Ne yapıyor, kim takıyor, o başka. Eğer Doğu Akdeniz Gaz Forumu’nun global bir amacı yok. Bölgesel bir oluşum ve kuruluş amaçları belli. Saman altında buzağı aramaya gerek yok.

Neden o ülkeler ve kuruluşlar 14 Ocak’ta yapılan toplantıda vardı?

Yukarıda da bahsettiği gibi bir süredir Yunanistan ve GKRY bir yandan İsrail diğer yandan da Mısır ile üçlü zirveler gerçekleştiriyordu. Diğer yandan, İsrail ve Mısır arasında altın çağını yaşayan ilişkiler, İsrail Enerji Bakanı Steinitz’in de belirttiği gibi 1979 barış anlaşmasından sonraki dönemde iki ülke arasındaki ekonomik ilişkileri de en üst düzeye çıkardı. Bir kaç ay içinde İsrail’den Mısır’a başlayacak gaz ihracatıyla (tutarının 15 milyar doları aşması bekleniyor) en azından doğal gaz konusunda ilişkilerin daha da pekişmesi bekleniyor.

Hem İsrail hem de Mısır, Ürdün ile gaz ticareti yaptıklarından ve araları da iyi olduğundan dolayı Forum’da yer aldı.

İtalya, bölgeyle büyüyen ticari ilişkileri nedeniyle doğal olarak yer aldı çünkü hem İtalyan şirketleri (özellikle Eni) bölgede arama ve üretim konusunda oldukça aktif, hem de İsrail’den İtalya’ya gaz taşımak amacıyla yapılması planlanan Doğu Akdeniz Boru Hattı projesinin aktif destekleyicisi.

Filistin neden oradaydı peki? Yunanistan ve GKRY, Filistin konusunda genelde Filistin yanlısı olmuşlardır. Mısır’la da arasının kötü olduğunu tarihsel manada baktığımızda söyleyemeyiz. Filistin’de keşfedilmiş ama bir türlü geliştirilip üretime başlamak nasip olmayan Gaza Marine gaz sahası ve belki İsrail’den Filistin’de ileride gaz ihracatı Forum’da ele alınır diye belki.

Forum’un kurulması hakkında yayınlanan bildirgede dikkatinizi çekti mi bilmem ama Filistin’in adı “Filistin” olarak geçiyordu, “Palestinian territories” veya “Palestinian Authority” olarak değil. Ancak şu var ki bazı medya kaynakları yaptıkları haberlerde toplantıya katılan ülkeleri sıralarken Filistin’in adını bildirgede yazıldığı gibi Filistin olarak değil de kendilerine uygun gördükleri gibi verdiler. Bizim bazı medya kaynaklarında “Filistin” yerine “Filistin Yönetimi” terimi kullanılması da tuhafıma gitti ama neyse.

Avrupa Birliği Komisyonu da doğal olarak toplantıdaydı. Bir yanda üç AB üyesi ülkenin uluslararası bir organizazyona üye olmaları söz konusu, diğer yandan da AB Komisyonu Doğu Akdeniz gazına Avrupa gaz arz güvenliği nedeniyle çok önem veriyor. Dünya Bankası da zaten bir süredir Kuzey Afrika-Orta Doğu enerji diyaloğu platformu gibi bir şey kurmak istiyordu.

Bazı bölge ülkeleri Forum’da neden yoktu?

Türkiye, Lübnan, Suriye ve KKTC gibi bölge ülkeleri toplantıda yoktu. Akla takılan soru şu: Davet edildiler de mi gelmediler yoksa davet edilmediler mi? Eğer davet etmediler ise herhalde davet edilmeyen her bir ülke için kendilerine göre ayrı gerekçeleri vardır.

Mesela, kurulacak uluslararası organizasyona KKTC’yi davet etmek demek omu tanımak anlamına gelebilirdi.

Doğal gaz açısından bakıldığında henüz belini doğrultma çabaları göstermeye çalışan Suriye’yi davet etmek de şu an için pek bir anlam ifade etmezdi diye düşünebilirlerdi.

Bu yıl deniz alanlarında sondaj faaliyetlerinin başlayacağı ve hatta ikinci arama-üretim ihalesini de bu yıl gerçekleştirecek olan Lübnan’ın (ki FSRU ihalesini de belki bu yıl sonuçlandıracak) en azından formalite icabı olsa da davet edilmemesine biraz şaşırdım aslında. Lübnan bürokratlarının İsraillilerin olduğu bir masaya oturmama konusundaki çekincelerine birçok kere şahit olduğumdan dolayı bunu söylüyorum. Gelmiş olsalar idi söz konusu Forum daha ilk celsede tartışmaların yaşandığı bir yere dönerdi her halde. Bildiğiniz gibi, İsrail ile Lübnan arasında diplomatik ve politik ilişkili olmadığı gibi iki ülke arasında münhasır ekonomik bölge sınırları konusunda büyük bir sorun yaşanıyor.

Eğer davet edilirse, illaki Kıbrıs konusunu ve Kıbrıs sularındaki doğal gaz faaliyetlerini ve deniz yetki alanları konusundaki sorunları ortaya sürerek ortamı gerer diye belki Türkiye de davet edilmedi. Türkiye ile Forum’un kurucu üyeleri arasındaki ilişkileri ortada değil mi?

Diğer yandan şunu da gözden kaçırmamak gerekir: Türkiye davet edilmiş olsaydı katılacak mıydı? Resmi olarak tanımadığı bir ülkeyle aynı masada oturup Forumun kuruluş belgesine, ortak açıklamalarına o tanımadığı ülkenin imzası yanında imza mı atacaktı? Şimdi diyeceksiniz ki, Türkiye o tanımadığı ülkenin üye olduğu Avrupa Birliği’ne girmek istiyor aradaki fark ne? Bilmem. Bir bilene sormak lazım.

Bu ülkeleri davet etmemek onları oyun dışında tutmak veya saf dışı bırakmak anlamına mı gelir?

Türkiye’nin hem bölge gazı için en uygun pazar, hem Doğu Akdeniz gazının Avrupa’ya sevki konusunda en ideal güzergah, hem de bölgede arama ve üretim konusunda artık aktif bir aktör olduğunu Foruma katılan katılmayan herkes biliyor. Hani yabancılar “elephant in the room” derler ya, belki de toplantıda bir filin varlığını istemediler. Eğer en azından Mısır ve İsrail ile pozitif bir dış politika izlemeyi seçmiş olsaydı Türkiye illaki bu Forum’un kuruluşunda illaki yer alırdı diye düşünüyorum.

Forum’un yukarıda bahsettiğim ülkelere kapalı olacağı gibi bir sonuç çıkartmak doğru olmaz. Ortak bildirgede, Forum’un ortak çıkarlarını ve hedeflerini paylaşan, üretici, tüketici ve transit ülkesi olan herhangi bir Doğu Akdeniz ülkesinin Forumun kurucuları tarafından kararlaştırılacak tüm gerekli üyelik prosedürlerini tamamladıktan sonra Foruma katılabilecekleri belirtiliyor. Fakat henüz ortada Forum’un elle tutulur bir tüzüğü, yönetmeliği vesaire olmadığından üyelik şartlarının ne olacağını kestirmek oldukça güç. Kanımca, söz konusu belgelere öyle kelimeler ve cümleler yerleştirilecek ki şu anda dışlanmış gibi gözüken ülkeler başvurmaya cesaret edemeyecek.

O halde şu anda Forum’un içinde yer almayan bölge ülkeleri alternatif bir forum yaratma arayışına girebilirler mi diye bir soru da gelebilir akla doğal olarak. Sanmıyorum. Çünkü böyle bir alternatif oluşumda yer almak demek Türkiye dışındaki ülkeler için KKTC’yi tanımak anlamına gelir. Dost ve kardeş bildiğimiz ülkelerin bile tanımadığı bir ülkeyi Lübnan ve Suriye’nin tanımasını beklemek, olmayan duaya amin demek gibi bir şey. Bir şekilde bölge dışından bazı ülkelerin katılımıyla bir oluşum vücuda getirilse bile ömrünün pek uzun olmayacağını düşünüyorum.

Sonuç? Doğu Akdeniz Gaz Forumu, bence kimseyi hedef almamaktadır. Bazı bölge ülkelerinin doğal gaz konusunda ikili, üçlü, dörtlü vesaire zirveler yerine resmi bir organizasyon çatısı altında toplanarak ortak çıkarlarını istişare edip şekillendirme hedefi güden bir örgüttür. Forum’un başarılı bir doğum yapması ve doğan çocuğun emeklemeye başlaması için bence bir süre mevcut politikalarını devam ettirecekler.

Falanca veya filancayı hedef alıyor, tu kaka vesaire gibi söylemlerle uğraşıp söz konusu oluşumu takıntı yapmak yerine kendi işimize baksak daha iyi olmaz mı? Hani, horoza sordukları “yumurta mı tavuktan çıkar, tavuk mu yumurtadan çıkar?” sorusuna horozun verdiği “ben işime bakarım, polemiğe girmem”  gibi, biz enerjimizi karada ve denizlerde petrol ve gaz arama çalışmalarını daha hızlandırmaya ve olumlu sonuçlar almak için gayret göstermeye baksak fena mı olur? Ne demiş Mevlana: İstediğin olmuyor diye üzülme. Ya daha iyisi olur ya da hayırlısı budur.

Kalın sağlıcakla.

Not: Gerçekler acıdır, acıtır ve herkes tahammül edemez. Ancak açıkça ifade edilip, yüzleşince sonu iyi olabilir.

Doğu Akdeniz Gaz Forumu Ortak Bildirgesi

Mısır Petrol Bakanı Tarek El Molla’nın davetiyle Güney Kıbrıs, Yunan, İsrail, İtalyan, Ürdün ve Filistin Enerji Bakanları Doğu Akdeniz Gaz Forumunun (EMGF) kurulmasını görüşmek üzere 14 Ocak 2019 tarihinde Kahire’de toplandı.

Bakanlar, Doğu Akdeniz’deki kayda değer doğal gaz keşiflerinin bölgenin enerji ve ekonomik gelişimi üzerinde derin bir etkisi olacağını, bu keşiflerin değerlendirilmesinin ve yeni keşiflerin bölgenin enerji güvenliği için hayati öneme sahip olduğunun önemini belirtti.

Doğu Akdeniz ülkelerindeki ortak enerji sorunlarının ve çıkarlarının bilincini tesis etmek ve karşılıklı anlayışı sağlamak bölgedeki gaz üreticileri arasında (bölgedeki potansiyel üreticiler, ithalatçılar ve transit ülkeler de dahil olmak üzere) uluslararası hukuka dayalı işbirliği yapılmasının gerekliliğini beyan ettiler. Bölgenin gaz potansiyelinden etkin bir şekilde yararlanılması amacıyla verimli bir teknik ve ekonomik işbirliğine zemin oluşturma konusunda taahhütlerini vurguladılar.

Bakanlar ayrıca, bölgedeki tüm gaz potansiyelini ortaya çıkarabilecek sürdürülebilir bir bölgesel gaz pazarının gelişmesine yol açabilmek için doğal gaz konusunda işbirliğini ilerletme ve yapısal ve sistematik bir politik diyalog başlatma taahhütlerini de teyit ettiler.

Ayrıca, bu konuda gaz endüstrisi ve özel sektörün (yatırımcılar, tüccarlar, finansal kuruluşlar ve diğer paydaşlar dahil olmak üzere) yeterli katılımını ve katkısını teşvik etmenin önemini vurguladılar.

Bu amaçla bakanlar, üyelerin doğal kaynaklarına ilişkin haklarına uluslararası hukuka uygun olarak tam saygı gösterecek, rezervlerini gelire çevirmelerine, mevcut altyapılarını kullanma ve halkının yararı ve refahı için gerekli olan yenilerini yapmaya destek sağlayacak uluslararası bir organizasyon oluşturma amacıyla Doğu Akdeniz Gaz Forumu’nu (EMGF) kurma niyetlerini açıkladılar.

Bakanlar, EMGF’nin yapısı hakkındaki detayların ve Nisan 2019’da yapılacak toplantıda görüşülecek önerilerin hazırlanması için üst düzey yetkililerini görevlendirdiler.

EMGF’nin ana amaçları şu maddeleri içeriyor:

  1. Arz ve talep güvenliği, optimize edilmiş kaynak geliştirme ve altyapı maliyeti, rekabetçi fiyatlandırma ve gelişmiş ticari ilişkiler yoluyla üyelerin çıkarlarına hizmet eden bölgesel bir gaz piyasasının oluşturulmasına yardımcı olmak;
  2. Üyeler için arz ve talep güvenliğini sağlamak, kaynak geliştirmeyi optimize etmek, verimli bir şekilde mevcut ve yeni altyapıları kullanmak, rekabetçi fiyatlandırmayı sağlamak ve ticari ilişkilerin iyileştirilmesini teşvik etmek;
  3. Bölgesel doğal gaz politikaları dahil, doğal gaz konusunda yapılandırılmış ve sistematik bir diyalog oluşturarak işbirliğini teşvik etmek, güçlendirmek;
  4. Uluslararası hukuk ilkelerine uygun olarak, üyeler arasındaki diyalog yoluyla karşılıklı bağımlılık ve iş birliğinin sağlayacağı potansiyel fayda bilincini sağlamak ve derinleşmesini teşvik etmek;
  5. Üretici ülkelere ve bölgede gaz rezervine sahip ülkelere, mevcut ve gelecekteki rezervlerini paraya çevirme çabalarında, gerek aralarındaki gerekse bölgedeki transit ve tüketici ülkelerle olan işbirliğini geliştirmeye destek olmak; Mevcut altyapının kullanılması ve mevcut ve gelecekteki keşifleri barındıracak altyapı seçeneklerinin oluşturması.
  6. Tüketici ülkelere, ihtiyaçlarını güven altına alma çabalarında yardımcı olmak ve transit ülkelerle birlikte bölgedeki gaz politikalarını formüle etmek; böylece gaz değer zincirindeki kilit aktörler arasında sürdürülebilir bir ortaklığın kurulmasını sağlamak.
  7. Gaz arama, üretim, ulaşım ve altyapı inşasında çevresel sürdürülebilirliğini sağlamak ve gazın diğer enerji kaynaklarıyla, özellikle yenilenebilir enerji kaynakları olmak üzere, ve elektrik şebekesiyle entegrasyonunu teşvik etmek, oluşturmak.

Bakanlar, EMGF’nin merkezinin Kahire’de olacağı ve gelecekte Forum’un ortak çıkarlarını ve hedeflerini paylaşan, gaz rezervlerine sahip, gaz üreticisi, tüketicisi veya transit ülkesi olan herhangi bir Doğu Akdeniz ülkesinin Forumun kurucuları tarafından kararlaştırılacak tüm gerekli üyelik prosedürlerini tamamladıktan sonra Foruma katılabileceğini teyit etti.

Ayrıca, Forum’un diğer ülkelere, bölgesel veya uluslararası kuruluşlara gözlemci sıfatıyla (üye olmayan ülkelere yönelik tanıtım faaliyetlerini, diyalogu ve karşılıklı anlayışı geliştirmek amacıyla) teşvik edeceklerini açıkladılar. Ayrıca, özel sektörün EMGF’de önemli bir rolü olduğunu ve daimi Gaz Endüstrisi Danışma Grubu’nun bir parçası olarak Forumun faaliyetlerine ve organizasyonel organlarına katkıda bulunmaya davet edileceğini de kabul ettiler.