Blok zincir sonrası enerji sektörünün geleceği

Sanal paraların elektrik enerjisi tüketimi ile olan ilişkisi; sadece bitcoin madenciliği için harcanan enerji, 20 Avrupa ülkesinin harcadığı enerjiden daha fazla.

Bu yazımda ki amacım, son dönemlerde hayatımıza giren ve 2017 yılında değeri 9 kat artan Bitcoin’i anlamak ve yaşanan bu hızlı gelişmeleri anlatmaktır. Zira yatırımcı psikolojisinde; ‘’ Para kaybetmekten ziyade yükselişi kaçırmak daha çok üzüntü vermektedir.’’

*10 dolarlık Bitcoin aldı. Yıllar sonra hatırladı, milyoner oldu.

*Bitcoin, Google aramalarında altın fiyatlarını geçti.

*2018 yılı sonunda 40 bin doları, 2021 yılında ise 100 bin dolara çıkabilir.

Aslında dünyada halen 1300 civarında kullanılan sanal para vardır. Bunlardan biri de Bitcoin. Bitcoin’in 2008 yılında Satoshi Nakamoto takma adlı grup veya bir kişi tarafından geliştirildiği düşünülmektedir. 2009 yılı ise ilk blok oluşturularak madencilik ve transferler başlamıştır. Bitcoin,  madenci (mining) denilen ücretsiz bir program tarafından üretilir ve dünya çapında maksimum üretilecek Bitcoin sayısı 21 milyon adet olarak sınırlandırılmıştır. Üretim hızını kontrol edebilmek için madencilik çıkarma hızını belirleyen protokoller ile sürekli ayarlanır. Bitcoin madenciliğini özet olarak anlatmak gerekirse, bilgisayarınıza özelliği olan bir sayıyı aratıp buldurmanızdan ibaret ve bu sayıyı önemli yapan şey ise, bulunmasının oldukça zor olması ve bulmanın gittikçe zorlaşmasıdır. Zor olmasının sebebi ise, tasarlayan kişi olan Nakamoto tarafından tasarlanmış güvenlik önlemleridir. Burada her yaptığınız arama hamlesi, bilgisayarınızın işlemci gücü ile orantılıdır. Bu durumda ise işlemci gücü ne kadar artarsa, saman yığınında olan iğne bulma olasılığınız o kadar artacaktır. Bitcoin madenciliği ilk günden başlayarak sürekli olarak zorlaştı ve bu zorluk gün geçtikçe artmaktadır. Bunun sebebi ise dünyanın dört bir yanındaki sayıları git gide artan kişilerin/şirketlerin bu işe daha fazla işlemci gücü yatırımı yapmaya başlamasıdır. İşlemciler CPU mining ekran kartları, GPU mining ekran kartları ve daha özgün olarak ASIC mining işlemcilerdir.

Bitcoin madenciliğini tek başınıza yapmak isterseniz bilgi birikiminin yanı sıra çok iyi bir bilgisayar sistemine de sahip olmanız gerekiyor. Çünkü Bitcoin madenciliği, bilgisayarınıza ait donanımlar ile yapılıyor. İlk olarak işlemci (CPU) ile yapılan Bitcoin madenciliği artık yerini kendinden 50-100 kat daha hızlı çalışabilen ekran kartlarına (GPU) bırakmış durumda. Yani bu demek oluyor ki, bilgisayarınızın ekran kartı ne kadar kuvvetliyse Bitcoin madenciliğindeki performansınız da o kadar iyi olur. Ayrıca sadece madencilik için özel olarak tasarlanmış sistemleri de (ASIC) satın alabilir veya kiralayabilirsiniz.

Bir block zincir, birbirini takip etmeyen unsurların oluşturduğu birbiri ardına zincirlendiği, genel, kalıcı ve değiştirilemez bir kayıt oluşturan sistemdir. Bu sistemde merkezi bir depo ya da tek bir yönetici olmaksızın merkezi olmayan bir yapıda çalışır. Buradaki anahtar sözcük “Dağıtık Mimari / Merkezi Olmayan”: klasik bir blok zincir, her tür kontrol birimi, merkezi sunucu veya güvenilir üçüncü şahıslar olmaksızın ağdaki katılımcılar tarafından tutarlılığının koruyan, kamuya açık, kalıcı ve değiştirilemez bir kayıt oluşturuyor. Bu, tüm bilgileri merkezileştirmek için güvenilir bir üçüncü taraf kullanmamaya özen gösterir.

Bitcoin, blokchain uygulaması olarak internet kullanıcıları üzerinden denetleyici bir otoritenin olmadığı ve merkezi olmayan bir ticaret sistemini yapılandırmak için açık kaynak mantığında kullanabilecek bir bilgisayar protokolü ya da bu protokol kapsamında üretilen sanal para birimidir. Bitcoinler yenilikçi bir şekilde çalışır. Gerçekleştirilen her işlem, dağıtılan ve paylaşılan, karmaşık fakat geçerliliği çok kolay doğrulanmış bilgisayar hesaplarıyla yapılan bir kayıtta kaydedilir. Bu hesaplamaların karmaşıklığı, Bitcoin ağının bütünlüğünü ve güvenliğini sağlar. Bitcoin son yıllarda tartışmalı imajına rağmen kullanımı yaygınlaşarak alternatif bir para biriminin özelliklerini gittikçe arttırmıştır. Özellikle başta e-ticaret siteleri olmak üzere çeşitli piyasalarda işlem görebilir bir ödeme aracı olarak kabul edildi. Günümüzde internet üzerinde yaklaşık 16,5 milyon adet Bitcoin dolaşımda bulunmaktadır. 2011 yılında 4,11 dolar olan ve 2017 yılının başında 1.000 dolarlar mertebesinden 2017 yılının sonlarına 18.000 dolar seviyesine değeri ulaşmıştır. Küresel sanal paraların ( Bitcoin, Ethereum ve Bitcoin Cash) toplam piyasa değeri şu an 324 milyar dolar seviyesine ulaşmış durumdadır.

Bitcoin’den sonra birkaç yüz benzer kripto para birimi oluşturuldu. Bunların hepsi blok zincirinin teknolojisine (yani bir blok zinciri) dayanmaktadır.  Ardışık unsurların dokunulmaz olduğu düşünülen şekilde birbiri ardına zincirlendiği paylaşılan bir dosya ile merkezi olmayan bir doğrulama işlemine (genellikle kriptografiye) dayalıdır.

Blok zincirleri merkezi olmayan dağıtık mimarisi sebebiyle finans sektöründe finansmanının da ötesine geçmiştir. Bu teknoloji günümüzde bankalar, sigorta şirketleri, kamu hizmetleri, çevrimiçi oyuncular ve yeni kurulan şirketler tarafından test edilerek, güvenli ve merkezi olmayan veri tabanları ilkesi esas almaktadır. Blok zincirleri finansal işlemlere ait kayıtların onayladığı ve bütünlüğünün korunduğu merkezi bir otoriteye ihtiyaç duymayan yeni mekanizmaları beraberinde getirmiştir.  Müzik haklarının dağıtımı, kayıt işlemleri, noter hizmetleri, video oyunları, sosyal ağlar, dağıtılmış dijital depolama da dahil olmak üzere çok sayıda hizmet blok zincirlerinin etkisi altında yeniden tasarlanmaktadır.

Gelelim sanal paraların elektrik tüketimi ilişkisine; Bitcoin çıkamak için 159 ülkede tüketilen elektrik enerjisinden fazla enerji harcanmaktadır.

Hesaplamalar şu anki fiyata göre önümüzdeki birkaç yıl içerisinde üretilecek Bitcoin değerinin 2 milyar dolar civarında olacağı ve 2018 yılı içerisinde 1,300,000 adet Bitcoin daha piyasaya sürülecektir. Bu durumda ülkeler arası üretim maliyeti, elektrik fiyatları açısından ciddi bir oranda değişiklik gösterecektir. Bu nedenle Bitcoin madenciliği enerji maliyetinin yüksek olduğu ülkelerden, enerji maliyetinin ucuz olan ülkelere geçiş yaptığı görülmektedir.

Örneğin Afrika kıtasında yalnızca 3 ülke Bitcoinden daha fazla elektrik enerjisi tüketiyor: Mısır, Güney Afrika ve Cezayir. Sadece Afrika ülkeleri de değil, Bitcoin Ekvator, Porto Riko ve Kuzey Kore’den de daha fazla elektrik tüketiyor. Tüm liste için aşağıdaki grafiği inceleyebilirsiniz.

Power Compare, Bitcoinin yıllık tahmini elektrik tüketiminin 29.05 TWh olduğunu, yani dünyanın toplam elektrik ihtiyacının %13’üne eşit olduğunu belirtiyor. Çok klasik söylem olacak fakat eğer Bitcoin madencileri bir araya gelirse, elektrik tüketimi açısından dünyanın en fazla tüketim yapan 61. ülkesi olabilirler ve bu sadece raporun açıklandığı zaman için geçerli çünkü her geçen saniye artmaya devam ediyor.

Artan bitcoin madenciliği enerji ihtiyacı

Power Compare’in verilerine göre son 30 günde Bitcoin madenciliği için gerekli olan enerji miktarı yüzde 30 artış göstermiş. Eğer böyle artmaya devam ederse küresel Bitcoin madenciliğinin enerji tüketimi 20018 yılı Ekim ayında İngiltere’nin bütün enerji ihtiyacını geride bırakmış olacak ve 2019 yılı Temmuz ayında Amerika’nın enerji ihtiyacını geride bırakmış olacak.

Katlanarak artan enerji ihtiyacı sonunda 2020 yılı Şubat ayında dünyanın bütün enerji ihtiyacından daha fazla olacak. Power Compare’in bir diğer ilginç araştırma sonucu ise şimdiye kadar harcanan bu enerji ihtiyacının en düşük maliyet ile 1.5 milyar dolar değerinde olması.

Bu rakam hesaplanırken elektrik enerjisinin en ucuz olduğu yerlerde madencilik yapıldığı hesaplanmış. Yani tahmin edebileceğiniz gibi bu rakam aslında çok daha yüksek.

Enerji sektöründe blockchain teknolojisi ilk olarak 2014 yılında güneş enerjisinin satışı ile ilgii hususlarda kullanılmaya başlamıştır. 2014 yılında tüketiciler SolarCoin isimli block zincir uygulamasını kullanarak güneş enerjisi satın almaya başlamışlardır. Buna benzer olarak güneş panellerinden enerji üretenlerde ürettikleri 1 MWh enerji karşılığında 1 SolarCoin alabilmektedirler. Bu şekilde 24 ülkede SolarCoin kullanılarak yaklaşık 150.000 MWh  dolayı bir işlem gerçekleştirilmiştir.

SolarCoin ile birlikte benzer şekilde özellikle yenilenebilir enerji için blokzincere bağlı yeni uygulamalar çıkmaya başlamıştır. Örnek olarak ElectraSeed kendi elektrik ağını oluşturan bir uygulama olarak karşımıza çıkmaktadır. Avustralya’nın Perth kentinde, Power Ledger, Aralık ayında “Avustralya’nın ilk blok satışı ile çalışan konut elektrik ticareti pazarı” olarak nitelendirilen ürünleri başlattı. Geçen yaz Yeni Zelanda’da test edilen sistem, güneş panelleri sahiplerine fazladan enerji satmalarını ve tüm ticaretin özel bir blok zincir uygulaması Ecochain’de hayata geçmiştir. New York ise Brooklyn Microgrid projesi, ethereum blok zincirini, komşular arasında güvenli işlemlerle ticareti yapılan fazladan bir “ortak bir topluluk enerji pazarı” oluşturmak için kullananların kendi elektrik ağlarını yerel olarak ve bağımsız olarak yönetmesine izin vermeyi amaçlamaktadır.

Bu durum enerji dağıtımı sektöründe merkezi bir operatör olmadan yeni bir dağıtım modeli paradigmasını getirmektedir. Bu paradigmaya göre elektrik alış – verişi otomatik olarak gerçekleşerek ve blok zincirlerle emniyet altına alındığında, yenilenebilir enerjiye sahip tüketiciyi aynı zamanda bir üreticiye de dönüştürmektedir. Bu yüzdende block zincir teknolojisinin temelde enerjinin dağıtım şebekeleri ve enerji ödemelerine ilişkin iki uygulama alanı bulunmaktadır.

İlki, herhangi bir lokal iki yenilenebilir enerji üreticisi arasında bir enerji ticareti modelini sağlamaktır. Şebekeye bağlanan Dağıtılmış Enerji Şebekelerinin (DER’ler) veya bağımsız güneş enerjisi panelleri gibi bağımsız yenilenebilir enerji kaynaklarının yaygınlaşması, enerji tüketicilerini fazladan gücü şebekeye satabilen üreticilere dönüştürmeye yardımcı olmaktadır. Günümüzde süreç elektrik piyasalarının mevcut dinamiğini enerji alım satımını, kontrollü altında tutmak amacıyla merkezileştirmektedir. Fakat blok zincirin merkezi olmayan yapısı, bu paradigmayı bozabilir ve müşterilerin belirli bir alanda birbirlerine fazla güç satmasına neden olabilirler. Dünyadaki pek çok yeni teşekkül ve enerji şirketleri bu alanda pilot projeler geliştirmektedirler. Örneğin, Brooklyn Microgrid, ilçedeki bir mahallede tüketiciler arasında enerji alışverişine izin veren bir uygulama geliştirmiştir. Benzer şekilde, Avrupa’da bir başlangıç olan Grid Singularity, enerji piyasasındaki farklı taraflar arasındaki ayrıntılı ve özel verilerin paylaşımına odaklanmaktadır. Bu husustaki gelecek vizyonlarının oluşturulması kapsamında dünyaca büyük firmalar bazı girişimler başlatmıştır. Örnek olarak British Petroleum (BP) ve Avusturya’nın Wien Enerjisi, bu yılın başında bir enerji ticareti platformu araştırmasına katılan firmalar arasında yer almaktadır.

İkincisi ise, enerji endüstrisinde blok zincir için bir diğer yaygın kullanım örneği, parasal ödemeler için kripto para birimlerinin geliştirilmesidir. Birçok şebeke bu gibi işlemleri gerçekleştirmek için pilot projelere başlamış bulunmaktadır. Örneğin, Marubeni Corporation (MARUY), Japonya’nın bazı bölgelerinde kriptografik para birimlerine ait ödemelerini kabul etmektedir. Bazı senaryolarda, blok zincirlerin faydaları ödemelerin ötesine geçmektedir.  Örneğin, Güney Afrika merkezli bir blok zincir kuruluş olan Bankymoon, uzak alanlarda bulunan akıllı sayaçlar için kriptografik parasal ödemelerini etkinleştirmek için Usizo ile ortak çalışmalar yapmaktadır.

Günümüzde bazı insanlar bu paradigmanın sadece giriş olduğunu bunun daha ötesinde de uygulamaların var olacağını düşünmektedir. Özellikle blok zincir teknolojisi Nesnelerin İnternetinin ayrılmaz bir parçası olacağı düşünülmektedir. Her elektrikli alet, ağdaki cihaz işlemlerin onaylanmasında rol oynamaktadır. Örnek olarak her ampulün veya çamaşır makinesinin kendi elektronik cüzdanına sahip olması ve tükettiği elektriği doğrudan ödemesi için bir blok zincir teknolojisi mümkün olabilmektedir.