“Sürdürülebilir Gelecek için Sürdürülebilir Enerji” raporu tanıtım toplantısı yapıldı

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Müsteşarı Fatih Dönmez, “Yerlileştirme konusuna sadece kaynak yerlileştirmesi olarak bakmamak gerek, teknoloji yerlileştirmesi de bir o kadar önemli bizim için.” dedi.

Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği’nin (TÜSİAD) Boston Consulting Group (BCG) ile birlikte hazırladığı “Sürdürülebilir Gelecek için Sürdürülebilir Enerji: Kısa ve Orta Vadeli Öneriler” raporunun tanıtım toplantısı, TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Erol Bilecik, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Müsteşarı Fatih Dönmez ve TÜSİAD Enerji Çalışma Grubu Başkanı Kıvanç Zaimler’in katılımı ile İstanbul’da gerçekleştirildi.

Toplantıda rapora ilişkin sunum yapan Kıvanç Zaimler, raporun girdi ve çıktıları hakkında katılımcılara bilgi verdi.

Sunumun ardından etkinliğin kapanış konuşmasını yapan, rapora ilişkin değerlendirmelerde bulunan Fatih Dönmez, rapor kapsamında çok değerli bulguların ortaya çıktığını, bakanlık olarak kendilerinin de gerekli data ve verilerle katkı sağladıklarını söyledi.

Dönmez rapor çıktılarına çalışarak geldiklerinin altını çizerek, çıktılar içinde katıldıkları ve katılmadıkları yerler olduğuna dikkati çekti.

Bakanlık olarak özel sektörün katkılarına verdikleri önemden bahseden Dönmez, “Geçtiğimiz yıl Milli Enerji ve Maden Stratejimizi 3 önemli ayak üzerine yerleştirdiğimizi söylemiştik, bunlar arz güvenliği, öngörülebilirlik ve yerlileştirme. Rapora genel bir eleştiri olarak, yerlileştirme konusuna sadece kaynak yerlileştirmesi olarak bakmamak gerek, teknoloji yerlileştirmesi de bir o kadar önemli bizim için.” ifadelerini kullandı.

” Bir indirim verdiğinizde müşteri nezdinde bir birim mutluluk oluyorsa, o indirimi geri aldığınızda iki birim mutsuzluk yaratıyorsunuz”

Dönmez verimli tesislerin sistemde kalmasına önem verdiklerinin altını çizerek, enerji şirketlerinin karlılığı konusundaki eleşirilere şu yorumu yaptı:

“Aslında bu karı maksimize etme amacıyla değil, şartların getirdiği sonuçlarla ortaya çıkan bir durum. Burada davranışsal ekonomi tarafından da değerlendirmekte fayda var. Bizim tesbitlerimize göre, bir indirim verdiğinizde müşteri nezdinde bir birim mutluluk oluyorsa, o indirimi geri aldığınızda iki birim mutsuzluk yaratıyorsunuz. Dolayısıyla indirip yapıp, sonradan geri almak mı yoksa sabit gitmek mi, işin bu tarafı da var.

Kararları alırken bunlar da bizim dikkate aldığımız hususlar arasında yer alıyor. Belki buradan, şöyle bir ders çıkarılabilir; ‘Bu fiyatlar akaryakıt fiyatları gibi haftalık bazda belli kurallarla hareket etmeli mi?’ diye düşünülebilir, buna birlikte çalışmamız lazım ama şunu gözden kaçırmamak gerek, tüketici tarafı daha öngörülebilir, daha stabil fiyatlar bekliyor, tedarik tarafı da ‘Benim maliyetim değiştiğinde anında müşteriye yansıtayım.’ diyor. Toptancı fiyatının faydası, üreticinin maliyetindeki esnekliği ile tüketicinin daha öngörülebilir fiyat arasında bir bakış gibi olması gerekiyor.”

Elektrik üretiminde kaynak optimizasyonu konusunda, daha verimli santrallerin çalışmasının orta ve uzun dönemde tüketicinin faydasına olduğunu belirten Dönmez, son aylarda bununla ilgili ciddi hamleler yaptıklarını hatırlattı.

Raporda Türkiye’nin bölgesel ihtiyaçlarına tam olarak değinilmediği eleştirisini getiren Dönmez, bölgeler arasında bulunan farklılıklardan dolayı ihtiyaç ve dengelerde de değişiklikler olabileceğinin altını çizdi.

Dönmez, öngörülebilir piyasaya verdikleri öneme işaret ederek, bu konuda çalışmalara hız vereceklerini bildirdi.

Verimlilikle alakalı geçtiğimiz hafta Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak’ın bir tanıtım yaptığını anımsatan Dönmez, şunları söyledi:

“Özellikle verimlilikle alakalı 2023’e kadar bir 9-10 milyar dolarlık bir yatırımla, takip eden 10 yılda 30 milyar dolar geri dönüşü olan büyük bir program açıklandı. Bu, kamu yatırım yapacak geri dönüşü olacak şeklinde algılanmamalı. Hayır, kamu da üzerine düşeni yapacak ama 80 milyon vatandaşa düşen nokta var, çok boyutlu 55 eylem var. Bunu sadece Enerji Bakanlığının yönetmesi ve yönlendirmesi de çok zor. Tarımda, gıdada, ulaştırma tarafında, herkesin yapacağı alanda işler var. O konuda da hem KOBİ ve sanayicilerimiz ve hem de küçük tüketiciler için, kolay, erişilebilir, düşük maliyetli finansman modellerine geliştirmeye ihtiyaç var, onun üzerinde de çalışıyoruz.”

Dönmez’in, “Kamu yöneticilerinin özel sektöre göre farklı zorlukları var. Kamuda yöneticilik belediye otobüs şoförlüğüne benziyor. Araba kamunun, kaynaklar kamunun, tarife belli, gidilecek yer belli, müşteri seçemezsiniz, her durakta duracaksınız vs. Özel sektör yöneticiliği biraz taksi şoförlüğüne benziyor, o netice itibarıyla kazancını düşünüyor. ‘Bugün Beşiktaş’tan gitmemeyim kalabalık olur.’ diyebilir ama otobüs şoförü açısından öyle bir seçenek yok. Elektrik dağıtım, gaz dağıtım da biraz özel halk otobüsüne benziyor. Otobüs kendilerinin ama ne zaman kalkacağı, nereye gideceği, tarifesini kamu otoritesi belirliyor, onların işi biraz daha zor.” değerlendirmesi salondan büyük alkış aldı.

Rapordan

Yayınlanan rapordaki önerilerle yükselen elektrik talebini karşılayacak büyüklükte yatırım tutarının sağlanması amaçlanırken, aynı zamanda “Dijital”, “Dağıtık” ve “Düşük karbon” perspektifleriyle sunulan yeniliklerle enerji sektörü geleceğe taşınırak, enerjide tüketicilere ve tüm paydaşlara sağlanabilecek önemli fırsatlar ortaya koyuldu.

Toplantıda verilen bilgiye göre rapor, makro perspektiften de 2030 yılında Türkiye ekonomisine yıllık 34 milyar dolar ilave katma değer sağlanabileceğini gösteriyor.

Raporda, alt öneriler de dahil toplam 107 öneri için 2018-2023 yol haritaları sunuldu. Ana belirsizliklerin uzun vade etkilerini tespit edebilmek ve geleceği bugünden şekillendirmek üzere 2030 Türkiye enerji senaryoları oluşturularak, 3 farklı senaryonun Türkiye ekonomisine ve enerji tüketicilerine, aynı zamanda enerji sektörü hedeflerine etkileri detaylı olarak analiz edildi.

Milli Enerji ve Maden Politikası hedeflerine erişildiği, Referans Senaryoya göre daha yüksek ekonomik büyüme ile oluşan daha yüksek elektrik talebinin ağırlıklı olarak ve artan oranlarda yenilenebilir kaynaklardan karşılandığı, depolama, akıllı şebekeler, elektrikli ulaşım uygulamalarının yaygınlaştığı, enerji verimliliğinin önemli ölçüde geliştiği ve enerji trendlerinin en üst seviyede yakalandığı Sürdürülebilir Büyüme Senaryosu ile sağlanabilecek kazanımlar gösterildi.

Sürdürülebilir Büyüme Senaryosu’nun başta enerji verimi potansiyelinin değerlendirilmesi, yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik üretim oranının artırılması ve sera gazı salımı artış hızının azaltılması gibi alanlarda, enerji sektörü perspektifinden çok önemli katkı sağlayacağı modellemeler ile görüldü.

Referans Senaryo’ya göre 2030 itibariyle yüzde 13 daha yüksek GSYH’ye ulaşılan Sürdürülebilir Büyüme Senaryosu’nda, elektrik enerjisi yoğunluğunun 2016 yılına göre yüzde 7 iyileşmesi ile daha verimli bir enerji sisteminin oluşturulacağı ve toplam sera gazı salımının Referans Senaryoya göre yüzde 5 daha az olacağı hesaplandı.

Ayrıca, Sürdürülebilir Büyüme Senaryosu’nda yenilenebilir enerji kaynaklarının daha hızlı değerlendirilmesi ile yenilenebilir enerji kaynaklarından üretim oranının yüzde 50’ye, yerli kaynaklardan toplam elektrik üretimi oranının da yüzde 63’e ulaşabileceği görüldü.

Emtia fiyatlarının reel olarak 2016 yılı seviyesine endekslendiği simülasyonlarda artan elektrik talebi ve yeni teknoloji yatırımlarının da etkisiyle Sürdürülebilir Büyüme Senaryosu’nda ortalama elektrik fiyatının Referans Senaryo’ya kıyasla yüzde 6 daha yüksek olabileceği hesaplandı.

Bununla birlikte Sürdürülebilir Büyüme Senaryosu’nda yenilenebilir kaynaklardan elektrik üretim oranının daha yüksek olması sonucunda, yakıt maliyetlerindeki herhangi bir artışın elektrik fiyatındaki etkisinin Referans Senaryo’ya kıyasla yüzde 11 daha az olacağı, bu durumun enerji tüketicileri ve makroekonomi perspektiflerinden bir diğer önemli kazanım alanı olduğu tespit edildi.

Tüm bu detaylı analizlere ek olarak, Sürdürülebilir Büyüme Senaryosu ile ekonomiye sağlanacak ek katma değerin büyüklüğü hesaplandı.

Enerji değer zincirinin tümünde dijital, dağıtık ve düşük karbon perspektifleriyle 3D vizyonu, yeni teknolojiler, yenilikçi iş modelleri ile desteklenecek enerji ekosisteminin, ekonomik büyümeye önemli ek katkı yaratacağı hesaplandı.

AA