Türkiye Enerji Güvenliği Konferansı başladı

 Uluslararası enerji uzmanları ve akademisyenler, AB-Türkiye arasındaki enerji iş birliğinin iki taraf için de vazgeçilmez bir nitelik taşıdığını belirterek, son dönemde AB ile Türkiye arasında yaşanan sorunların enerji alanında gidilebilecek iş birliklerini engellememesi gerektiğini ifade etti.

Enerji uzmanları, akademisyenler ve sektör temsilcileri Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) tarafından Ankara’da düzenlenen “AB Enerji Birliği Çerçevesinden Türkiye Enerji Güvenliği ve Yönetişim Risklerinin Değerlendirilmesi” konferansının “AB-Türkiye Enerji Diyaloğunun Güçlendirilmesi: Ortak Hedefler ve Zorluklar” başlıklı oturumunda bir araya geldi.

Merkezi Roma’da bulunan düşünce kuruluşu Istituto Affari Internazionali’nin (IAI) Enerji Programından Kıdemli Araştırmacı Dr. Nicolo Sartori, “(Enerji konusunda) Türkiye’nin AB’ye bağımlılığının AB’nin Türkiye’ye olan bağımlılığından çok daha az olduğunu düşünüyorum. Siyasi müzakerelerin yavaşlamasından sonra Türkiye haklı olarak enerji konularına ve AB enerji arz güvenliğinin sağlanmasına çok da bağlı olmayan bir gündem oluşturmaya başladığını, sonrasında da Rusya ile daha da yaklaştığını gördük. Ancak bu süreçler Türkiye ile AB için bakıldığında stratejik olarak iş birliği yapılamaz anlamına gelmiyor.” diye konuştu.

“İTALYA OLARAK TAP KONUSUNDA GERİDEYİZ”

Trans Anadolu Doğalgaz Boru Hattı Projesi (TANAP) ile birlikte güney gaz koridorunun 2020’de AB’nin gaz ihtiyacının yüzde 2’lik kısmını karşılayacağını belirten Sartori, bu miktarın gaz tedariğinin çeşitlendirilmesi açısından önemli olduğunu vurguladı.

TANAP’ın devamı olan Trans Adriyatik Boru Hattı (TAP) projesiyle ilgili olarak ise Sartori, “TANAP ile kıyaslayacak olursak, İtalya olarak TAP konusunda Türkiye’den çok gerideyiz. Bu konuda belki de İtalya’yı da suçlayabiliriz.” ifadelerini kullandı.

Avrupa Birliği Bakanlığı Sektörel Politikalar Başkanı Aylin Çağlayan Özcan da AB ile Türkiye arasındaki ilişkilerin dönem dönem yukarı veya aşağı yönlü seyredebildiğini belirterek, “Enerji konularındaki ikili diyalogların siyasi atmosfer dışında götürülüyor olması çok önemli.” dedi.

Özcan, Türk iletim elektrik sisteminin Avrupa Elektrik İletim Ağı’na (ENTSO-E) bağlanması konusunda yapılan çalışmaların bu atmosfer sayesinde başarıldığını kaydetti.

Teknik anlamda enerjinin ve enerji temelli diyaloğun ilişkilerin düzeltilmesi anlamında öncü olacağı kanaatini taşıdıklarını ifade eden Özcan, “Müzakere sürecine alternatif değil, ancak bu konuda yapılan çalışmaların iki taraf bakımından anlaşılmasının da önemli konulardan biri olduğunu düşünüyorum.” değerlendirmesinde bulundu.

AB Türkiye Delegasyonu Enerji Sektörü Yöneticisi Hasan Özkoç ise adaylık süreci olsa da olmasa da enerji konusunda iş birliğinin AB ve Türkiye arasında bir zorunluluk olduğunu söyledi.

Türkiye’nin elektrik sisteminin bugün Avrupa ile tamamıyla entegre olduğunu vurgulayan Özkoç, “Elektrikte yapılan doğalgaz da da yapılabilir.” dedi.

Özkoç, AB ile Türkiye arasındaki enerji ilişkilerinin özellikle yenilenebilirde geliştirilebileceğini, Avrupa’nın bu konuda gelişmiş bir teknolojiye sahip olduğunu kaydetti.

“KARŞILIKLI BAĞIMLILIK NEGATİF ALGILANMAMALI”

Avusturya’daki Graz Üniversitesinde araştırmacı olarak çalışmalarını sürdüren Dr. Bilge Yabancı, AB ile Türkiye arasında enerji konusunda iş birliğine gitme noktasında karşılıklı bir istek olduğunu belirterek, Avrupa Birliği’nin yanı sıra Türkiye’nin de enerji konusunda doğrudan tedarik ve fiyatlandırma gibi konuları belirleyemediğini anlattı.

Yabancı, AB ve Türkiye’nin enerji arz çeşitlendirmesi, enerji güvenliğinin sağlanması gibi ortak birçok isteğinin bulunduğunu ancak ancak iş birliğinin çok az olduğunu vurguladı.

Yabancı, sorunların çözümü ile ilgili olarak, “Bence atılabilecek ilk adım iki tarafın da bağımlılığın karşılıklı olduğunu görmesidir. Bu konuyu negatif olarak algılamak doğru değil.” ifadesini kullandı.
AA