Soma Kolin Termik Santrali, dış açığı azaltıyor

Avrupa Birliği ve Türkiye normlarına uygun faaliyet gösteren termik santrali Soma Kolin, yıllık 190 milyon Amerikan dolarlık enerji kaynaklı dış açığı azaltarak sürdürülebilir kalkınmayı destekliyor.  Türkiye’nin yerli ve milli kaynağı olan linyit yakıtının verimli ve doğa dostu şekilde kullanılması amacıyla 2019 yılında hizmete açılan Soma Kolin Termik Santrali, Koloğlu Holding Grubu şirketlerinden Hidro-Gen Enerji İthalat […]

Soma Kolin Termik Santrali, dış açığı azaltıyor
Tolgahan Küçük
  • Yayınlanma19 Şubat 2020 15:21

Avrupa Birliği ve Türkiye normlarına uygun faaliyet gösteren termik santrali Soma Kolin, yıllık 190 milyon Amerikan dolarlık enerji kaynaklı dış açığı azaltarak sürdürülebilir kalkınmayı destekliyor. 

Türkiye’nin yerli ve milli kaynağı olan linyit yakıtının verimli ve doğa dostu şekilde kullanılması amacıyla 2019 yılında hizmete açılan Soma Kolin Termik Santrali, Koloğlu Holding Grubu şirketlerinden Hidro-Gen Enerji İthalat İhracat Dağıtım ve Ticaret A.Ş. çatısı altında faaliyetlerini sürdürüyor. 1,1 milyar dolar yatırımla gelişmiş teknolojiler kullanılarak inşa edilen ve 2 x 255 MWe kurulu güce sahip olan santral, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın öncülük ettiği “Milli Enerji” politikası çerçevesinde kaynakları en verimli şekilde kullanarak enerjiye çevirme projeleri arasında yer alıyor.

GELECEK DÜZENLEMELERİ KARŞILAYACAK ALTYAPIYA SAHİP

Santralin sahip olduğu teknolojiler ve baca gazı arıtma sistemi ile ulaşılan emisyon değerleri hem Türkiye’de yürürlükte olan emisyon sınırlarını hem de Avrupa normlarını karşılıyor. Bununla birlikte santralde kullanılan bu teknolojiler ile Avrupa Birliği’nin aşağı çekeceği öngörülen emisyon oranları, ek bir yatırım gereksinimi olmaksızın karşılanmış olacak.

ULUSLARARASI MÜHENDİSLİK ÇALIŞMASININ BİR ÖRNEĞİ

Proje ile yıllık 4,7 milyon ton linyitin ülke ekonomisine elektrik enerjisi olarak kazandırılması ve yıllık yaklaşık 190 milyon Amerikan dolarlık gaz ithalatı ve bağımlılığının azaltılması amaçlanıyor. Türk yönetici ve mühendislerin liderliğinde Türk, Belçikalı, Çinli, Finlandiyalı ve Alman mühendislerin ortak çalışmasının ürünü olan proje kapsamında Deniş II, Kozluören, Türkpiyale açık maden sahaları ve Evciler kapalı maden sahası, Koloğlu Holding grubu tarafından 30 yıl süreyle işletilecek. Soma Kolin Termik Santrali’nde bu süreçte 120 milyon ton kömür elektrik üretimi için kullanılacak.

Soma Kolin Termik Santrali'nden ekonomiye büyük katkı

“TEKNOLOJİ VE İŞ MODELİ AÇISINDAN ÖRNEK ALINACAK BİR SANTRAL İNŞA ETTİK”

Gelişmiş teknolojileri ve yetkin insan kaynağını kullanarak çevreye ve insan sağlığına duyarlı bir santral inşa ettiklerini ifade eden Koloğlu Holding Endüstriyel Projeler Direktörü Mete Uğur Eroğlu şunları söyledi:

“Gelecek nesillerimiz için böyle değerli yatırımların gerçekleştirilmesi çok büyük önem taşıyor. Teknoloji ve iş modeli açısından örnek alınacak bir santral inşa ettik. Baca gazı arıtma sistemimize büyük yatırım yaptık ve birkaç sistemi aynı anda kullandığımız için mevcut standartları karşılarken gelecek düzenlemeleri de ek maliyet olmadan yerine getirebileceğiz. Santralimiz Türkiye’de hem var olan hem ileride getirilebilecek standartları karşılayabileceği için sektörde öncü olma özelliği taşıyor. Kaynaklarımızın kullanımı hem verimli ve ekonomik şekilde gerçekleştirilmeli hem de çevreye ve insan sağlığına saygılı ve duyarlı olmalı. Santralimiz bu anlamda milli enerji politikamıza tam olarak uyan, yerli ve milli bir kaynak olan linyit yakıtını Türkiye’de en verimli şekilde kullanan santraldir. Santralimizin bu özelliği Bakanlık kabul tutanaklarında da tespit edilmiştir.”

İNSAN SAĞLIĞI VE İŞ GÜVENLİĞİ EN BÜYÜK ÖNCELİK

Faaliyetlerinde insan sağlığı ve iş güvenliğinin en önemli öncelikleri olduğunu vurgulayan Eroğlu, “Çalışanlarımızın mutluluğu faaliyetlerimizin merkezinde yer alıyor. Bölge halkının refahına katkı sağlıyoruz. Çalışmalarımızın başlangıcından itibaren bölge insanlarının gönlünü kazandık, onlar için büyük ekonomik değer yarattık. Yarattığımız istihdam ile de bölge halkının kalkınmasına destek oluyoruz. Bölge genelinde yaklaşık 1100 kişiye direkt istihdam sağlıyoruz. Türkiye’nin elektrik üretimine yüzde 1-1,2 civarında katkıda bulunuyoruz. Yerli kaynakların ileri teknolojilerden faydalanılarak verimli şekilde kullanılması, birim kaynaktan daha çok gelir ve daha çok katma değer elde edebilmemizi sağlıyor. Bu da ülkemizin sürdürülebilir bir geleceğe sahip olmasında büyük önem taşıyor” şeklinde konuştu.

Soma Kolin Termik Santrali'nden ekonomiye büyük katkı

İLERİ TEKNOLOJİ KÖMÜR YAKMA SİSTEMİ KULLANILIYOR

Öte yandan Soma Kolin Termik Santrali, yürürlükte olan çevre mevzuatı kapsamında tüm yükümlülüklerini tamamlayarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan Çevre İzin ve Lisans Belgesi’ni aldı. Santralde kömür yakma teknolojisi olarak kullanılan “Dolaşımlı Akışkan Yatak Teknolojisi”, Türkiye kömürleri için çevreci, temiz ve uygun kömür yakma teknolojisi olarak kabul görüyor. Ayrıca santralde kullanılan Dolaşımlı Akışkan Yatak Kazanların dünyada bu türdeki en büyük ilk 10 kazan arasında yer aldığı belirtiliyor.

“ÇEVRESEL İYİLEŞTİRME FIRSATLARINI EN İYİ ŞEKİLDE DEĞERLENDİRİYORUZ”

Faaliyetlerinde çevresel ve sosyal olarak en doğru etkiyi ve en yüksek katma değeri sağlamaya odaklandıklarını dile getiren Eroğlu, son olarak şunları söyledi:

“Soma’da gerekli tüm çevresel sızdırmazlık tedbirlerini alarak daha önceden açılmış bir maden çukurunu külle doldurmak üzere bir proje geliştirdik. Doğru atık yönetimimizle eski madencilik alanlarını doğaya geri kazandırıyoruz. Bu sayede hem küller için doğru bir atık yönetimi yapmış oluyoruz hem de sonrasında en üst tabakasında nebati toprakla ağaçlandırma yaparak maden çukurunu doğaya geri kazandırmış olacağız. Yatırım kararlarımızı alırken çevresel iyileştirme fırsatlarını da en iyi şekilde değerlendiriyoruz. Soma Kolin Termik Santrali gibi santrallerin artması, enerjiye ödediğimiz dış açığın azalması için önemli yöntemlerden birini oluşturuyor. Ancak yerli yakıtların ekonomiye verimli şekilde kazandırılması, çevre normlarının yerine getirilmesi ve faaliyetlerin sosyal etkilerini gözetecek şekilde yürütülmesi sektörün gelecek yatırım başarısı için de belirleyici olacaktır.”