Nükleer enerji Türk-Japon iş birliğinde masaya yatırıldı

Sibel ACAR/ANKARA

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) tarafından düzenlenen “Nükleer Sektörde Kalite Yönetim Sistemi, Standartlar ve Nükleer Güvenlik Kültürü” konulu seminerin ilk günü Ankara’da gerçekleştirildi.

Toplantıya Türk tarafından Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği, T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Ankara Sanayi Odası ve NÜKSAK, Türk Standartları Enstitüsü, EUAŞ International ICC, Türk özel sektör firmaları; Japon tarafından ise Japon Büyükelçiliği, Mitsubishi Heavy Industires (MHI), TOA Valve Engineering, ATMEA Company, Japan Institute of Nuclear System (INSS) katıldı.

Seminer programının; tedarik zincirinde yer almayı hedefleyen sanayiciler için, nükleer kalite yönetimi ve güvenlik konusunda aydınlatıcı bir etkinlik olması hedefleniyor.

“NÜKLEER ENERJİ, SÜREKLİ GELİŞTİRİLMEYE MUHTAÇ BİR TEKNOLOJİ”

TOBB Yönetim Kurulu Sayman Üyesi Faik Yavuz nükleer enerjinin yeni bir teknoloji olmadığını fakat sürekli geliştirilmeye muhtaç ve sonu olmayan bir teknoloji olduğunu söyleyerek sözlerine başladı. Nükleer konusunda kararlı olunduğunun vurgusunu yapan Yavuz; “Günümüzde 31  ülkedeki 450 adet nükleer reaktör dünya elektrik enerjisi talebinin yüzde 11’ini karşılamaktadır. Buna ilave olarak 15 ülkede 60 reaktör ise hala inşaat halindedir. Başta Çin, Rusya ve Hindistan olmak üzere pek çok ülke önümüzdeki 15 yıl içinde nükleer kapasiteyi arttırmayı planlamaktadır. Biz ülke olarak bu konuda geç kaldık. İlk çalışmalar 1960’lı yıllarda başladı fakat sonuç alınmadı. Bu sebeple kaybettiğimiz zamanı telafi etmek açısından çok kararlıyız. Mersin- Akkuyu santralinde yürütülen çalışmalar, Japonya ile Sinop-İnceburun sahası çalışmaları bunlara örnektir. Buna ilaveten 3. saha çalışmaları ilgili bakanlığımız tarafından yürütülmektedir” şeklinde konuştu.

“NÜKLEER BİRÇOK SEKTÖRÜ DOĞRUDAN ETKİLEMEKTEDİR”

Nükleerin birçok iş kolunu ve istihdamı doğrudan etkilediğini söyleyen Yavuz, konuyla ilgili şu ifadeleri kullandı: “Nükleer santraller yüksek ilk yatırım maliyetlerine rağmen düşük işletme giderleri ve uzun ömürleri ile elektrik üretiminde öne çıkmaktadır. Ama bundan daha önemlisi, sahip olduğu ileri teknoloji ile ülkelerin bilimsel çalışmaları ve endüstrilerine de önemli katkılar sunmaktadır.

4 adet reaktör kurulmasının ilk yatırım maliyeti yaklaşık 20 milyar dolardır. Yani ülkemizde atılmakta olan adımla toplam 60 milyar dolarlık bir yatırıma tekabül etmektedir. Bu sebeple sanayicilerimizin öncelikle ülkemizdeki projelerde yer alarak tecrübe kazanmaları büyük önem arz etmektedir.

Ülkemizde kazanılan tecrübe uzun vadede diğer uluslararası projelerde Türk şirketlerinin tedarikçi olmasına zemin hazırlayacaktır. Yaklaşık 50 bin parçadan oluşan santraller inşaat, elektrik makine gibi pek çok sektördeki yerli sanayiye dinamizm kazandıracaktır. Üretimden istihdama ivme kazandıracaktır. Biz TOBB olarak bu konuda büyük çaba sarf ediyoruz. Düzenlenen bu etkinliklerin amacı da budur. Yerlileşmeyi istiyorsak firmalarımızı bu konuda iyice bilgilendirmeliyiz.”

ÖZDEBİR, DEVLET VE ÖZEL SEKTÖR İŞ BİRLİĞİNİN ÖNEMİNE DİKKAT ÇEKTİ

Ankara Sanayi Odası Başkanı (ASO)  Nurettin Özdebir Ankara’nın bilgi birikimiyle ülkemize yapılacak nükleer yatırımlara katkı sağlayabilecek en önemli kentimiz olduğunu söyleyerek konuşmasına başladı. ASO olarak nükleer güç santralleriyle ilgili projelerde yer aldıklarını ifade eden Özdebir konuyla ilgili; “Ankaralı sanayiciler olarak bu konuda üzerimize düşen tüm sorumlulukları yerine getirme çabamızı sürdürmekteyiz. Nükleer santrallerin önemi ve faydalarını tekrarlamayacağım. Ama dikkat çekmek istediğim birkaç noktayı sizlerle paylaşmak istiyorum. Dünya örneklerine bakıldığında, yalnızca kamu kurumları ya da yalnızca özel sektörün desteği ile nükleer alanda teknoloji transferi yürütülmesi mümkün görülmemektedir. Ancak Devletin liderliğinde, özel sektörün aktif katılımı ile başarı sağlanması mümkündür. Bu nedenle, ülkemizde nükleer sektörde insan kaynağı, yerli üretim ve Ar-Ge konularında uzun vadede öz yeterlilik kazanılması amacıyla yapılacak çalışmaların, ilgili tüm birimlerce planlanarak yürütülmesi önem arz etmektedir.  Nükleer sektörde Türk sanayisinin de yer alması için üç farklı proje faaliyeti 2014 yılından bu yana odamız koordinatörlüğünde başarılıyla devam etmektedir” diye konuştu.

“HEDEFİMİZ PROJELERİ YERELLEŞTİRME”

Özdebir; “Hedefimiz Türkiye’de kurulması planlanan nükleer santral projelerinin ve bu projelerin altyapılarının mümkün olduğunca yerelleştirilmesidir. Nükleer endüstriye özel malzeme ve imalat teknolojilerinin kümelenme birlikteliği üyelerince geliştirilmesi ile teknoloji edinimi, tasarım ve imalat kabiliyeti kazanımı sağlanacaktır. Ülkemizde oluşturulacak bu tecrübe, uzun vadede dünyadaki diğer nükleer santral projelerinde de Türk sanayisinin tedarikçi olmasına zemin hazırlayacaktır” dedi.

 

 

JAPON UZMANLAR BİLGİLENDİRDİ

İki gün sürecek seminerin ilk gününde Japon uzmanlar, Türk firmalarının Sinop ve diğer nükleer santral projelerinde kullanılan ürün standartları, tedarikçilerde aranan özellikler ve nükleer sektörde bütünleşik kalite yönetimi konusunda bilgilendirmede bulundu.