‘Enerji yatırımları bir kalkınma aracına dönüşmek zorunda’

 Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Müsteşarı Fatih Dönmez, enerji yatırımlarının bir kalkınma aracına dönüştürülmesi gerektiğini belirterek, “Enerji yatırımları sadece anahtar teslim inşaat projelerinin biraz gelişmişi değildir. Bizim açımızdan bu gelecek nesiller için Türkiye’nin gelir düzeyinde bir üst seviyeye atlaması için araçtır.” dedi.

 

Dönmez, bir otelde düzenlenen Enerji Davaları Sempozyumu’nda yaptığı konuşmada, etkinliği düzenleyen Enerji Hukuku Araştırma Enstitüsü’nün çok spesifik bir alanda gayet verimli ve faydalı çalışmalar yürüten bir sivil toplum kuruluşu olduğunu söyledi.

 

Sempozyumda özellikle yargıya intikal etmiş konuların tartışılıyor olmasının düzenleme otoriteleri ve politika yapıcılarını son derece yakından ilgilendirdiğini ifade eden Dönmez, bakanlık olarak tüm taraflara öngörülebilirlik sunmaya çalıştıklarını vurguladı.

 

Dönmez, bu kapsamda Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak’ın Milli Enerji ve Maden Politikası’nı açıkladığına işaret ederek, şöyle konuştu:

 

“Bu politikanın üç önemli ayağı var. Arz güvenliği konusu, özellikle teknik altyapının güçlendirilmesi, enerjinin kesintisiz kaliteli bir şekilde tüketiciye ulaştırılması son derece önem verdiğimiz bir alan. İkinci husus yerlileştirme. Burada hem yerli kaynakların kullanılması hem de piyasada teknik altyapı oluşturulurken kullanılan ekipmanın ve teknolojinin yerlileştirilmesi olarak özetleyebilirim. Diğer bir husus da öngörülebilir bir piyasa. Şüphesiz modern, gelişmiş, demokratik toplumlarda piyasaların önünü görebilmesi açısından düzenlemenin bir istişare mekanizmasıyla ortaya çıkması, piyasa derinliğinin artması açısından son derece önem arz etmektedir. Biz de bu açıdan hem EPDK’daki arkadaşlarımız hem de Bakanlığımız, piyasamızın derinliğini artırabilmek için, serbestleştirebilmek için öngörülebilir mekanizmaları ve şeffaflık mekanizmalarını olabildiğince yaygınlaştırmaya çalışıyoruz.”

“ORTA GELİR TUZAĞINDAN KURTULMA FIRSATI”

 

Son 10-15 yıldır yapılan yatırımların ağırlıklı olarak özel sektör tarafından gerçekleştirildiğini kaydeden Dönmez, “Şunu gördük ki enerji yatırımları bir kalkınma aracına dönüşmek zorunda. Bu, Türkiye’nin orta gelir tuzağından kurtulması için önemli bir fırsat olarak önümüze çıkıyor. Milli enerji stratejimizde devlet olarak neyi istediğimizin altını kalın bir çizgiyle çiziyoruz. Enerji yatırımları sadece anahtar teslim inşaat projelerinin biraz gelişmişi değildir. Bizim açımızdan bu gelecek nesiller için Türkiye’nin gelir düzeyinde bir üst seviyeye atlaması için bir araçtır.” değerlendirmesinde bulundu.

 

Göreve geldiklerinden bu yana hemen hemen her torba yasaya enerjiyle ilgili düzenlemeler eklediklerini anlatan Dönmez, “Özel olarak kanunlarımızı da geçtiğimiz yıl ağırlıklı olarak çıkardık. Çok önemli adımlar attık. Yerli kaynaklarımızın tamamının payını artırmaya yönelik çalışmalarımız halen devam ediyor. Bence enerji politikamızda ne istediğimiz çok net. Kağıt ticareti değil, akıl, yerli kaynak, yerli istihdam artışı arzu ediyoruz. Asya’dan, Çin’den getirilen panellere montaj yapan değil, bu panelleri burada üreten hatta yurt dışına satan bir Türkiye istiyoruz.” diye konuştu.

“YATIRIM İÇİN HUKUKİ GÜVENLİK SAĞLANMALI”

 

Enerji Hukuku Araştırma Enstitüsü Başkanı Süleyman Boşça da enerjinin artık gıda gibi hayatın vazgeçilmez bir parçası haline geldiğini belirterek, enerji arz güvenliğinin sağlanması için enerji yatırımlarına ihtiyaç duyulmakta olduğunu aktardı.

 

Yatırım için uygun ortamın oluşturulmasının önemine değinen Boşça, “Yatırımların yapılması için hukuki güvenlik sağlanmalı. Benzer konularda verilen farklı kararların önüne geçmek için enerji davalarında ihtisas mahkemelerinin kurulması faydalı olacaktır. Benzer konularda verilen farklı kararlar için içtihat birliğinin sağlanması gerekiyor. Enerji sektörünü bilen ve mevzuata hakim olan ihtisas mahkemeleri hem adil kararların çıkmasında hem de yargılamanın hızlanmasında etkili olacaktır.” ifadelerini kullandı.

AA