Enerji finansmanı ve kriterlerini konunun uzmanları değerlendirdi

8’inci Türkiye Enerji Zirvesi kapsamında “Enerji Finansmanı” konferansı düzenlendi. PWC Türkiye Elektrik Piyasa Hizmetleri Koordinatörü Tamer Emre’nin moderatörlüğünü yaptığı oturumda “Enerji Finansmanı” konusu masaya yatırıldı.

 

ENERJİ SEKTÖRÜNDEKİ FİNANSMANDA BANKALARIN KONUMU

 

Garanti Bankası Proje Finansmanı Müdürü Ahmet Tohma; enerji sektöründe finansman konusuna yönelik değerlendirmelerde bulundu. Tohma, “ Türk bankaları enerji sektörüne ciddi bir finansman sağladı. Gelinen noktada enerji sektörü Türk bankacılık sektöründe en önemli paya sahip oldu. Şu an itibariyle enerji arz güvenliğini sağlamış durumdayız. Doğal gaza bağımlılığımız ve enerjideki bağımlılığımız azaldı. Türkiye’nin elektrik talebindeki artışı bankalar sayesinde yerli ve yenilenebilir kaynaklardan sağlandı. Elektrik fiyatları 2006-2008 yılında 14 kuruşken geçtiğimiz yıl da aynı fiyatta seyretti. Enflasyon etkisini baz aldığımızda ciddi bir başarı hikayesi var. Şu an yolun yatırımların karşılığını görme noktasındayız. Bu yatırımların hazmedilip yeni yatırımların yapılacağı bir geçiş sürecindeyiz. Kur yönetimi konusunda zaman zaman zorluklar yaşıyoruz” dedi.

 

Perakende sektörüne değinen Tohma; “Bu sene içerisinde müşteri profillerinin elektrik talebindeki değişikliğe bağlı olarak bazı değişikliklerin öne çıktığını görüyoruz. Bu da finansal yeni yöntemler gerektiriyor. Bu sene içerisinde gördük ki dağıtım firmalarımızın tamamı bu hizmetleri kullandı. Finansman paketinin her sene kar topu gibi büyümesi yılların sonunda bankalar olarak kredi rakamlarınızı zorluyor yada başka çözüm yöntemlerini arıyorsunuz. Bizler bu konuda özellikle kredi akışına ilişkin yeni bir birim kurduk. Elimizdeki kredi portföyünü yeni kredi ihtiyaçlarına cevap verebilmek için dünya bankası yöntemlerine bakmaya başladık. Enerji finansman sektörü sürekli bir değişim halinde” diye konuştu.

 

“SAĞLIKLI FİNANSAL YAPIYI SAĞLAMAK İÇİN ÇALIŞIYORUZ”

 

Enerjisa Finans Yönetim Müdürü Ayşegül Öcal; likidite ve yabancı yatırım açısından en doğru yöntem nedir konusunda değerlendirmelerde bulundu. Öcal, “Sabancı Holding’in enerji sektöründeki stratejisi denge üzerine kurulu. Diğer üretim şirketlerinden ayrıldığımız nokta tüm sektörleri bir arada yürütüyor olmamız. Bu yüzden finansman yapısını da buna göre kurduk. Bu şekilde 3600 MW’ın hepsini devreye aldık. Burada finansman yapısının faydasını hem bankalar hem de biz gördük. En çok zorlandığımız nokta kur yönetimiydi. Kur riskimizi çeşitli yöntemlerimizle yönetmeye çalışıyoruz. Baştaki fizibilitelerden şu anki geldiğimiz nokta asla aynı değil. Biz de şu an tıpkı yabancı bir kuruluş gibi daha sağlıklı finansal yapıya nasıl geliriz bunu araştırıyoruz” dedi.

 

ENERJİ PİYASALARININ GELECEĞİ

 

Zorlu Enerji Grubu Proje Finansman Müdürü İlkay Aydemir enerji piyasasına yönelik açıklamalarda bulundu. Aydemir; “Türkiye enerji piyasası son 10 yılda önemli adımlar attı. Biz de çoğunluğu yenilenebilir enerji olan yatırımlar yaptık. 2020 sonrasında açıkçası nasıl bir yapı olacağını merak ediyoruz. Bunun kaynakları esas alan bir model alan bir yöntem olması gerekiyor. Örneğin jeotermal kaynakta bir YEKA modeli uygulanması çok uygun görünmüyor. Öngörülebilir ve sürdürülebilir bir yapıya ihtiyacımız var. Türk Bankaları her zaman proje ve piyasa riskini aldılar ama fakat Dünya bankalarına da ihtiyacımız var. Onlar da riski pek sevmiyor. Onlar için fiyat garantisi çok önemli. Açıkçası zor bir süreç bizi bekliyor. Olay sadece proje finansmanı ve borç değil. Sermaye tarafındaki oranları da ele almak gerekiyor. Son 10 yılda bir şekilde bugün yatırımcılar ya faizlerini yada anaparalarını ödüyorlar. Sermayelerine bir ödeme yapmıyorlar. Son 10 yılda bunun sağlıklı noktaya gelmediğini görüyoruz. Bunun çözümü de sermaye yönetiminde bir takım finansman yollarını açılması. Enerji piyasasının döngüden çıkması gerekiyor. İşte o zaman 2020 sonrasında daha öngörülebilir bir dönem yaşanacaktır” şeklinde konuştu.

 

DAĞITIM VE PERAKENDE SEKTÖRÜ AÇISINDAN FİNANSMAN

 

Limak Enerji Genel Müdür Yardımcısı Sinan Öktem finansman konusunu dağıtım ve perakende fiyatları açısından inceledi. Öktem, “Dağıtım ve perakende tarafında operasyonların karışık olması, karar verme mekanizmasının çok olması yatırım tarafını biraz karmaşık hale getiriyor. Dağıtım şirketi tarafında çok ciddi bir yatırım yükümlüğü ve ihtiyacı var. Bunun geri süreci de belirli bir süreç alıyor. Yatırım miktarlarınız artıkça hiçbir zaman koyduğunuz parayı tamamen geri alamıyorsunuz. İşin mali tarafıyla ilgilenenleri kişileri işin bu tarafı biraz düşündürüyor açıkçası. Perakende tarafında ise, ciddi ihtiyaçlar oluyor. Daha kısa dönemli ve daha hızlı bir şekilde ortaya çıkıyor. Örneğin; 21 dağıtım bölgesinin tedarik şirketiyiz. Serbest tüketici ve serbest tüketici hakkı olmayan kişilere hizmet veriyoruz. Son dönemde yaşanan gelişmeler de ikili anlaşmaları biraz zor duruma koyabiliyor. Bunun çözümü;  mevzuatın güncel gelişmeleri takip ediyor olması. Mevzuatların güncel olmasını bekliyoruz” dedi.