“Elektrikte fiyatlar aslında olması gerektiği kadar yükselmedi”

Türkiye Enerji Zirvesi Başkanı Mustafa Karahan bir televizyon kanalında enerji sektörünün gündemini değerlendirdi.

Türkiye Enerji Zirvesi Başkanı Mustafa Karahan, “Elektrik üretimi temelde ithal kaynaklara dayanıyor. Bu da ciddi bir kısım, doğalgaz ithalatı sebebiyle. Doğalgazda dolayısıyla biz belirlemiyoruz. Bu tamamen yurtdışındaki piyasadan bir formülasyonla aldığımız fiyat. Bu fiyatı birebir yansıttığınız zaman piyasaya bütün volatiliteyle beraber hem sanayinin maliyetini hem tüketicinin maliyetini hem de elektrik üretimindeki maliyeti çok ciddi etkileyecektir. Bu da piyasada şok anlamına gelebilir. Kamu otoritesi bunu BOTAŞ kanalıyla fiyatları bira daha geciktirerek, bütün zamları yansıtmayarak özellikle hane halkı tüketicisine biraz daha zaman tanıdı. Petrol fiyatlarında gerileme, kur düşüşü doğalgazda maliyetleri biraz daha düşürdü” dedi.

“Fiyatlar aslında olması gerektiği kadar yükselmedi”

Mustafa Karahan, “Elektrikte ise doğalgaz, kömür ve yenilenebilirden üretilen kısımlar var. Bunların da genel komponentlerine baktığımızda en azından yatırım tarafı yine yabancı paraya bağımlı. Dolayısıyla kurlardan etkilenmeme ihtimali yok. Tabii burada da bir mekanizma ile çok aşırı etkilenmenin önüne geçildi. Fiyatlar aslında olması gerektiği kadar yükselmedi” ifadelerini kullandı.

Karahan, “Çok ciddi bir hikâye yazıldı enerji tarafında özellikle elektik tarafında 2006’dan beri. O günden bu güne çok şey yapıldı. Çok ciddi bir yatırım dönemi geçirdik. Bunun sonucunda da geldiğimiz hem global ekonomik durum hem Türkiye’nin özel durumu hem de kurla ilgili durum talepte yeterince artış olmama durumunu karşımıza çıkarttı. Son iki buçuk senedir bununla karşı karşıyayız. Ama son 12 senedir ciddi yatırımların geldiğini görüyoruz. Enerji yatırımı dediğiniz şey bugün yatırım kararı verse en az 3-4 sene. Hemen karar verilip de devreye girilen modeller değil. O yüzden arz fazlası var şu an piyasada. Bu bizim temel durumumuz. Ama bu dönemdeki yatırımlara baktığınızda aslında en ciddi yatırım yenilenebilir tarafında oldu. Türkiye’deki temel sıkıntı olan cari açıkla ilgili enerji ithalatı kısmı ileriye dönük olarak bayağı bir telafi edilecek gözüküyor” şeklinde konuştu.

“Yüzde 20-25 civarında bir sıkıntı durumu var”

Karahan, “Birkaç parçaya ayırıyorum enerji sektörünün komponentlerini. Birincisi regüle tarife üzerinden iş yapan şirketler var yani dağıtım şirketleri, üretim yapanlar var bir de ticaret yapalar var. Elektrik yatırımın büyük olan kısmı üretim ve dağıtım tarafı. Özelleştirmeden alınan dağıtım şirketleri var. Burada toplam kredi TÜSİAD’ın raporuna göre 52 milyar dolar ve tamamı yabancı para cinsinden. Yeni TL cinsinden kredi yok denecek kadar az.  Bizim piyasadan aldığımız intibaya göre de bunun yüzde 20-25 civarında bir sıkıntı durumu var. Yani bankalarla şirketler arasında ciddi ciddi yapılandırma hatta daha sert durumların konuşulduğunu biliyoruz. Burada artık top bankaların sahasında. Yani şu anda onlarla ilgili. Şirketlerin oynayacakları oyun alanı kalmadı. Özellikle bu konuştuğumuz şirketler karsızlık problemi, devam eden talep düşüklüğü sıkıntısı bunları alt alta koyduğunuzda kur etkisi olunca da artık iş döndürülemez noktaya gelmiş gibi gözüküyor. Bu konuda artık bankaların bir şey yapması lazım. Yani bir yatırım yaparken sadece yatırımcı yanlış karar vermiyor. Ona finansman veren de yanlış karar vermiştir. Nakit akışı tarafında problemi olmayan şirketler, özellikle dağıtım şirketleri olanlarda bunun daha rahat yürüyeceğini düşünüyorum. Ama üretim yapan tarafta tek bir santral bazında düşündüğünüzde burada mutlaka bir konsolidasyon olması lazım. Konsolidasyon olmadan tek başına bir doğalgaz santralinin hayatta kalma ihtimali bugünkü fiyat mekanizmasıyla pek kolay değil. Ama bundan iki-üç sene sonra bu aşırı yatırım döneminden sonra Türkiye bir yatırımsızlık dönemine doğru geçiyor. Burada artık termik yatırım hiç görmeyeceğiz. Sadece yenilenebilir yatırımları göreceğiz. Bunlar da YEKA modeline geçildi. Beklenildiği kadar da hızlı gitmedi.  Fiyat ve verimliliğine baktığımızda yenilenebilirden başka bir üretim ufukta gözükmüyor. Bu bahsettiğimiz santraller, bugün kötü olan santraller, birkaç sene yüzdürülebilirse daha iyi bir döneme girebilirler. Yani bir ümit var.  Bu santrallerin temel özelliği çok esnek olması. Her an ihtiyacınız olduğunda devreye girebilecek, devreden çıkabilecek.  Yenilenebilirin bu özelliği yok. Oradaki dengesizlikleri kapatabilecek yegâne santraller aslında şu anda doğalgaz santralleri” diye konuştu.

“Sanayicilerin şikayetini anlıyorum”

Karahan, “Son kaynak tedarik tarifesi diye bir şey çıktı. Belli bir tüketimin üzerinde olan şirketler artık bu tarifeden alıyorlar. Bu tarife de değişken bir tarife ve spot fiyata bağlı. Marjlar o kadar düşmüş durumdaki tedarikçiler spot fiyat artı yüzde 3 ile sanayiciler elektrik satıyorlar. Sanayicilerin şikayetini anlıyorum çünkü yıllar boyunca sübvanse elektrik fiyatından kullandılar. Maliyetleri arttı sadece maliyetle kalmadı bir de değişken oldu. Her gün spot fiyatı takip etmek zorundalar artık. Elektriğin fiyatı hatta biraz baskı altında kalan fiyattan bahsedebiliriz. Yani rekabet güçlerini artık bu elektrik fiyatına göre ayarlamaları ve hesaplamaları gerekiyor. Artık eskisi gibi ne olursa olsun ben elektriği kullanayım devri değil, verimlilik devrine doğru gidiyoruz” dedi.