elektrik

Elektrik ticaretinde gündem tahsilat riski

Covid19 salgını nedeniyle küresel ekonomiye ilişkin endişeler, enerji piyasalarını derinden etkilemeye devam ediyor. Gas&Power’a değerlendirmelerde bulunan ETD Başkanı Burak Kuyan, pandeminin enerji ticareti üzerinde neden olduğu riskleri değerlendirdi.

Covid-19 Türkiye’de Mart ayında baş gösteren vakaları sonrası ekonomik aktivite ile günlük hayattaki yavaşlamaya bağlı olarak elektrik, doğal gaz ve akaryakıt tüketimi de gerilemeye başladı. Elektrik tüketimindeki gerileme Mart ayında tedbirlerin kademeli olarak alınması nedeniyle sınırlı olurken Nisan ve Mayıs aylarında tüketimdeki hızlı bir düşüş görülmesi bekleniyor. Tüketimdeki düşüş elektrik fiyatlarında aşağı yönlü düşüş baskısını arttırıyor.

Covid19 pandemisinin beklenenden uzun sürmesi halinde orta ve uzun vadede ticaret piyasasına negatif etkilerinin artmasından endişe ediliyor. Gas&Power’a değerlendirmelerde bulunan ETD Başkanı Burak Kuyan, Covid-19 pandesiminin enerji ticareti üzerinde neden olduğu riskleri değerlendirdi.

SEKTÖRÜ DESTEKLEYECEK ÖNLEM PAKETİ HAYATİ ÖNEMDE

Kuyan, şirketlerin en öncelikli konu olarak gerek talep düşüşünün gerekse ekonomik yavaşlamanın tüketim tarafına etkisiyle ortaya çıkabilecek tahsilat problemlerinin gelir akışları ve finansal yapıları üzerine muhtemel etkileri ile başa çıkabilmeyi sağlayacak yöntemlere çalıştıklarını ifade etti. Elektrik tedarik ve ticaret sektörünün devamlılığı açısından en önemli risklerden birisi olarak yaşanabilecek büyük ölçekli tahsilat problemi plana çıktığına dikkati çeken Kuyan, “Sektörün sürdürülebilirliği açısından özellikle tahsilat problemleminin ön plana çıktığına karşın Devlet tarafından sektörü destekleyecek bir önlem paketi hayati önem taşıyor” değerlendirmesinde bulundu.

PİYASANIN İŞLEYİŞİNİ BOZACAK HAREKETLERDEN KAÇINILMALI

Burak Kuyan açıklamalarına şöyle devam etti: “Elektrik ticaret hacmi özellikle fiziksel ticaretin daha etkin olduğu piyasamızda tüketim tarafındaki gelişmelerden çok fazla etkilenmekte. Biz ETD olarak bir süredir tezgah üstü (OTC) piyasadaki işlem hacimlerini raporlayarak yayınlıyoruz. Ülkemizdeki ilk Covid19 vakasının açıklandığı tarihten önceki haftalara ilişkin verilere bakıldığında, ilk vakanın açıklanması ve salgın sürecine ilişkin tedbirlerin uygulanmaya başlamasından sonra önemli bir düşüşün olduğunu net şekilde görebiliyoruz.

Bu durumun beklenenden uzun sürmesi halinde orta ve uzun vadede ticaret piyasasına negatif etkileri de artacaktır. Zira piyasanın gelişimi hacim ve derinlikle doğru orantılı ilerlemekte. Fiziki talep düşüşünün sonucunda piyasa hacimlerinin düşüşü devam ettikçe katılımcıların ilgisi azalabilecek ve bu daha fazla düşüşe sebep olabilir. Oysa iyi işleyen, yüksek hacim ve derinlikli, geleceğe dönük güvenilir sinyaller üreten bir piyasa, sadece tedarik şirketlerini değil, üretim şirketlerinin yatırımlarının geleceğini ve ülkemizin arz güvenliği stratejilerinin başarısını da etkileyecek hayati bir faktör. Zira enerji sektörü değer zincirindeki halkalar birbiriyle doğrudan bağlantılı olduğundan dolayı bir alanda yaşanan sorunların tüm sektörü etkilemesi kaçınılmazdır.

dayanışma etd

Bu sebeple ETD olarak bizim son dönemde çalışmalarımız ticaret piyasasının hacminin yükseltilmesine odaklanmaktaydı. Bu noktada en arzu etmeyeceğimiz durum aslında son dönemde belirli bir ivme de yakalamış olan ticaret piyasasında gelişimin olumsuza dönmesi olur. Kuruluşumuzdan bu yana piyasamızın gelişimi ile ilgili konularda önemli mesafeler kaydedildi. Bu süreçte piyasanın varlığını ve sürdürülebilirliğini test eden birçok zorlukla karşılaşıldı. Bu sınamaların en büyüğü 2018 yılının ikinci yarısında ortaya çıkan piyasa gelişmeleri neticesinde yaşanan süreç olmuştu. Üzerinden geçen uzunca bir süreye rağmen yaşananların ticaret piyasasına etkileri halen atlatılmaya çalışılıyor. Tekrar buna benzer bir durumun yaşanması, bugüne kadar büyük emekler harcanmış olan ikili anlaşmalar piyasasına duyulan güveni bir kez daha sarsacak ve bundan sonraki süreçte de elektrik ticaret piyasasının işleyişini tamamen imkânsız hale getirecek yıkıcı bir etki yaratabilecektir.

Bu noktada piyasamızın sürdürülebilirliği açısından sektör katılımcıları tarafından dikkat ve hassasiyet gerektiren en önemli konu mevcut sözleşme ve taahhütlere bağlılık olacaktır. Mevcut sözleşmelerin sürdürülmesi için çeşitli ticari yöntemler ve imkânlar olduğunu düşünüyoruz. Rasyonel ve iyi niyetli katılımcıların, ticaretin sürdürülmesi yönünde bir tutum sergilemeleri mümkün. İçinde bulunduğumuz dönemde bir sektör paydaşının dahi bu dikkat ve hassasiyet konusunda zafiyet göstermesinin tüm sektörümüz ve piyasamız için domino etkisi yaratarak herkes için olumsuz olacak sonuçlara yol açacağı unutulmamalıdır.

Piyasanın herhangi bir alanında bir piyasa oyuncusunun sağlıklı bir piyasa işleyişini bozabilecek aksiyonlarının diğer piyasalarda da olabilecek etkileri dolayısıyla konuyu EPİAŞ ve EPDK ile de yakın iletişim içinde takip ediyoruz. Bu noktada piyasa bozucu harekette bulunan katılımcıların EPİAŞ nezdindeki teminat hesaplama mekanizmalarında diğer katılımcılardan farklı risk katsayılarıyla değerlendirilmeleri konusunda da yakın zamanda adım atılmasını bekliyoruz.”

SEKTÖRÜN DEVAMLILIĞI AÇISINDAN EN KRİTİK RİSK FAKTÖRLERİNDEN BİRİSİ TAHSİLAT PROBLEMİ

Bu süreçte şirketler ve sektörümüzde karar verici kurumlar birçok önlem ve aksiyon üzerinde çalışmaktalar. Şirketlerin en öncelikli konu olarak gerek talep düşüşünün gerekse ekonomik yavaşlamanın tüketim tarafına etkisiyle ortaya çıkabilecek tahsilat problemlerinin gelir akışları ve finansal yapıları üzerine muhtemel etkileri ile başa çıkabilmeyi sağlayacak yöntemlere çalıştıklarını söyleyebilirim. Zira zaten son birkaç yıllık dönemde son birkaç yıllık dönemde gelinmiş olan noktada sektörün en büyük sorunu finansman problemi olarak ön plana çıkmaktaydı. Dünyadaki gelişmeler ile paralel olarak ülkemizde de ekonomik gelişim trendindeki yavaşlama sonucu arz – talep dengesine ilişkin beklentilerin sapması, döviz kuru konusunda yaşanan aleyhte dalgalanmalar ve bunlarla birlikte piyasamızdaki öngörülemez fiyat hareketleri sebebiyle sektörümüzün finansal dengesi yaşamsal bir sınır çizgisine gelmişti. Dolayısıyla bu süreçte elektrik tedarik ve ticaret sektörünün devamlılığı açısından en önemli risklerden birisi olarak yaşanabilecek büyük ölçekli tahsilat problemi plana çıkmakta. Sektörün sürdürülebilirliği açısından özellikle tahsilat problemlerinin etkilerine karşın Devlet tarafından sektörü destekleyecek bir önlem paketi hayati önem taşıyor.

Bunun haricinde operasyonel olarak da birçok önlem almaktalar. Şirketlerin tamamının mümkün olan en geniş kapsamda uzaktan çalışma düzenine geçtiklerini söyleyebilirim. Yalnızca çok mecbur olan personel ofiste çalışmaya devam etmekte. Tabii uzaktan çalışma düzeni açısından özellikle bilgi işlem, iletişim ve güvenlik altyapısı anlamında önemli geliştirmeler ve düzenlemeler yapıldı. Aynı şekilde iş yerlerinde çalışmak zorunda olan çalışanlar için de çok kapsamlı fiziksel ve sıhhi güvenlik önlemleri alınmakta.

Kamu tarafında da hem talep hem de arz tarafının hassasiyetlerinin, sektörün bütüncül olarak sürdürülebilirliğini sağlayacak tedbirler ile yönetilebilmesine dönük büyük bir çaba görmekteyiz. Henüz çok somut düzenlemeler ortaya çıkmamış olsa da bu süreçte Devletimizin gösterdiği büyük mücadeleye enerji yönetimimizin de etkin şekilde destek vermeye çalıştığını düşünüyorum.

TİCARET PİYASASININ GELECEĞİ İÇİN SÖZLEŞME VE YÜKÜMLÜLÜKLERE BAĞLILIK ÇOK ÖNEMLİ

Covid19 virüsünün ülkemize de yayılımı ile tüm sektörlerde olduğu gibi enerji sektöründe de olağan üstü bir sürece girildi. Bu sürecin sektörel ya da ekonomik dinamiklerle sınırlı şekilde değerlendirilemeyeceği açık. Elektriğin tüm vatandaşlar için hayati bir ürün olması ve tedarikinin sürekliliğinin önemi dolayısıyla biz de konuyu faaliyetlerin sürdürülebilirliği ekseninde değerlendiriyoruz.

Virüsün enerji piyasasında ticaret ve tedarik faaliyetlerine etkisi anlamında temel birkaç konu ön plana çıkmakta. Bunlardan birisi tüketimin düşmesi, ikincisi ekonomik faaliyetin yavaşlamasının getirebileceği tahsilat riskleri, üçüncüsü ise bu durumun toptan ticaret tarafında hacmi düşürücü etkileri. Orta vadede ise talep tarafındaki düşüş trendinin ve salgın sürecinin uzaması halinde özellikle fiyat hareketlerinin şirketlerin finansal yapıları üzerinde oluşturabileceği etkiler ile daha kalıcı sonuçlar ile karşı karşıya kalabiliriz.

COVID-19’UN TALEP VE FİYAT ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ GÖRÜLMEYE BAŞLADI

Türkiye’de de Covid19 ile mücadele kapsamında alınan tedbirlerin gerek üretim gerekse ticaret hayatını yavaşlatacağı ve talepte ciddi düşüşlere sebep olması bekleniyordu. Talep miktarı hava durumu gibi bazı etkenlere de bağlı olsa da bu etkiler olağanüstü bu süreçte biraz daha minimal kalmakta. Zira EPİAŞ Şeffaflık platformundaki verilere baktığımızda talepteki düşüş göze çarpmaya başladı.

Bunun tabii ki fiyatlar üzerindeki etkisini de görmeye başladığımızı söyleyebiliriz. Özellikle hal-i hazırda mevcut olan yüksek kurulu gücümüz ve arz tarafında üretime katılan kaynakların dağılımına bağlı olarak mevsimsel etkiler dikkate alındığında fiyatlar üzerinde düşüş yönünde olan etkinin dönem dönem çok arttığını görebiliyoruz.