10. IICEC’de küresel enerji ve iklim gelişmeleri ele alındı

Sabancı Üniversitesi İstanbul Uluslararası Enerji ve İklim Merkezi (IICEC) tarafından bu yıl 10’uncusu düzenlenen IICEC Enerji Konferansı’nda “Küresel Enerji ve İklim Gelişmeleri ve Türkiye için Çıkarımlar” konusu ele alındı.

Conrad Hotel İstanbul’da gerçekleşen 10. IICEC Enerji Konferansı enerji sektörünün tüm paydaşlarını bir araya getirdi. Sabancı Üniversitesi Kurucu Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı ve Sabancı Üniversitesi IICEC Direktörü Prof. Carmine Difiglio’nun ev sahipliğinde gerçekleşen konferansta, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez Onur Konuğu olarak yer aldı.

Konferansta bir konuşma yapan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, enerji sektörü özelinde oldukça kutuplaşmış bir dünya görüldüğünü ifade ederken “Kutuplaşmaların artması çoğunlukla bir kırılmayla sonuçlanıyor. Bu kırılma küresel durgunluk, yüksek ya da çok düşük fiyatlar ya da jeopolitik ve ticari gerilimler olabilir. Dünyadaki volatilite arttıkça bu durum elbette öngörülebilir politikaların da kısmen önüne geçiyor. Örneğin yenilenebilir enerji maliyetleri düşse de arz-talep dengesizliği ya da bölgesel/küresel gerilimler fosil yakıtların fiyatlarında oynaklığa sebep oluyor. Küresel enerji düzleminde biz böyle bir kırılmayı da kendi senaryolarımızda değerlendiriyoruz” dedi.

OCAK AYINDA HİDROJEN STRATEJİLERİ ÜZERİNE ETKİNLİK DÜZENLENECEK

İklim değişikliğinin önüne geçmek adına ciddi çalışmalar yapıldığını kaydeden Bakan Dönmez, “Bizim en çok izlediğimiz konulardan biri de iklim değişikliğiyle ilgili bu kadar söyleme rağmen emisyonların artması. Birçok eylem ve politikaya rağmen emisyon artışlarının yavaşlaması şimdilik en fazla ekonomik büyümenin yavaşlamasıyla gerçekleşiyor. Türkiye olarak bu emisyon artışlarının ancak Ar-Ge ve inovasyonla, yeni teknolojilerle çözülebileceğini düşünüyoruz” dedi. Bu noktada proaktif bir strateji izleyerek bakanlık bünyesinde start-up ve Ar-Ge süreçlerini başlattıklarını dile getiren Dönmez, “Bir sonraki etkinliğimiz de Ocak ayında hidrojen stratejileri üzerine olacak. Bizim baktığımız noktadan, sistemde daha fazla yenilenebilir kaynak barındırmanın en önemli noktalarından biri de hidrojen sistemleri olabilir” diye konuştu.

“KÖMÜR TEKNOLOJİLERİ KONUSUNDA AR-GE YAPMAMIZ LAZIM”

Uluslararası Enerji Ajansı tarafından kömürle ilgili yayımlanan rapora da değinen Bakan Fatih Dönmez, kömür ve fosil yakıtların geleceğinin sektörde önemli bir sorun olarak görüldüğünü kaydederek “Dünyada kömür tüketimi 1983’ten günümüze iki kat arttı. Uzun vadeli trendlerde petrol krizleri sonrası Avrupa ülkelerinde de kömür tüketimlerinde hep bir artış söz konusu. Kömür yatırımları başta gelişmekte olan Asya ülkeleri olmak üzere halen gücünü koruyor. Ancak 2-3 yıl öncesine kıyasla bu alanda bir gerilemede başladı. Bizim analiz anlamında merak ettiğimiz soru, petrol ve gaz fiyatları düşük olduğu için mi kömür yavaşladı? Kömür talebinin ikame fiyat esnekliği çok yüksek olabilir mi? Eğer öyle ise, daha fazla temiz kömür teknolojileri konusunda Ar-Ge yapmamız lazım” ifadelerini kullandı. Yerli kömürden hidrojen elde etmek amacıyla çeşitli çalışmalar yapılacağını da belirten Dönmez, “Kendi hidrojen stratejilerimizde yerli kömürden hidrojen eldesini de konuşacağız. Ama doğal kaynaklar stratejimizde çok bilinen bir yol izliyoruz. Türk Lirasıyla dolar üretmiş oluyoruz. Bizim yerli iş gücümüzle Türk insanının en doğal hakkı ve varlığı olan yer altı zenginliklerimizle eğitim, sağlık, güvenlik gibi hizmetlerimize kaynak oluşturuyoruz” şeklinde konuştu.

ELEKTRİK TÜKETİMİNDE YENİLENEBİLİR ENERJİ TARİFESİ

Dönmez, elektrik piyasalarının bir dönüşüme ihtiyacı olduğunu söylerken “Türkiye’de teknolojiyi alan ve kullanan değil, üreten ve ihraç eden bir ekosistemi inşa etmek zorundayız. Elektriğini tamamen yenilenebilir enerji kaynaklarından kullanmak isteyen tüketicilerimiz için yeni bir tarife modeli çalışmasını başlattık. Bu tarifeyle vatandaşlarımız istedikleri takdirde sadece yenilenebilir enerji tüketebilecek” ifadelerini kullandı.

“TÜRKİYE’NİN ENERJİ GÖRÜNÜMÜ ÇALIŞMASI HAYATA GEÇİRİLECEK”

Organizasyonda bir konuşma yapan Sabancı Üniversitesi Kurucu Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı, Türkiye’nin enerji görünümü çalışmasında önemli bir aşamaya gelindiğini ifade ederek “Bu çalışmanın önümüzdeki sene içerisinde açıklanacağını söyleyebilirim. Tamamlandığında ülkemiz ve enerji sektörünün geleceği için 2040 yılına kadar kapsayacak olan çok değerli bir çalışmayı hayata geçirmiş olacağız” dedi. Ülke olarak hızlı dönüşen bir enerji ekosistemine doğru ilerlediğimizi kaydeden Sabancı, “Her şeye rağmen değişmeyen insan unsuru var. Gelecek için en önemli şey gelişmiş insan kaynağıdır. Enerjide de kamu, sanayi ve üniversite iş birliğini çok önemsiyoruz” diye konuştu.

“850 MİLYON KİŞİNİN ELEKTRİĞİ YOK”

Dünya Enerji Görünümü 2019 Raporu’nun Türkiye sunumu Uluslararası Enerji Ajansı Başkanı Dr. Fatih Birol tarafından yapıldı. Sunum sırasında çeşitli değerlendirmelerde bulunan Birol,  dünyada enerji piyasalarının bolluk dönemine girdiğini söyleyerek “Bu bolluğa rağmen enerji piyasalarında çelişkiler var. Bu çelişkilerden biri petrol piyasalarıdır. 2019’a baktığımız zaman petrol piyasaları 60 dolar civarında kaldı. Dünyada çok fazla petrol var. Fiyatların da bu civarda olması dünya ekonomisi için güzel bir haber. Ama bu bir çelişki. Başka bir çelişki ise iklim değişikliği. Bir yandan toplantılar oluyor, emisyonların düşmesi gerektiği söyleniyor ve hükumetler çok ciddi tedbirler alıyor. Paris’ten bugüne kadar dünyadaki emisyonlar arttı. Karbondioksit emisyonları tarihi bir rekor yaptı. Enerji verimliliği 2018 yılında son 10 yılın en kötü dönemini geçirdi. Üçüncü çelişki ise dünyada herkesin elektrik kullanmaya hakkı varken 850 milyon kişinin elektriği yok. Yani rakamlarla hedefler arasında ciddi bir tezat var” şeklinde konuştu.

Fatih Birol, enerji tüketiminde yenilenebilir enerji ve doğal gazın payının arttığını açıklarken 2000 yılından bu güne dünyada kömür tüketiminde de yüzde 65 artış yaşandığını hatırlattı. Birol konuşmasında, doğal gaz fiyatlarının düşmesinin sebebinin LNG’nin artması olduğunu kaydederken bu durumun yaşanmasında da sanayi sektörünün etkili olduğunu belirtti. Birol, gaz ticaretinin artacağını da sözlerine ekledi.

İklim değişikliği konusunda da değerlendirmelerde bulunan Birol, dünya genelinde yaşanan bu sorunun yüzde 80’inin enerji sektöründen kaynaklandığını dile getirirken “Ülkeler yeni politikalar geliştirmeye çalışıyorlar. Bu politikalar olsa bile dünyanın ısısı 3 derece artacak. 2 derecenin altında kalabilmek için yenilenebilir enerji payının ve enerji verimliliğinin artması lazım. İklim değişikliği konusunda seçici olmayıp tüm temiz enerjiden yararlanmamız gerekiyor” dedi.

“TÜRKİYE ENERJİ SEKTÖRÜ LİDERLERİ” PANELİ

Toplantı kapsamında Uluslararası Enerji Ajansı Başkanı Dr. Fatih Birol moderatörlüğünde gerçekleştirilen “Türkiye Enerji Sektörü Liderleri” başlıklı panelde Zorlu Enerji CEO’su Sinan Ak, Garanti Bankası Genel Müdür Yardımcısı Ebru Dildar Edin, Shell Türkiye Ülke Başkanı Ahmet Erdem, SOCAR Türkiye CEO’su Zaur Gahramanov, Limak Yatırım Yönetim Kurulu Başkanı Ebru Özdemir ve Sabancı Holding Enerji Grup Başkanı Kıvanç Zaimler konuşmacı olarak yer aldı.

Zorlu Enerji CEO’su Sinan Ak yatırımlarını yaparken çevreci olmaya özen gösterdiklerini ve hedeflerine bu şekilde ulaştıklarını ifade etti.

Garanti Bankası Genel Müdür Yardımcısı Ebru Dildar Edin ise panelde yaptığı konuşmada “Son 17 yılda Türkiye’de 117 milyar dolar yatırım yapıldı. Bankalar 70 milyar dolar kredi sağladı. Şu an arz güvenliği sıkıntısı yok. Bankalar açısından finanse edilebilir projeler devam edecek. YEKDEM’lerde bir sorun yaşanmadı ve YEKDEM’in devam etmesini istiyoruz” dedi. Edin, Garanti Bankası olarak bazı şubelerinde güneş enerjisi santralleri kurduklarının da bilgisini verdi.

Shell Türkiye Ülke Başkanı Ahmet Erdem ise emisyonların dünya için bir tehdit haline geldiğini ifade ederek “Net sıfır emisyona ulaşmamız gerekiyor. Bunun için yapmamız gerekenlere birisi enerji verimliliğini artırmaktır. Bu konuya verilen önemle konuşulanlar arasında fark var. Enerjinin fiyatı ekonomimiz açısından önemli. Çalışılabilecek ve fikir üretilecek bir platform ile bu işe destek olmamız gerekiyor. Türkiye
petrol sektörü ithalat ağırlıklı. Türkiye’nin ham petrol ithalatı da artıyor. Katma değer yaratması açısından bu güzel bir şey” dedi.

SOCAR Türkiye CEO’su Zaur Gahramanov ise “Enerji sektörünün yeni bir aşamaya gelmesini izliyoruz. Bu piyasa dışa bağımlı. Türk piyasasının enerji piyasasında daha çok olmamasını gazı ve petrokimyayı kullanmasını istiyoruz” dedi. Gahramanov, TANAP’ın Avrupa enerji piyasası için çok önemli bir adım olduğunu da söyledi.

Limak Yatırım Yönetim Kurulu Başkanı Ebru Özdemir de “Bizim iki tane motttomuz var: Enerjinin verimli sağlanması ve kadının iş gücüne katkısının artmasını önemsiyoruz” ifadelerini kullandı.

Sabancı Holding Enerji Grup Başkanı Kıvanç Zaimler ise “Bugün çok yol aldığımızı görüyoruz. 100 milyar doları aşan yatırımlar ile enerji sektörünü dönüştürmeye başladık. Öngörülebilir bir piyasa olmasını istiyoruz” dedi.