Akenerji , Orkun Eyilik

‘Akenerji piyasa likiditesi için önemli bir oyuncu olmaya devam edecek’

Akenerji Ticaret Direktörü Orkun Eyilik, Akenerji’nin faaliyetleri ve enerji ticaretine ilişkin  Gas&Power’a değerlendirmelerde bulundu.

Akkök Holding tarafından 1989 yılında elektrik kesintilerinin yoğun yaşandığı ve endüstriyel üretimin bu kesintilerden etkilendiği bir dönemde Türkiye’nin ilk özel otoprodüktör şirketi olarak kurulan Akenerji’nin enerji ticareti anlamındaki faaliyetlerini şirketin Ticaret Direktörü Orkun Eyilik ile konuştuk. Gazetemizin sorularını yanıtlayan Eyilik, Akenerji’nin fiziksel ve finansal ürünlerde olduğu kadar likit olmayan türev ürünler piyasasında da piyasa likiditesi için önemli bir oyuncu olmaya devam edeceğini söyledi.

“5 ÜLKEDE 250 GWH GİBİ BİR İŞLEM HACMİNE ERİŞTİK”

Şirketin enerji sektöründe ve ticarette önümüzdeki döneme ilişkin hedefleri neler?

Akenerji Ticaret Departmanı olarak sermaye yatırımı yapmadan ya da mümkün olan en az sermaye yatırımıyla katma değer yaratmaya odaklanıyoruz. Sahip olduğumuz varlıkların katma değerini optimize etmenin yanı sıra üçüncü taraflara sağlanan hizmetlere de devam edeceğiz. Spekülatif ticaret tarafında, Türkiye enerji piyasasının likiditesinin son yıllarda azalmasıyla beraber Akenerji olarak yönümüzü sınır ötesi ticari faaliyetlere çevirdik ve bu kapsamda fiziksel ve finansal ürünlerden yararlanarak 5 ülkede 250 GWh gibi bir işlem hacmine eriştik.

Çok yakın bir zamanda EEX kayıt sürecinin de tamamlanmasıyla beraber tüm Avrupa ülkelerinde finansal ürünlerin ticaretini yapmaya başlayacağız. Elektrik ürünlerinin yanında Avrupa gaz piyasasında da benzer bir seviyeye ulaşmayı hedefliyoruz. Tam bu noktada sahip olduğumuz en büyük avantajlardan birisi CEZ ile kurduğumuz güçlü ortaklık ve bu sayede taraflar arasında paylaşılan teknik bilgi ve pazar erişimidir.

‘ARZ VE TALEP ARASINDA YER ALAN REZERV MARJI KAÇINILMAZ OLARAK HIZLI BİR DÜŞÜŞ YAŞAYACAKTIR’

Akenerji’nin enerji ticaretindeki faaliyetleri ve mevcut durumu hakkında bilgi verir misiniz?

Öncelikle Gas&Power Dergisine bu fırsatı verdiği için teşekkür ederim. Gas & Power enerji sektörü için çok önemli bir bilgi kaynağı. Sektör oyuncularının gelişmeleri yakından takip etmesi için değerli bir yayın.

Akenerji, girişimci ve vizyoner kökleri sayesinde geniş endüstrilere eşsiz ürünler sunan Akkök Holding tarafından, elektrik kesintilerinin yoğun yaşandığı ve endüstriyel üretimin bu kesintilerden etkilendiği bir dönemde Türkiye’nin ilk özel otoprodüktör şirketi olarak 1989 yılında kuruldu. Akenerji kuruluşundan bu yana yalnızca ilk olma ruhunu değil aynı zamanda girişimcilik ruhunu da kurum kültürü olarak benimsemiş, çalışanlarını da risk almaya ve mümkün olan her alanda katma değer yaratmaya motive etmiş bir şirkettir. Akenerji Ticaret Departmanı; Varlık Yönetimi ve Özel Ürünler, Elektrik Ticareti ve Gaz Ticareti olmak üzere birbiriyle ilişkili üç iş biriminden oluşuyor. Varlık Yönetimi ve Özel Ürünler Birimi, toplamda 1224 MW kurulu güce sahip farklı kaynak tiplerindeki 9 adet santrali yönetmekle beraber Akenerji’nin 30 yılı aşkın sektör tecrübesine güvenen üçüncü tarafların sahip olduğu 8 şirketin toplam 10 santraline de işletme hizmeti vermektedir.

Akenerji , Orkun Eyilik

Üçüncü taraf yatırımcılar, değişken mevzuatın yanında, pazar istikrarının tam anlamıyla oturmadığı bir dönemde maliyet optimizasyonunu da gözeterek, Akenerji’nin pazar bilgisinden ve konusunda uzman çalışanlarından yararlanmayı tercih ediyor. Bu doğrultuda Akenerji, sektördeki paydaşlarının beklenti ve taleplerini ihtiyaca yönelik tasarladığı özel ürün ve hizmetlerle karşılamayı misyon edinen ve bu alandaki faaliyetlerini uzun yıllardır aktif şekilde sürdüren şirketlerin başında gelmektedir. Akenerji Ticaret Departmanı’nın bir diğer ana faaliyet alanı da spekülatif ticarettir. Bu alanda Akenerji Türkiye’de ilk EFET sözleşmesinin imzalanıp uygulanmasıyla ve Sanal Elektrik Santrali gibi ürünleri piyasaya tanıtmasıyla öncü olmuştur. Akenerji, fiziksel ve finansal ürünlerde olduğu kadar likit olmayan türev ürünler piyasasında da piyasa likiditesi için önemli bir oyuncu olmaya devam edecektir. Bununla beraber Akenerji Gaz Ticaret birimi gerek ikili anlaşma yoluyla gerek Organize Toptan Doğal Gaz Satış Piyasası (OTSP) aracılığıyla, Erzin Doğal Gaz Santrali’ne en ucuz yakıt tedariğini sağlamanın yanı sıra, LNG ya da spot gaz ithalatını gerçekleştirmek için hazırlıklarını sürdürmektedir. Bütünüyle liberalleşmiş bir gaz piyasasının oluşmasıyla birlikte, vadeli ve çapraz emtia takaslı ürünlerin ticaretini gerçekleştirmeyi hedefliyoruz. Bu 3 ticari iş birimi fiyatlar ve sözleşmelere ilişkin konularda derinlemesine çalışmalar sağlayan, riskleri takip eden ve fırsatları raporlayan güçlü bir merkezi operasyon ve analiz ekibi tarafından destekleniyor.

‘ÜLKEMİZE KESİNTİSİZ ENERJİ SAĞLAMAYA DEVAM EDECEĞİZ’

Enerji ticaretinde mevcut duruma ilişkin beklentileriniz ve 2020 yılı için öngörüleriniz neler?

Elektrik ticaretinin likidite miktarı, temel referans noktası olan spot elektrik piyasasının yapısıyla çok yakından bağlantılıdır. Güvenilir, şeffaf ve öngörülebilir spot piyasa yapısı sağlandığında elektrik ticareti işlem hacimleri katlanarak artacaktır. Benzer olarak, gaz ve üretim maliyetlerinin elektrik tarifelerine yansıtıldığı yaklaşım elektrik ticareti ve likiditesi açısından önem arz etmektedir. Akenerji, ETD’nin ve EÜD’nin aktif üyelerinden biri olarak, devlet tarafından yönetilen santraller üzerinden arz ve talep dengesini bozabilecek herhangi bir baskılamanın ya da müdahalenin piyasada onarılması güç etkiler yaratabileceğini 2015 yılından bu yana açık bir şekilde dile getirmektedir.

Bu dengeyi bozmamak adına; devlet kontrolündeki doğal gaz santralleri maliyet bazlı çalıştırılmalı, devlet kontrolündeki barajlı santraller su kullanım haklarını ve yükümlülüklerini gözeterek talebin en yüksek olduğu zamanlarda çalıştırılmalı. Ayrıca BOTAŞ doğal gaz kombine çevrim santrallerine tedarik edeceği doğal gazın tarifesini şeffaf ve anlaşılır bir formüle dayalı şekilde uygulamalı ya da uzun dönemli kontratlarını fiyat yapısı yine benzer bir şekilde formüle edilebilecek şekilde özel sektöre devretmeli ve son olarak sanayiye ya da diğer tüketici gruplarına yönelik bir teşvik gerekiyorsa bu teşvikleri serbest ve şeffaf piyasa işleyişini sekteye uğratmadan doğrudan ya da dolaylı şekilde yapmalıdır.

Akenerji , Orkun Eyilik

Bugün gelinen noktada bu tavsiyelerimizin kısmen uygulandığını görmekte ve aşağıdaki sonuçların yaşandığını takip etmekteyiz:

– Yabancı yatırımcılar fiyat istikrarsızlığından dolayı Türkiye enerji piyasasından çekilmeye başladı ve doğal gaz santrallerinden bazıları kapatıldı ya da başka ülkelere taşındı,

– Tezgâh üstü ve VIOP piyasalarında hacimler ciddi anlamda azaldı,

– Maliyet bazlı fiyatlamalardan uzak piyasa yapısı, ticari ve sanayi son kullanıcı sınıflarının enerji verimliliğine dayalı yatırımlara gereken önemi vermesini engelledi,

– Yakın ve orta vadeli süreçte yeni bir termik santral yapılması zorlaştı,

– Finansörler serbest piyasaya bağımlı yatırımları riskli buldukları için sadece Yap-İşlet-Devret ya da YEKDEM benzeri satış garantisi veren risksiz yatırımlarla ilgilenmeye başladı,

– Gaz piyasasında özel sektöre LNG ithalat serbestisi beklenilen şekilde gelişmediği için BOTAŞ tarifelerine kıyasla neredeyse yarı yarıya ucuz olan Avrupa doğal gaz fiyatları seviyesinden doğal gaz tedariği sağlanamadı.

Enerji sektörü geçtiğimiz son 4 yıl içerisinde ulusal ve küresel gelişmelerin etkisinde zor günler geçirdi. Yarından itibaren elektrik piyasası tamamen serbestleşse ve piyasa katılımcıları maliyet bazlı fiyatlamaya uygun hareket etseler dahi fizibilite çalışmaları, lisanslama süreçleri, finansman sağlanması, ÇED raporu alınması gibi adımlardan dolayı yeni bir doğal gaz santralinin faaliyete geçmesi için en az 3 yıl, yeni bir kömür santrali için ise en az 5 yıl gerekmektedir. Böyle bir ortamda, 2015-2019 yılları arasındaki piyasa müdahalelerinin devam etmesi durumunda arz ve talep arasında yer alan rezerv marjı kaçınılmaz olarak hızlı bir düşüş yaşayacaktır.

Sektörün bulunduğu durumu detaylı bir şekilde inceleyen Akenerji hissedarları ve finansörleri zorlu piyasa koşullarının daha fazla devam edemeyeceğini ve tünelin ucundaki ışığın yakın vadede görüldüğünü gözeterek Akenerji’nin operasyonel performans geçmişi ve dengeli portföyü ile önümüzdeki döneme en hazır şirketlerden birisi olduğunu düşünüyor. Akenerji kendisine duyulan güvenin sonucu olarak ABD doları tutarındaki uzun dönemli borcunun önemli bir kısmını Türk Lirası cinsinden yeniden yapılandırmayı başarabilen az sayıda şirketten birisi oldu. Son 4 yıl içerisinde kamu üzerinde oluşan sübvansiyon yükünün son kullanıcı tarifelerinde meydana gelen değişikliklerle beraber kısmen azaldığı ve gerçek üretim maliyetlerinin yansıtılmasıyla beraber normalleşme sürecinin başladığı söylenebilir. Bir diğer taraftan da kamu-özel sektör iletişimindeki aksaklıklardan dolayı geri dönülmesi zor sonuçlar doğurabilecek düzenlemeler, fiyat limitleri ve sistem kullanım ücretlerinde meydana gelen ciddi artışlar çözülmesi gereken konulardır.

Özellikle sistem kullanım maliyeti tüm yatırımcılar açısından dikkat edilmesi gereken bir maliyet olarak ön plana çıkmaktadır.

Öyle ki, son 4 yılda santrallerimizden birinin sabit iletim maliyeti %215 oranında, dağıtım şirketi üzerinden şebekeye bağlı olan yenilenebilir santrallerimizden birinin iletim maliyeti ise %115 oranında artmıştır.

Elektrik piyasasında gerçekleşen bu türden değişimler lisanslı ya da lisanssız olsun tüm yenilenebilir enerji yatırımcıları için çok ciddi ve kontrol edilemeyen bir risk kalemini teşkil etmektedir.

Yukarıda bahsedilen meselelerin sonuçları piyasa bağımsızlığı ve sürdürülebilirliği çerçevesinde değerlendirilerek en kısa zamanda çözüme kavuşturulduğu takdirde ticaret hacimleri de paralel olarak artacaktır.

Akenerji Türkiye enerji piyasasındaki en önemli oyunculardan biri olarak, ülkemize kesintisiz enerji sağlamaya ve ekonomiye katkısını sürdürmeye devam edecektir.