“Türkiye asla orta gelir tuzağına düşmeyecek”

 Çalışma Hayatında Mesleki Yeterlilik Çalıştayı’nda konuşma yapan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, Türkiye’nin asla orta gelir ve orta demokrasi tuzağına düşmeyeceğinin altını çizerken. “Bu iki cümleyi hakkıyla içselleştirdiğimiz takdirde başarı kendiliğinden gelecektir” dedi.

 
Mesleki Yeterlilik Kurumu (MYK) tarafından düzenlenen “Çalışma Hayatında Mesleki Yeterlilik Çalıştayı” Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Müezzinoğlu’nun katılımıyla Ankara’da gerçekleştirildi.

 

Düzenlenen programda çalışma hayatında mesleki yeterliliğin unsurları olan meslek standartları, yeterlilikler, ölçme, değerlendirme ve belgelendirme süreçleri ile nitelikli işgücü, üretimde etkinlik, verimlilik ve kalite güvencesi hususları kamu ve özel sektör katılımcılarına aktarıldı.

 

“ORTA GELİR VE ORTA DEMOKRASİ TUZAĞI” VURGUSU

 

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Müezzinoğlu Türkiye’nin 16 Nisan’dan itibaren istikrarlı bir döneme girdiğini ve bundan sonra bu sürecin olumlu etkilerinin her alanda hissedileceğini ifade etti. Konuşmasında “orta gelir ve orta demokrasi tuzağı” vurgusu yapan Müezzinoğlu; “Türkiye, asla orta gelir tuzağına düşmeyecek bu bir. İkincisi; Türkiye, asla orta demokrasi tuzağına düşmeyecek. Bu iki cümlenin hakkını, hukukunu ne kadar içselleştirirsek diğer konular, çorap söküğü gibi peşinden sağlıklı şekilde gelecektir. Sabit ayağımızı bu mantalite üzerinde kurarsak, inanıyorum ki Türkiye, o vizyonu hızla yakalayacak ve muasır medeniyet seviyesinin üzerindeki hedefe hızla yürüyecektir. Bunu başaramadığımız sürece geçtiğimiz dönemlerin eski Türkiye’sinin alt yapısına kaynak oluştururuz” diye konuştu.

 

MESLEKİ EĞİTİMDE MANTIK DEĞİŞTİ

 

Bakan Müezzinoğlu, Türkiye’nin 50 yıldır sorun üreten zihniyetler tarafından oyalandığını artık sorun üretmek yerine çözüm üreten bir ülke konumuna geçtiğini ifade etti. Mesleki eğitimin de bu sorun üreten zihniyetler tarafından zarar gördüğünü söyleyen Müezzinoğlu sözlerini şöyle sürdürdü: “Mesleki eğitimde esas mesele bir diplomam olsun felsefesidir. Fakat artık mantalite değişti. Mesele sadece bir sertifika, diploma değil, alanında eğitimi ve tecrübesiyle mesleğe girmeye hazırlanan nitelikli eleman meselesidir. İş dünyasının buna ihtiyacı var. Nitelikli eleman konusunda açığımızı kapatmalıyız. Diploma vermeden önce o diplomanın pratiğini verebilecek elemanlar yetiştirmemiz lazım. Bu anlamda Mesleki Yeterlilik Kurumu oldukça verimli bir dönemi başlattı. Artık hedef sertifika alma üzerine değil nitelikli insanın sertifika alması üzerine kuruluyor. Bu mantığı hepimizin kavraması ülkemiz için önemlidir” dedi.

 

ÇALIŞMA HAYATINDA NİTELİKLİ İŞ GÜCÜNÜN ÖNEMİ

 

MYK Başkanı Adem Ceylan, çalıştayda yaptığı konuşmada mesleki yeterliliğin gerekliliklerine vurgu yaparak kurum bünyesinde yürütülen sınav ve belgelendirme faaliyetlerine ilişkin yürütülen faaliyetler hakkında bilgi verdi. Amaçlarının çalışma hayatına nitelikli işgücünün kazandırılması olduğunu ifade eden Ceylan bu konuda yapılan çalışmaları şu şekilde ifade etti: “Bu amacın gerçekleştirilmesi için sektör temsilcileri ile 890 meslek standardı hazırlanmasına ilişkin protokoller yapılarak, 497’si tehlikeli ve çok tehlikeli mesleklerde olmak üzere bugüne kadar 700 meslek standardı hazırlanarak Resmi Gazete’de yayımlanıp yürürlüğe girdi. Meslek standartları esas alınarak hazırlanan ve sınav ve belgelendirme esaslarını düzenleyen 437 ulusal yeterliliğin hazırlık çalışmalarına başlanmış, bunlardan 384’ü Kurum tarafından onaylanarak yürürlüğe girdi.”

 

MYK Başkanı Adem Ceylan

 

TEHLİKELİ VE ÇOK TEHLİKELİ MESLEKLERDE BELGE ZORUNLULUĞU

 

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın Bakanlar Kurulu tarafından verilen “Tehlikeli ve çok tehlikeli mesleklerde belge zorunluluğu getirme yetkisi” hakkında konuşan Başkan Ceylan; “Bu çerçevede, şimdiye kadar yayımlanan tebliğler ile 17’si inşaat, 10’u metal, 10’u enerji, 7’si otomotiv ve 4’ü elektrik-elektronik sektörlerinde olmak üzere 48 meslekte mesleki yeterlilik belgesi zorunlu hale getirildi. MYK olarak hiçbir işverenimizin cezai müeyyideler ile karşılaşmasını arzu etmediğimiz gibi belge zorunluluğunun ceza boyutuyla değil üretimde etkinlik ve verimliliğin sağlanması ve iş sağlığı ve güvenliği hususundaki farkındalık artırılarak iş kazalarının asgariye indirilmesi boyutuyla değerlendirilmesini her fırsatta hatırlatıyoruz” diye konuştu.