Sektörün en büyük zirvesi başladı

Sibel ACAR

Türkiye enerji piyasasının “En Büyük Aile Buluşması” olarak gelenekselleşen Türkiye Enerji Zirvesi’nin dokuzuncusu ve ERRA Yatırım Konferansı’nın ortak açılış töreni gerçekleştirildi.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı himayelerinde, EPDK destekleriyle düzenlenen Türkiye Enerji Zirvesi’nin dokuzuncusu Antalya’da başladı. ERRA Yatırım Konferansı ile ortak gerçekleştirilen açılış töreni gerçekleştirildi. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez,  EPDK Başkanı Mustafa Yılmaz ve ERRA Yönetim Kurulu Başkanı Mart Ots törende konuşma yaptı.

“Birlikte projeler organizasyonlar yaptık”

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez,Bu yıl 9. Türkiye Enerji Zirvesi ve ERRA 17. Enerji Yatırım ve Düzenleme Konferansını eş zamanlı olarak düzenliyoruz. Yerli ve yabancı paydaşları bir araya getiren her iki etkinliğin, ülkemizin enerjideki stratejik pozisyonunu daha da güçlendireceğine inanıyorum. ERRA’nın 17. Enerji Yatırım ve Düzenleme Konferansı aynı zamanda EPDK’nın 17.yaş gününe de denk geliyor. İkisini de kutluyorum. ERRA ile bizim ilişkilerimiz çok eskiye dayanıyor. İlk EPDK başkanı Yusuf Günay ERRA’nın da başkanıydı, daha sonra benim de presidiumda 2008-2012 yılları arasında görevlerim oldu. Kendi dönemimde ERRA’nın stratejik plan çalışmalarını başlatmıştık hatta ilk strateji raporunu bizim öncülüğümüzde hazırladık.  Hem Gabor hem de Krisztina ile uyumlu ve güzel bir çalışma ortamımız oldu. Bakan Yardımcımız Alparslan Bayraktar, ERRA’nın bir dönem başkanlığını yaptı. Hatta ERRA Başkanı olarak Enerji Düzenleyicilerinin Uluslararası Konfederasyonuna da (ICER) başkanlık yaptı. Bugün de EPDK başkanımız yine presidiumda başkan yardımcısı. Türkiye enerji sektöründe bugün gördüğünüz önemli aktörlerin birçoğu ERRA’ya katkı verdi. Birlikte projeler organizasyonlar yaptık. Türkiye’de misafir etmekten daima mutluluk duyduk. Bugün de bir Bakan olmanın yanı sıra, eski bir düzenleyici kurul üyesi ve bir ERRA’lı olarak bulunmaktan büyük mutluluk duyuyorum” dedi.

“Enerji ve tabii kaynaklara duyulan ihtiyaç her geçen gün daha da artıyor”

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Dönmez, “Küresel enerji denklemi her yüzyılda büyük değişimler geçirdi. Son 25 yılda ise enerji teknolojilerinde ve enerji paradigmasında yaşanan değişimler, beraberinde yeni enerji kaynaklarının ve yeni enerji anlayışının doğmasına zemin hazırladı. Gelişmekte olan ülkelerin artan enerji talebi, yenilenebilir enerji politikaları, enerji verimliliği, iklim değişikliği, çevreci teknolojiler, batarya depolama sistemleri, elektrikli araçlar gibi öncü pek çok yenilik ve değişim yaşadığımız son çeyrek asırdaki enerji politikalarının şekillenmesinde önemli rol oynadı. Özellikle de yeni teknolojilerin ortaya çıkışı ve sürekli artan inovasyon yatırımlarıyla birlikte daha önce ulaşılamayan sahalarda üretime geçilmesi ve yeni enerji kaynaklarının doğuşu gibi faktörler daha önce ithalatçı olan ülkeleri ihracatçı pozisyona getirdi. Medeniyetlerin gelişmişlik seviyelerini teknoloji ve enerji kullanımlarına göre sınıflandıran Kardeshev Skalası günümüz medeniyeti için hala bir ütopya olsa da, enerji ve tabii kaynaklara duyulan ihtiyaç her geçen gün daha da artıyor. Bu artış talebinde başı gelişmekte olan ülkeler çekiyor. Yapılan projeksiyonlara göre, 2040 yılına kadar OECD dışı ülkelerin enerji talebinin küresel enerji talebinin yüzde 70’ine tekabül etmesi tahmin ediliyor. Asya-Pasifik ve Hindistan’da elektrik üretiminde fosil yakıtların, Avrupa ve Kuzey Amerika’da ise yenilenebilir enerjinin ağırlığı artacak. LNG ile doğal gaz ticareti de 2040’lı yıllara geldiğimizde toplam ticaretin yüzde 53’ünü oluşturacak. Enerji verimliliği çalışmaları enerjinin karbonsuzlaştırılması çalışmalarında önemli bir müttefik olacak. Enerji verimliliği uygulamalarıyla küresel enerji talebindeki artış belli bir seviyede tutulacak. Enerji verimliliği aynı zamanda enerji yoğunluğunun düşmesi için de vazgeçilemeyecek en önemli enstrümanlar arasında” ifadelerini kullandı.

“Ar-Ge, inovasyon temelli dönüşüm Türkiye’yi bu alanda önemli bir üretim üssü haline getirecek”

Enerji Bakanı Dönmez, “Türkiye’nin kısa, orta ve uzun dönemli enerji politikalarını, enerjinin bugünü ve yarın evrileceği noktayı göz önüne alarak oluşturduk. Milli Enerji ve Maden Politikamızı hayata geçirirken hem iç hem de dış faktörleri en ince ayrıntısına kadar inceledik. Yerli kaynakların ekonomiye kazandırılması, yenilenebilir enerji ve nükleer başta olmak üzere ulusal enerji kaynaklarının çeşitlendirilmesi, enerji verimliliğinin teşvik edilmesi, kaynak ülke ve güzergâh çeşitliliğinin artırılması, depolama kapasitemizin genişletilmesi, enerji piyasalarının serbestleştirilmesi, küresel enerji işbirliklerinin geliştirilmesi ve yatırımların teşvik edilmesi gibi pek çok alanda önemli başarılara imza attık. Sadece cari açığın kapatılması değil enerji teknolojilerinin geliştirilmesi anlamında da önemli adımlar attık. Yenilenebilir enerji ve madenler başta olmak üzere enerji teknolojilerinde başlattığımız Ar-Ge, inovasyon temelli dönüşüm Türkiye’yi bu alanda önemli bir üretim üssü haline getirecek. Milli Enerji ve Maden Politikamız kapsamında yerli ve yenilenebilir kaynaklarımızı azami ölçüde ve çevre dostu bir şekilde ekonomimize kazandırıyoruz. Kaynaklarımızın mümkün oldukça özel sektör eliyle ve bütün tarafların kazandığı bir sistemle işlenmesi için yeni modeller geliştirdik. Yaptığımız ve yapmayı öngördüğümüz çalışmalarımız kapsamında, yatırımcılarımıza yol haritası olması amacıyla hazırladığımız Yatırım Rehberlerini de bugün sizlerle paylaşıyoruz. Yenilenebilir enerjide ortaya koyduğumuz YEKA modeliyle geçen yıl 1000 MW’lık rüzgâr ve güneş ihalelerimizi dünya rekoru fiyatlarla sonuçlandırdık. Dünyanın önde gelen şirketlerinin yoğun ilgisi enerji potansiyelimize ve güçlü ekonomimize duyulan güvenin de en bariz göstergesi oldu. Geçtiğimiz yıl Türkiye’nin ilk entegre güneş modülü üretim tesisinin temellerini attık. İnşallah rüzgâr türbini fabrikasının temelini de en kısa zamanda atacağız” dedi.

Bakan Dönmez, “Yenilenebilir enerji yatırımlarımıza ara vermeden devam ediyoruz. Dünyanın en büyüklerinden biri olacak 1200 MW’lık Türkiye’nin ilk YEKA off-shore rüzgâr enerjisi için başvuruları bu ayın 23’üne kadar alacağız. 1000 MW’lık YEKA GES-2 ilanımızı da geçen hafta Resmi Gazete’de yayımladık. Batarya depolama sistemi için de ayrı düzenlenecek ihaleyle birlikte bu alanda bir ilki daha ülkemize kazandırmış olacağız. Daha önce Sayın Cumhurbaşkanımız da defaatle ifade etti. Türkiye’ye yatırım yapan hiçbir zaman kaybetmedi, kaybetmeyecek. Bugün vesilesiyle yerli ve yabancı yatırımcılarımızı yeni YEKA yarışmaları için bir kere daha davet etmek istiyorum. Gelecek 10 yıl içerisinde hem rüzgâr ve hem de güneş enerjisinde 10 bin MW’lık kapasiteyi hayata geçirmeyi hedefliyoruz. Yerli kömürden alım garantili elektrik üretimi ihalelerinden birini geçtiğimiz yıl yaptık. Burada hedefimiz 5000 MW’a çıkarak yerli kaynakları ekonomimize azami derecede kazandırmaktır. Bunu yaparken önceliğimiz de çevreye duyarlı, yeni nesil termik santrallerle elektrik üretim teknolojilerini kullanmaktır” şeklinde konuştu.

“2023’e kadar 10,9 milyar dolar yatırım gerçekleştireceğiz”

Bakan Dönmez, “6 alan, 55 başlıkta hayata geçirilecek Enerji Verimliliği Eylem Planımızı 2018’in Mart ayında kamuoyu ile paylaştık. Enerji Verimliliği üzerinde büyük bir titizlikle durduğumuz konuların başında geliyor. Çünkü kaynak zengini bir ülke değiliz. Daha az enerji ile daha fazla katma değer sağlamak, daha az maliyetle daha yüksek verim almak için enerji verimliliğini hayatın her alanında istisnasız uygulamak zorundayız. Bu kapsamda 2023’e kadar 10,9 milyar dolar yatırım gerçekleştireceğiz. Bu yatırımın karşılığı olarak 2033 yılına geldiğimizde elde edeceğimiz tasarruf miktarı 30,2 milyar dolar seviyesine ulaşacak. Türkiye şu anki haliyle enerji yoğun bir ekonomi. Uluslararası rekabet gücümüzü artırmak istiyorsak bir kere daha ifade etmek istiyorum ki diğer ülkelerle aynı birim malı daha az maliyetle ve daha az enerji tüketerek üretmek zorundayız. Türkiye’de enerjinin uygun maliyetle sunulması israf edileceği anlamına gelmez. Her kişi ve kurum bu konuda üzerine düşen sorumluluğu harfiyen yerine getirmelidir. Ülkemiz mevcut yerli ve milli enerji potansiyelinin yanında, gerçekleştirdiği projelerle de bölgemizin enerji güvenliğinde önemli rol üstlenmeye devam ediyor. Bunun en önemli örneklerinden biri, Azerbaycan’dan Türkiye’ye uzanan, ‘Enerjinin İpek Yolu’ olarak adlandırdığımız TANAP. TANAP enerjide anahtar ülke konumumuzu daha da güçlendirecek. Bölgesel enerji arzının rahat bir nefes almasında önemli bir rol üstlenecek. Diğer bir önemli projemiz de inşası halen devam eden Türk Akım. İki hattan oluşacak projenin 2019 yılı sonunda tamamlanmasını öngörüyoruz. Önümüzdeki dönem kriterlerimiz çerçevesinde her türlü uluslararası projenin parçası olmaktan memnuniyet duyacağız. Türkiye, sağlam ekonomisi ve güçlü siyasi istikrarıyla uluslararası projelerin vazgeçilmez ortağı olmayı sürdürecektir. Kara ve denizlerimizdeki arama ve sondaj faaliyetlerimizde de önemli mesafeler kat ettik. Fatih Sondaj gemimiz önümüzdeki günlerde ilk sondajını gerçekleştirecek. İkinci gemimizin alım süreçlerine başladık. Daha önce ifade ettim. Burada bir kere daha vurgulamak istiyorum. Uluslararası hukuktan kaynaklı haklarımızı sonuna kadar koruyacağız” diye konuştu.

“Önümüzdeki hafta önemli bir yatırımı daha hayata geçireceğiz”

Bakan Dönmez, “Öte yandan Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nde çalışmalarımızı aralıksız sürdürüyoruz. Nükleer santraller mevsim ve iklim koşullarından bağımsız 7/24 elektrik üretme kapasiteleriyle enerji sepetimizin en önemli bileşenlerinden biri olacak. 2023 yılında, Cumhuriyetimizin 100. yılında Akkuyu’da ilk reaktörü işletmeye alma hedefimiz var. Sinop Projesi’nde fizibilite çalışması inceleme süreci devam ediyor. Üçüncü santral için de Çin ile görüşmelerimiz devam ediyor. Doğal gazda çeşitli altyapı projelerinde önemli yatırımlara imza attık. Geçen yıl ilk ve bu yıl da ikinci FSRU terminalimizi işletmeye aldık. Yeraltı doğal gaz depolama kapasite artırma çalışmalarımız da devam ediyor. Temel hedefimiz 2023’e kadar yıllık tükettiğimiz gazın en az yüzde 20’sini depolayacak gelişmiş bir altyapıyı inşa etmektir. Önümüzdeki hafta önemli bir yatırımı daha hayata geçireceğiz. Yıllık 10 milyon ton ham petrol işleme kapasitesine sahip olan STAR Rafinerisi’nin açılışını haftaya gerçekleştireceğiz. STAR Rafinerisi üretime geçmesiyle birlikte Türkiye’nin işlenmiş petrol ürünü ihtiyacının yüzde 25’inden fazlasını karşılayarak, ülkemizin ithalat bağımlılığının azaltılmasına kayda değer bir katkı sağlayacak” diye konuştu.

“Arz güvenliği ve finansal sürdürülebilirliğin en önemli ayağı kurumların bağımsızlığıdır”

Bakan Dönmez, “Mali açıdan güçlü, istikrarlı ve şeffaf bir enerji piyasası için önemli adımlar attık. EPİAŞ’ın kurulmasıyla birlikte, küresel enerji piyasalarıyla bütünleşmiş, rekabetçi, serbest, sürdürülebilir, güvenilir ve şeffaf bir enerji piyasasının temellerini attık. Geçtiğimiz ay devreye giren OTSP ile birlikte doğal gaz sektöründe de serbestleşme adına önemli bir ivme yakaladık. İlerleyen dönemlerde hem piyasa hacminin artması ve hem de diğer ülkelerin bu pazara dâhil olmasıyla, bölgesel enerji ticaret merkezi olma yönünde çok önemli bir adım atmış olacağız.
Enerji Piyasası Düzenleyici Kurumumuzun bağımsızlığı ve özerkliği Bakanlık politikalarımız ve yatırım güvenliğimiz için çok önemli. Hatta arz güvenliği ve finansal sürdürülebilirliğin en önemli ayağı kurumların bağımsızlığıdır. Önümüzdeki dönemde de enerji düzenleme kurumumuzun bu şekilde devam etmesi için gerekli desteği vermeye devam edeceğiz. Bugün sektörün güveninin arkasında yatan en önemli güç EPDK’dır. Bu güven Türkiye enerji sektörünün derli toplu olmasının ve yatırım rekorları kırılmasının arkasındaki en büyük motivasyondur. Bundan sonra da bütün kararlığımızla bu yönde adım atmaya devam edeceğiz. Tüm jeopolitik gerilimlere ve zorluklara rağmen, Türkiye, şeffaf ve rekabetçi piyasa yapısı ile öngörülebilir düzenleyici çerçeveyi oluşturmayı başarmış; özel sektör yatırımlarını harekete geçirecek adımlar atmıştır. Siyasi istikrar ve iyi yönetişim, enerji alanındaki özel sektör yatırımlarının hareketini kolaylaştırmıştır. Şüphesiz, Türkiye bölgesinde yatırımcılar için güvenli bir liman ve önemli bir bölgesel aktör olmayı sürdürecektir. Bu vesileyle, konuşmamı sonlandırırken, etkinliklerin bütün katılımcılar için faydalı ve verimli geçmesini temenni ederim” dedi.

“EPDK olarak biz de kendimizi sürekli gözden geçiriyoruz”

EPDK Başkanı Mustafa Yılmaz, “Aslında EPDK olarak bir anlamda bu önemli toplantının ev sahibi olarak da sesleniyorum size ve gönülden hoş geldiniz diyorum. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu olarak üçüncü kez ERRA Enerji Yatırım ve Düzenleme Konferansı’na ev sahipliği yapmanın gururunu yaşıyoruz. ERRA Enerji Yatırım ve Düzenleme Konferansı, bölgesel enerji birlikleri tarafından düzenlenen konferansların en uzun soluklusu. En çok bilineni…Tüm sektörel paydaşların katılımına açık, tam anlamıyla kapsamlı, bölgesel bir konferanstır. 17’nci ERRA Enerji Yatırım ve Düzenleme Konferansı, bu yıl 9’uncu Türkiye Enerji Zirvesi ile işbirliği içerisinde ve eş zamanlı olarak düzenleniyor. Bölgesel enerjiyi küresel sinerjiye çevirmenin basamağı olarak gördüğüm bu zirvenin başarılı sonuçlar vermesini diliyorum. Aslında güzel de bir tevafuk oldu… Biz de bu yıl EPDK olarak 17’nci yaşımızı kutluyoruz…17’nci yaşımızda, 17’nci ERRA konferansına ev sahipliğini yapmak da ayrıca bir mutluluk. Hepinizin bildiği gibi küresel meydan okumaların ve politik tartışmaların alevlendiği bir dönemden geçiyoruz. Ezberler sorgulanıyor. Hemen herkes, durum değerlendirmesi yapıyor. Aslında hepimiz yarınların alışık olduğumuzdan başka neler getireceğini öngörmeye çalışıyoruz. Teknolojiler değişiyor. Yeni iş modelleri geliştiriliyor. Tüketiciler artık daha etkin bir rol üstleniyor. Bir sosyal medya mesajı, ticari dengeleri etkileyebiliyor. Ama bu süreçte değişmeyen bir şey varsa, o da enerjiye olan talep. Yani yatırım ihtiyacı. Enerji talebinin güvenilir ve ekonomik olarak karşılanması için yatırım yapılması gerekiyor. Yatırımın yapılmasıyla da iş bitmiyor. Yatırımcının yatırdığını belirli bir sürede geri alabilmesi de gerekli. Piyasa oyuncularının makul bir getiriye sahip olması lazım. Diğer taraftan, tüketicilerin katlanılabilir fiyatlardan enerjiye erişebilmeleri de olmazsa olmaz nitelikte. Bütün dileklerin ve beklentilerin aynı anda karşılandığını görmek belki masallarda mümkün. Bir masal dünyasında yaşamıyoruz. Ama düzenleyici kurumlar olarak paydaşların çıkarlarını ortak bir zeminde örtüştürmek için çok çalışıyoruz” dedi.

Başkan Yılmaz, “Enerji piyasalarının işleyişi her geçen gün karmaşıklaşıyor. Bu durum, piyasaları izleyen ve yönlendiren düzenleme kurumlarının görev ve sorumluluklarını da artırıyor. Bu çerçevede EPDK olarak biz de kendimizi sürekli gözden geçiriyoruz. Uzmanlığımızı, yetkinliğimizi, tarafsız ve bağımsız karar alabilme yetimizi güçlendirmek için çalışıyoruz. Bu tür çalışmaların beklenen sonuçları üretmesi için paydaşlarla sağlıklı iletişim ve etkileşim önemlidir. Zira bu tür çalışmalar, düzenleyici kurumların bağımsız karar alabilme imkan ve kabiliyetlerinin korunması ve geliştirilmesine bağlıdır. Bu konuda Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu olarak şanslı olduğumuzu belirtmek isterim. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanımız Sayın Fatih Dönmez ve Bakanlığımızın üst yönetimi, düzenleyici kurum deneyimine sahipler. Bu vesileyle başta Sayın Bakanımız olmak üzere ekibine bize verdikleri destek için huzurlarınızda teşekkür ediyorum” diye konuştu.

Başkan Yılmaz, “Konuşmamın başında enerji sektöründe esaslı değişim ve dönüşümlerin yaşandığından bahsetmiştim. Değişim ve dönüşümler yaşanırken gelişmeyi de sürdürüyoruz. Hamdolsun Türkiye enerji piyasasının gelişiminde tarihi nitelikte bir adımı geçtiğimiz ay attık. Eskiden bize enerjide köprü olacaksınız diyenler vardı. Ama biz de yeni bir şey söyledik ve hayır biz köprü görevi görmek istemiyoruz enerji ticaret merkezi olacağız dedik. Bunun için bir takım enstrümanların gelişmesi gerekiyor. Ülkemizin enerji ticaret merkezi olması yolunda önemli bir aşamayı ifade eden Organize Toptan Doğal Gaz Satış Piyasamız 1 Eylül itibariyle açıldı. Böylece Türkiye kendi bölgesinde bir ilki gerçekleştirdi. Organize piyasada günlük olarak doğal gaz ticaretine başlayan ilk ülke oldu. Doğal gaz borsamızın ilk bir aylık performansı da cesaret verici” ifadelerini kullandı.

Yılmaz, “Borsaya kayıt yaptıran toplam 43 lisans sahibinin 23’ü piyasada aktif olarak işlem yapmış… İşlem hacmi 115 milyon TL olarak gerçekleşmiştir… Toplamda 73 milyon m3 doğal gazın ticareti söz konusu olmuş… Bu miktarın 45 milyon m3’ünü ise BOTAŞ tarafından yapılan dengeleme amaçlı işlemler oluşturmuştur. Bu temel verilere göre Organize Toptan Satış Piyasasının ilk ayında piyasaya yüksek bir ilgi olduğunu, piyasamızın tasarımına uygun şekilde işlemeye başladığını, bir yandan dengeleme ihtiyacına cevap verdiğini bir yandansa lisans sahiplerimizin birbiri ile ticaret yapmasını sağladığını görüyoruz” dedi.

Yılmaz, “Bu noktada, Organize Toptan Satış Piyasasının mevzuat alt yapısının oluşturulmasında büyük gayret sarf eden çalışma arkadaşlarıma, bize güçlü bir destek veren Sayın Bakanımıza, ayrıca sürece büyük katkı sağlayan EPİAŞ, BOTAŞ ve sektör paydaşlarımıza huzurlarınızda teşekkür ediyorum. Ama burada durmayacağız. Önümüzdeki süreçte fiziksel ve finansal teslimatlı vadeli doğal gaz piyasası işlemlerinin de organize piyasamıza entegre edilmesi için çalışacağız. Zaman içerisinde piyasaya olan ilginin artması ve ticaretin derinleştiğini göreceğiz. Piyasa derinleştikçe, fiyatlar daha da rekabetçi bir yapıda oluşmaya başlayacak… Ve bundan herkes fayda sağlayacak. Sadece ülkemizdeki piyasa oyuncuları değil. Bölgemizdeki diğer ülkeler de bu piyasadan fayda sağlayacak. Türkiye doğal gaz borsasında oluşan Günlük Referans Fiyat bölgemizdeki ülkeler arasındaki doğal gaz ticaretinde de fiyat oluşumuna katkı sağlayacaktır. Enerji ticaret merkezi hedefimizin bir ayağı doğal gaz ise bir diğer ayağı da şüphesiz elektrik. Elektrik piyasamız, kurgusu ve işleyişiyle tekemmül etmiş bir piyasa. Hedefimiz, bu piyasada ticaretin daha da artırılması. Ülkemiz elektrikte kurulu gücü 90 bin megawat sınırına dayanmış durumda. Yerli ve yenilenebilir kaynaklarımızın elektrik üretimindeki payı her geçen gün artıyor. Bakanlığımızın öncülüğünde gerçekleştirilecek YEKA ihaleleri ile artmaya da devam edecektir” şeklinde konuştu.

“Rüzgarımız kuvvetli esiyor, güneşimiz güçlü parlıyor”

EPDK Başkanı Yılmaz, “EPDK olarak gerek yerel yönetimlerin gerekse tüketicilerimizin kendi enerjilerini üretmeleri konusuna da büyük önem veriyoruz. Vatandaşlarımızın çatı ve cephe uygulamaları ile güneş enerjisinden faydalanarak üreten tüketici olmalarını istiyoruz. Bunun için gerekli adımları attık. Düzenlemelerimizi çıkardık, iş süreçlerini belirledik. Biz oyun sahasını ve oyun kurallarını belirledik. Topu oyunculara bıraktık. Yeni iş imkanlarının yanı sıra, enerjinin üretildiği yerde tüketilmesi ve tüketicinin ihtiyaç fazlası enerjiyi sisteme satabilmesi gibi faydalar sağlayan çatı uygulamalarının sektörümüze önümüzdeki süreçte büyük katkı vereceğine inanıyorum. Bu vesileyle ifade etmek isterim ki enerji depolamaya yönelik mevzuat çalışmamızın da sonuna geldik. İnşallah kısa süre içinde hem sistemsel kesintilere çare olacak hem de yenilenebilir enerji kaynaklarının yerinde tüketimini temin eden enerji depolama sistemlerinin de devreye alınmasını sağlayacağız” dedi.

Başkan Yılmaz, “Bildiğiniz gibi akaryakıt sektörümüz hızlı büyümesini sürdürmekte. Özellikle rafinaj ve dağıtım faaliyetlerine ilişkin yatırımlar devam etmektedir. Bu faaliyetlere ilişkin olarak yabancı yatırımcının da ilgisini görüyoruz. 2017 yılı verileri itibariyle akaryakıtın dağıtımına ilişkin olarak faaliyet gösteren en büyük 10 şirketten 4’ünü yabancı şirketler oluşturmaktadır. Dağıtım faaliyetinde yabancı şirketlerin pazar payı da yüzde 48 seviyelerinde bulunmaktadır. Akaryakıt sektörü özelinde ham petrolün akaryakıta dönüştürülmesi ve dünya pazarlarına sunulması aşamasında ülkemiz önemli bir yatırım potansiyeline sahiptir. Biz de Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu olarak şeffaf, tutarlı, etkili düzenlemelerle rekabet ortamını daha da iyileştirmek ve yatırım cazibesi yüksek bir akaryakıt piyasası oluşturmak için çalışmalarımızı sürdürmekteyiz” diye konuştu.

Başkan Yılmaz konuşmasını şu şekilde sürdürdü:
“EPDK olarak kırmızı çizgimiz; 4 piyasanın da adil, rekabetçi ve öngörülebilir yapısını korumak ve bu yapıyı daha da ileri bir düzeye taşımaktır. Piyasalara yönelik en ufak bir adaletsizliğin bütün sektörümüzün işleyişi için tehdit oluşturabileceğini çok iyi biliyoruz. Akaryakıt dağıtım işi ürünün niteliği gereği birçok sektörü doğrudan ilgilendirmekte ayrıca vergi gelirlerinin önemli bir miktarının bu faaliyetlerden elde edilmesi nedeni ile kamu maliyesini yakından ilgilendirmektedir. EPDK olarak piyasanın yapısını bozucu faaliyetlerde bulunan, bu sektörde faaliyet göstermek için üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmeyen, kamu maliyesine zarar veren her firmaya karşı gereken tavrı göstereceğimizden kimsenin kuşkusu olmamalıdır.
İki gün sürecek 17’nci ERRA Enerji Yatırım ve Düzenleme Konferansı ve 9’uncu Türkiye Enerji Zirvesi, enerjiye dair küresel ve bölgesel pek çok gündem maddesine sahip. Konularında yetkin konuşmacıların sunumları ve yapılacak tartışmaların sektörümüz için verimli ve uygulanabilir çıktılar üreteceğine inanıyorum”

“ERRA adına düzenleticilerin bu yolda devam ederek sektörün gücüne inanmaları gerekiyor”

ERRA Yönetim Kurulu Başkanı Mart Ots, “Yatırım konferanslarının her biri farklı bir öykü oluşturuyor. Ülkenin çok geniş potansiyeli ve kapasitesi var. Türk meslektaşlarımızla ne zaman bir araya gelsem mutlu oluyorum. Kalkınma hedefleri noktasında şu anki konumları bizi onurlandırıyor. Bölgesel enerji küresel sinerji. ERRA’nın stratejisini ortaya koyuyor. ERRA son 18 yıla uluslararası bir kuruluşa dönüştü. Amerika’dan Asya’ya kadar. Hedefimiz ve odak noktamız düzenleyici bağımsızlığı sağlamak konusu değişmedi. Temel noktalarda enerji sektörünün nasıl organize edildiğine bakıyoruz. Düzenleyici alanda çalışmaları yürütüyoruz. ERRA adına düzenleticilerin bu yolda devam ederek sektörün gücüne inanmaları gerekiyor. Gündemimizi etkileyen olaylara bakıldığında enerji zirvesi yerel ve bölgesel olarak pek çok veri toplamımızı sağlayacak. Katılımcılar ilk defa özet belgelere erişebilecek. Enerjinin sponsorları ve genel destek sağlayan kuruluşlarımıza teşekkür etmek istiyorum. Yeni görüşlerin ve iş temaslarının ortaya çıkacağını düşünüyorum” diye konuştu.

“Bu safhada yıkılmamak gerekir”

Türkiye Enerji Zirvesi Başkanı Mustafa Karahan, “Bu yıl 9’uncusunu düzenlediğimiz Zirve sizlerin de katkısıyla büyümeye devam ediyor. Bu yıl bazı farklar var. Global enerji dünyasının önemli paydaşı ERRA ile bu organizasyonu paylaşmak bizim için ayrı bir gurur oldu. Son 10 yılda gerek ekonomide ve enerjide büyük değişimler yaşıyoruz. Bunu hem dünyada hem de ülkemizde gözle görülür şekilde hissediyoruz.  Bu değişime kayıtsız kalamayız. Şu anda enerji sektörü dahil tüm sektörlerin üzerinde durduğu dijital değişim ile ilgili başlıkların ülke olarak uzağında kalamayız.  Bu safhada yıkılmamak gerekir. Büyük şirketlerin üzerine düşeni yapması gerekiyor. Unutmamalıyız ki hepimiz aynı gemideyiz. Yeni bir dönemden geçerken güçlenerek çıkmamız en önemli temennimiz” dedi.

“Dünya’daki gelişmeleri de kaçırmamız gerekiyor”

Zorlu Holding Enerji Grubu Başkanı Sinan Ak, “ Zor bir süreçten geçiyoruz. Bunların üzerimizdeki etkilerini hep birlikte kamu-özel sektör olarak üzerinden geçmemiz gerekiyor. Zorlu ailesi olarak en büyük avantajımız bakanlık ve EPDK da önemli kadrolar olması ve bizi anlayarak büyük hamlelerle önümüzü açıyor olması. Burada olması gereken sabırlı olmak ve ilerlemek. Dünyadaki gelişmeleri de kaçırmamız gerekiyor. En büyük değişim elektrikli araçlarda olacak. Satılma oranı her geçen gün artıyor. Ülkemizdeki elektrikli araç sayısının artışına şarj istasyonlarımızla destek olmayı hedefliyoruz. Elektrikli şarj istasyonlarının lansmanını burada yapmaktan mutlu olacağız. Zirvenin herkese hayırlı olmasını diliyorum” ifadelerini kullandı.

“Dinamizmi ve potansiyeli çok yükse bir sektörüz”

Sabancı Holding Enerji Grubu Başkanı Kıvanç Zaimler, “Türkiye enerji piyasasının nasıl diyalog içerisinde olduğunu gösterebiliriz.  Dinamizmi ve potansiyeli çok yükse bir sektörüz. Entegre bir bakış açısıyla daha da büyüyeceğimiz günlerden geçiyoruz.  Bankalara ve finansal kuruluşlara iş düşüyor. Panik yapılacak bir durum olmadığını bilmesini istiyoruz. Arz ve hizmet kalitesi ve müşteri memnuniyeti odağımızı asla kaybetmeyeceğiz. Gelecek dönemde ülkemizin büyüme potansiyelinin değerlendirilmesi için enerji verimliliği, Ar-Ge ve inovasyon gibi alanlara yönelmeli. Bugünü yönetirken geleceği de tasarlayacağımız bu dönemi el birliğiyle atlatacağımız inanıyorum” şeklinde konuştu.