“Petrol piyasasının üç ana oyuncusundan biri ABD”

Pulitzer ödülü sahibi ve uluslararası finans ve enerji danışmanlık şirketi IHS Markit’in Başkan Yardımcısı Daniel Yergin, küresel petrol piyasasındaki en önemli üç oyuncu arasında bulunan ABD’nin gelecekte sıvılaştırılmış doğalgazda da (LNG) en büyük üç ihracatçıdan biri olacağını söyledi.

 

Yergin, The Wall Street Journal Gazetesinin başkent Washington’da düzenlediği yıllık “CFO Network” toplantısında, ABD’nin küresel enerji piyasasındaki rolüyle ilgili soruları yanıtladı.

 

Küresel petrol piyasasında yeni aktörlerin yer aldığını belirten Yergin, “OPEC ve örgüt dışındaki petrol üreticisi ülkeler yerine artık küresel piyasada yeni aktörler yer alıyor. Şu anda en büyük üç oyuncu Suudi Arabistan, Rusya ve ABD. ABD 2008’deki kaya petrolü ve kaya gazı devriminden sonra ham petrol üretimini yüzde 88 oranında artırdı. ABD’nin petrol üretimindeki artış, Suudi Arabistan dışındaki bütün OPEC ülkelerinden daha büyük oldu. Bu çok hızlı gelişti.” diye konuştu.

 

Yergin, kaya petrolü teknolojisinin henüz yeni olduğunu belirterek, farklı mühendislik ve yapılandırmalar, daha etkili yöntemler ve düşük maliyetler sayesinde bu endüstride ikinci bir dalga yaşandığını vurguladı.

 

ABD petrol sektörünün yabancı yatırımcıları da çekmeye başladığını aktaran Yergin, “Eskiden yurtdışına veya başka yerlere giden büyük ölçekli yatırımlar, artık ABD’nin Teksas ve New Mexico eyaletlerindeki Permian havzasına yöneldi.” dedi.

 

Yergin, ABD’nin petrol üretimindeki artış sayesinde küresel enerji piyasasındaki algısının da değiştiğinin altını çizerek, Asya, Avrupa ve Ortadoğu ülkelerinin ABD’nin enerji dünyasındaki pozisyonuna farklı bakmaya başladığını anlattı.

 

“VERGİ TEŞVİKLERİ PARİS İKLİM ANLAŞMASINDAN ÖNEMLİ”

 

Yergin, küresel iklim değişikliğinin önüne geçmek, dünya genelinde karbon salınımlarını azaltmak ve yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırımı arttırmak için 195 ülke tarafından imzalanan Paris İklim Anlaşması’nı “benzersiz” bir fırsat olarak tanımladı.

 

ABD Başkanı Donald Trump’ın bu ayın başında ülkesini Paris İklim Anlaşması’ndan çekmesiyle ilgili değerlendirmelerde de bulunan Yergin, “Paris Anlaşması’ndan daha önemli olan ABD’nin yenilenebilir enerji sektörüne getirilen vergi teşvikleri ve sübvansiyonlardır. Ayrıca, (teknolojik) yenilikler ve yatırımlar da önemlidir. Güneş enerjisinde de maliyetler düşmeye devam ediyor. Bütün bu alanlarda ilerlemelerin devam edeceğine inanıyorum.” değerlendirmesinde bulundu.

 

Yergin, IHS Markit’in bir araştırmasına işaret ederek, vergi teşvikleri ve sübvansiyonlar sayesinde, yakın zamanda ABD’nin elektrik üretim kapasitesinin üçte ikisinin yenilenebilir enerji kaynaklarından oluşmasının öngörüldüğünü vurguladı.

 

“LNG’DE DE İLK ÜÇTE YER ALACAK”

 

ABD’nin doğalgaz üretimi ve LNG ihracatındaki artışa dikkati çeken Yergin, “ABD’nin ilk LNG ihraç kargosu geçen yılın ocak ayında Panama kanalını geçerek Çin’e vardı. Artık Çin ABD’den doğalgaz satın almaya başladı. İleride ABD’nin batı Avrupa pazarına da LNG ihraç ederek buraya alternatif kaynak sunması ve bu piyasada rekabeti arttırması beklenebilir. ABD, gelecekte dünyanın en büyük üç LNG ihracatçısından biri olacaktır.” ifadelerini kullandı.

 

British Petroleum (BP) 2017 Dünya Enerji İstatistik Görünümü raporuna göre, ABD’nin LNG ihracatı 2015’te toplam 0,7 milyar metreküpten 2016’da 4,4 milyar metreküpe yükseldi. Rapora göre, küresel LNG ithalat-ihracat hacmi de geçen sene bir önceki yıla göre yüzde 6,2 artış gösterdi.
AA