Petrol Ofisi Madeni Yağlar geliştirdiği ürünleri 33 ülkeye ihraç ediyor

Petrol Ofisi Teknoloji Merkezi (POTEM), geliştirdiği 350’nin üzerinde ürün yelpazesi ile otomotivden sanayiye tüm madeni yağ ihtiyaçlarına tek çatı altında çözümler sunmayı amaçlıyor. Petrol Ofisi Madeni Yağlar, geliştirdiği ürünleri 33 ülkeye ihraç ediyor. Petrol Ofisi, bu kapsamda Kocaeli Derince’deki tesislerini, basın kuruluşlarının ziyaretine açtı.

Petrol Ofisi Madeni Yağlar’ın POTEM’de geliştirdiği son ürünlerden biri de Maxima Hybrid 0W–20 oldu. Petrol Ofisi Madeni Yağlar’dan yapılan açıklamada; “Küresel sürdürülebilir çevre politikaları kapsamında hibrit araçlarda ve start/stop teknolojisinde kullanılmak üzere ACEA A5/B5 performans seviyesinde Türkiye’de ilk kez üretilen ileri teknolojili bu yağ, motor ömrünü uzatıyor, performansı optimize ediyor ve önceki nesillere oranla yüzde 3’e kadar yakıt tasarrufu sağlıyor” denildi.

Yüzde 10 enerji tasarrufu

POTEM’in geliştirdiği bir diğer ürün ise yeni nesil hidrolik sistem yağı Hydro Tech HVI-E oldu. Petrol Ofisi Hydro Tech HVI-E’nin , muadillerine oranla daha uzun ömürlü olması ve operasyonel maliyetleri düşürmesinin yanı sıra endüstriyel hidrolik uygulamalarda yüzde 10’lara ulaşan enerji tasarrufu sağladığı bilgisi verildi. İş makinalarında ise bu oranın yüzde 10’un da üzerine çıktığının altı çizildi.

Petrol Ofisi, bir diğer pazar olan madeni yağlar ve kimyasallar pazarındaki üretim üssü olan Kocaeli Derince’deki tesislerini, basın kuruluşlarının ziyaretine açtı. Petrol Ofisi Madeni Yağlar Direktörü Sezgin Gürsu ev sahipliğinde, Otomotiv ve Enerji basınına yönelik düzenlenen basın gezisinde, POTEM’de gerçekleştirilen ve hibrit araçlara özel Maxima Hybrid 0W–20 motor yağı lansmanı gerçekleştirildi, enerji tasarruf sağlayan yeni nesil hidrolik sistem yağı Petrol Ofisi Hydro Tech HVI-E ile ilgili bilgiler paylaşıldı.

“petrol Ofisi Madeni Yağlar liderliğini 2017’de de sürdürerek 8’inci yılına taşımıştır”

Petrol Ofisi’nin, 1941 yılında kuruluşundan bu yana faaliyet gösterdiği Türkiye madeni yağ ve kimyasallar pazarında sürdürdüğü geleneksel liderliğe vurgu yapan Petrol Ofisi Madeni Yağlar Direktörü Sezgin Gürsu, şöyle konuştu: “Petrol Sanayi Derneği (PETDER) verilerine göre Petrol Ofisi Madeni Yağlar, 2010’da üstlendiği madeni yağlar ve kimyasallar pazarındaki liderliğini, yüzde 24,9’luk pazar payı ile aralıksız olarak 2017’de de sürdürerek, 8’inci yılına taşımıştır. Petrol Ofisi olarak madeni yağ ve gres üretimini; yıllık 140 bin ton üretim ve 15 bin ton bitmiş ürün, 50 bin ton hammadde / yarı madde olmak üzere toplam 65 bin ton depolama kapasitesi ile ileri teknolojiye sahip Derince’deki bu fabrikamızda gerçekleştiriyor, tüm Türkiye’de yaygın 16 bin noktada satışa sunuyoruz. Fabrikamızda 2017 yılında 122 bin tonun üzerinde bir üretim gerçekleştirdik ve bunun 10 bin tonu aşkın bir bölümünü 4 kıtada 33 ülkeye ihraç ettik. Petrol Ofisi Madeni Yağlar üretim tesisi, 350’nin üzerinde farklı ürün ile başta otomotiv olmak üzere Türkiye’nin madeni yağlar ihtiyaç çeşitliliğinin tamamına tek çatı altında çözümler sunabilen en gelişmiş merkez niteliğindedir. Burada geliştirdiğimiz, ürettiğimiz ileri teknolojiye sahip zengin ürün çeşitliliği ile Petrol Ofisi, madeni yağlar alanında da Türkiye’de üretime, sanayiye, ekonomiye önemli katkılar sağlamaktadır.”

“POTEM uluslararası arenada da en gelişmiş teknoloji merkezlerinden biri”

Petrol Ofisi Madeni Yağlar’ın elde ettiği bu önemli başarıda, sadece Türkiye’nin değil, geniş bir coğrafyanın en önemli merkezi konumundaki Petrol Ofisi Teknoloji Merkezi – POTEM’in büyük katkısı olduğuna da vurgu yapan Sezgin Gürsu, “Petrol Ofisi Madeni Yağlar üretim tesisi içinde yer alan 1000 m²’lik bir kapalı alana sahip ve 6 milyon dolarlık yatırım değeri bulunan POTEM, son teknoloji cihazları, uzman kadrosu, 77 yıla uzanan benzersiz bir bilgi birikimi ve tecrübe ile hizmet veriyor, Ar-Ge çalışmaları gerçekleştiriyor. POTEM’de, 83’ü TÜRKAK’tan akredite olmak üzere ulusal ve uluslararası metotlarla toplam 155 farklı test yapılabiliyor. Merkezimizde, yılda ortalama 150 bin adet test gerçekleştiriyoruz. Petrol Ofisi Teknoloji Merkezi – POTEM, gelişmiş teknoloji ve akredite kabiliyeti ile sadece Petrol Ofisi’ne hizmet vermiyor. Başta kamu kuruluşları olmak üzere aralarında dünya devlerinin de bulunduğu yerli ve yabancı çok sayıda firmaya, kısacası tüm sektöre, Ar-Ge, kalite kontrol ve analiz hizmetleri sunuyoruz. Dolayısıyla POTEM, madeni yağ alanında uluslararası arenada da en gelişmiş teknoloji merkezlerinden biri konumunda. Sadece binek ve hafif ticari araç segmentinde dahi, OEM ve uluslararası motor yağı şartnameleri dikkate alındığında yaklaşık dünyada 35.000 farklı spesifikasyon mevcut. Türkiye’nin yaş ortalaması yüksek 22 milyon araç parkının da ihtiyaçları bundan daha az değil. Biz de Petrol Ofisi olarak, tamamı Türkiye’de POTEM’de geliştirilen ve bu tesisimizde üretilen ürün portföyümüz ile pazar ihtiyaçlarının tamamına yakınını karşılıyoruz. Üstün nitelikli Maxima ve Maximus marka motor yağlarımız ile Türkiye’de yaygın her araç marka ve modeli için birebir uyumlu zengin çözüm seçenekleri sunuyoruz” açıklamasında bulundu.

Motor yağlarındaki eş zamanlı gelişim otomotiv teknolojilerini destekliyor

Küresel arenada çevresel, ekonomik unsurların tüm sektörler için öncelikli hale geldiğini, otomotiv ve madeni yağ sektörlerini de ileriye götürenin, teknolojiyi tetikleyenin bu faktörler olduğuna dikkat çeken Sezgin Gürsu, “Emisyonlar tüm dünya için tehdit oluşturuyor ve bu alanda en çok göz önünde olan ise her bireyin bir fikir yürüttüğü, kullandığı otomotiv sektörü. Bu nedenle yasal düzenlemelerden genelde ilk önce etkilenen sektör de otomotiv ve bizim gibi diğer paydaşlarıdır. Egzoz emisyonu normları, motor teknolojileri ve yakıt verimliliğinin motor yağlarında yarattığı gelişime bakacak olursak. 1970’lerde 20W–50’lerden, 90’lı yıllarda 10W–40, 2000’lerde ise 5W–30’lara geçtik. İlk emisyon limitlerine göre bugün, yüzde 96’lık bir sıkılaştırma ile karşı karşıyayız. Günümüzde ise özellikle Stop/Start ile başlayan ve hibrit araçlar ile devam eden değişimle birlikte 0W yağları çalışıyoruz. Yasal emisyon düzenlemelerindeki mevcut trende bakıldığında, 2025 yılından itibaren sadece içten yanmalı motora sahip araçlar ile limitlerin karışlanamayacak. Çözüm ise ortalama değeri düşürmek için ‘0’ emisyon değerlerini hedefleyen teknoloji ile hibrit ve elektrikli araçlar. Sürdürülebilir çevre politikaları doğrultusunda elektrikli ve hibrit araçlar, gelecek için doğru, ancak üzerinde daha çalışılması, geliştirilmesi gereken bir konu. Bu gelişimin sağlanması için de öncelikle kullanımlarının desteklenmesi şart. İkmal ağını kurgulamazsanız, kısıtlı menzilleri nedeniyle bu araçların kullanımı da ileriye gitmiyor. Biz de otomotiv yakıtlarında Türkiye’nin geleneksel lideri, öncüsü olarak; elektrikli ve hibrit araçların bu sorununun çözümü için yatırım yapmış ve bir ilki gerçekleştirerek e-POwer’ı geliştirmiştik. e-POwer’ı tasarımından, yapısına kadar tamamen özel, özgün bir marka olarak yaratarak, tamamen Türkiye’de ürettik. e-POwer ile elektrikli ve hibrit araçları hava saati, su pompasının yanında değil, prestijli, özel ve özgün bir kanopi altına taşıdık. İlk e-POwer’ı, 2017 yılı sonunda Osmangazi Köprüsü girişindeki istasyonumuzda açtık. Petrol Ofisi açısından ticari bir getirisi olmayan ve tamamen liderlik vasfımızın getirdiği sorumluluk duygumuzla yaptığımız e-POwer yatırımlarımızda, bir yıl içinde sayımızı 10 adete çıkardık” dedi.

“Otomotiv ve motor yağı teknolojileri, paralel ve birbirini destekleyen gelişmelerdir”

Petrol Ofisi’nin, bu alandaki desteğini lideri olduğu bir diğer alana; madeni yağlar sektörüne de ve üstelik yine Türkiye’de bir ilki gerçekleştirerek taşıdığını belirten Sezgin Gürsu, konuşmasına şöyle devam etti: “Araç üreticileri, düşük yakıt tüketimi sağlayan elektrik motoru destekli hibrit sistemler ve kompleks egzoz emisyon sistemleri ile çözüm üretiyor. Hiç şüphesiz otomotiv ve motor yağı teknolojileri, paralel ve birbirini destekleyen gelişmelerdir. Dolayısıyla bu hibrit sistemleri desteklemek, ömrünü uzatmak için motor yağı teknolojisinin adaptasyonunun yapılması da önemli bir ihtiyaç haline gelmiştir. Türkiye madeni yağlar ve kimyasallar pazarının geleneksel lideri olan Petrol Ofisi Madeni Yağlar da bu alanda sorumluluk üstlendi ve hibrit araçlara özel motor yağı Maxima Hybrid 0W–20’yi geliştirdi. POTEM’in gelişmiş teknolojik olanakları dahilinde yapılan Ar-Ge çalışmaları sonucu geliştirilen Maxima Hybrid 0W–20, ileri teknolojiye ve dolayısıyla gerçekten de çok önemli niteliklere sahip. Maxima Hybrid 0W–20, hibrit sistemdeki kompleks egzoz emisyon sistemleriyle uyumlu düşük kül teknolojisine sahip, başta start-stop teknolojisi olmak üzere anlık yağlama ihtiyacına hızla cevap veriyor, düşük viskozitesi ile sürtünme kayıplarını azaltarak, performansı maksimize ediyor, yakıt tasarrufu sağlıyor, motoru en etkin şekilde koruyor. Uzun ömrü ile maliyetleri düşüren Maxima Hybrid 0W–20, motor performansına katkısına karşın, yakıt tasarrufu da sunuyor. Maxima Hybrid 0W–20, standart motor yağlarına kıyasla yüzde 3 daha düşük sarfiyat ile yakıt ekonomisi sağlıyor. POTEM’de geliştirilen alanındaki en gelişmiş ürün niteliğindeki tam sentetik motor yağı Maxima Hybrid 0W–20, performans seviyesi ile sınıfının en üst seviyesinde bulunuyor. İki kata kadar daha hızlı akışkanlık gücü, – 40 dereceye kadar pompalanabilme yeteneği, 150 derecede dahi kopmayan yağ filmi gibi üstün nitelikleri ile aşırı sıcak ve soğukta maksimum aşınma koruması sağlayan bu ileri teknolojiye sahip ürünümüzün seri üretimine başladık, bir ay içinde satışa sunuyoruz.”

“Petrol Ofisi hidrolik sistem yağı, enerji alanında çok önemli tasarruf sağlıyor”

POTEM’in geliştirdiği bir başka ileri teknolojili ürünün ise enerji tasarrufu sağlayan Hidrolik Sistem Yağı olduğunu belirten Petrol Ofisi Madeni Yağlar Direktörü Sezgin Gürsu, “Sanayinin en önemli üretim girdilerinden biri de hiç şüphesiz enerji maliyetleridir. Bununla birlikte en basit krikodan, kompleks endüstriyel iş makinalarına kadar geniş bir kullanım alınan sahip hidrolik sistem yağları da sanayide en çok tüketilen yağ sınıfını oluşturmaktadır. Keza biz de pazar lideri Petrol Ofisi olarak yılda 18 milyon litrenin üzerinde hidrolik sistem yağı üreterek, endüstrinin kullanımına sunuyoruz. Uzmanı olduğumuz iki konu olan enerji ve madeni yağlar alanında yaptığımız çalışmalarla çok özel bir ürün geliştirdik. Türkiye’nin farklı alanlardaki önemli üreticileri ile yaptığımız reel sektör testlerinden elde ettiğimiz sonuçlara göre; yeni nesil Petrol Ofisi Hidrolik Sistem Yağı, konvansiyonel hidrolik yağlara göre çok önemli avantajlar sağlıyor. Muadillerinden çok daha uzun ömürlü olan yeni nesil Hidrolik Sistem Yağı, operasyonel maliyetleri düşürüyor, kullanıldığı hidrolik pompaların verimini arttırıyor. Bununla birlikte Petrol Ofisi yeni nesil Hidrolik Sistem Yağı, enerji alanında da çok önemli bir tasarruf sağlıyor. Ürünümüz, yüksek verimli yeni nesil hidrolik pompalarda yüzde 10’a kadar ulaşan bir enerji tasarrufu sağlıyor. Başta iş makinaları olmak üzere farklı bazı kullanım alanlarında ise sağlanan tasarruf oranı yüzde 10’un da üzerine çıkıyor. Tüm bu üstün nitelikleri ve avantajı ile Petrol Ofisi yeni nesil Hidrolik Sistem Yağı’nın, sınıfında Türkiye’de yeni bir döneme öncülük edeceğini şimdiden söyleyebiliriz” açıklamasında bulundu.