İran’ın Hürmüz Boğazı kozu küresel petrol piyasalarını endişelendiriyor

İran ile ABD arasında, Devrim Muhafızları Ordusu Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani’nin öldürülmesinin ardından yükselen tansiyon şimdilik düşmüş görünse de Tahran yönetiminin küresel petrol ticaretinin can damarı Hürmüz Boğazı kozunu kullanmasından endişe ediliyor. 

Süleymani ve Haşdi Şabi Başkan Yardımcısı Ebu Mehdi el-Mühendis’in 3 Ocak’ta Bağdat Havalimanı yakınına ABD tarafından düzenlenen saldırıda öldürülmesi bölgede tansiyonu yükseltmişti. İran da 8 Ocak’ta ABD’nin Irak’taki iki üssünü onlarca balistik füzeyle vurdu.

Tahran’ın misilleme olarak bununla yetinmesi ve ardından ABD Başkanı Donald Trump’ın daha ılımlı bulunan mesajları bölgedeki gerginliği biraz da olsa düşürdü.

Uluslararası petrol uzmanları ve ekonomi kurumları ise tarafların açıklamalarındaki yumuşamanın aldatıcı olabileceğini belirtiyor.

İran’ın Hürmüz Boğazı’ndaki seyrüseferi kesintiye uğratarak veya Yemen’deki Husiler, Lübnan’daki Hizbullah gibi vekilleri aracılığıyla petrol tesisleri ve tankerlerini hedef alarak dolaylı şekilde cevap verebileceğinin altı çiziliyor.

Bölgede patlak verecek bir çatışmanın tüm dünyayı olumsuz etkileyeceği, böyle bir durumda petrol varil fiyatının 100 doların üzerinde rekor bir seviyeye çıkabileceği yorumları yapılıyor.

İRAN’IN HÜRMÜZ BOĞAZI KOZU

Umman-İran arasında yer alan ve Basra ile Umman körfezlerini birbirine bağlayan Hürmüz Boğazı, dünyada enerji endüstrisinde stratejik bir öneme sahip.

Tahran yönetimi daha önce defalarca Hürmüz Boğazı’nda yaşanacak aksaklığın, Orta Doğu’dan büyük miktarlarda petrol sevkiyatı yapan onlarca ülkenin yanı sıra Hindistan ve Çin üzerindeki yansımalarına dikkati çekerek, petrol sevkiyatını aksatma tehdidinde bulunmuştu.

ABD Enerji Enformasyon İdaresinin verilerine göre, 2018’de Hürmüz Boğazı’ndan günlük 21 milyon varil petrol geçirildi. Bu rakam, dünyadaki akar petrol tüketiminin yüzde 21’ine tekabül ediyor.

Buna göre, Hürmüz Boğazı dünyanın bir numaralı petrol deniz yolu konumunda sayılıyor. Hürmüz Boğazı’ndan geçen petrol ve LNG ise en çok “küresel imalatın motoru” olarak nitelendirilen Asya ülkeleri Çin, Hindistan, Japonya, Güney Kore ve Singapur’a gidiyor.

Veriler, geçen yıl Hürmüz Boğazı’ndan geçen ham petrol ve petrol ürünlerinin yüzde 65’inin söz konusu ülkelere gittiğini, boğazdan taşınan petrol ve petrol ürünlerinin yüzde 76’sının da Asya kıtasına ulaştığını gösteriyor.

GEÇİŞLERİN ASKIYA ALINMASI

ABD merkezli The Wall Street Journal gazetesi, geçen hafta Suudi Arabistan’a ait Bahri petrol taşımacılığı şirketinin Hürmüz Boğazı’ndaki gemi hareketlerini askıya aldığını yazdı. Bu adımı, komşu ülkelerden gelecek benzer kararların takip edebileceği kaydediliyor.

Hisselerinin yüzde 43’ü Suudi Arabistan devletine ait olan Bahri petrol taşımacılığı şirketi dünyadaki en büyük petrol tankerleri şirketi sayılıyor. Şirketin filosunda 90 tanker bulunuyor.

Petrol üretiminde dünya üçüncüsü olan Suudi Arabistan, ihracatta ise 6,9 milyon petrol varille ilk sırada yer alıyor.

ALTERNATİF SEVKİYAT YOLLARI

Küresel pazar analisti John Lucca, “Bölge ülkelerinin ekonomileri ve petrol piyasasının karşı karşıya olduğu en büyük tehdit, İran’ın doğrudan ya da temsilcileri aracılığıyla Hürmüz Boğazı’nı kapatması veya Körfez ülkelerindeki petrol üretim tesislerine yeniden saldırı olasılığıdır.” dedi.

Bu tehdit karşısında en iyi alternatifin mevcut petrol boru hatlarının kapasitelerinin artırılması olduğunu savunan Lucca, bunun da Suudi Arabistan veya Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) boğazdan geçmekten kaçınması ve bölgedeki diğer devletlerin büyük boru hatlarına dahil edilmesi anlamına geldiğini aktardı.

Lucca, petrol sevkiyatı için Kuveyt, Suudi Arabistan, BAE’den Umman ve Umman Denizi sahillerine ulaşan boru hatları inşa edilebileceğini ifade etti.

Suudi Arabistan ile Bahreyn arasında kurulan ortak petrol boru hattının tam taşıma kapasitesi 2018 sonunda günlük 6,5 milyon varile ulaşmıştı.

HÜRMÜZ’Ü SAF DIŞI BIRAKAN ÇÖZÜMLER MALİYETLİ

Küresel petrol piyasaları uzmanı Kuveytli Ahmed Hasan Kerem ise “Petrol sevkiyatında Hürmüz Boğazı’nın uzağında kalan öneriler, yetersiz ve maliyetli olacak, bölge ülkelerinin ihracat hacmini karşılamayacaktır.” diye konuştu.

Suudi Arabistan, Irak, BAE ve Kuveyt petrolünün yüzde 80’inin Hürmüz Boğazı’ndan Asya’ya geçtiğine dikkati çeken Kerem, boğazın petrol sevkiyatında hız ve maliyet konusunda avantaj sağladığını ifade etti.

Hürmüz Boğazı’nın kapatılmasının, İran’ın elindeki en büyük kozlardan olduğunu işaret eden Kerem, “Boğazdaki petrol sevkiyatı aksatılırsa 1 varil petrolün fiyatının 100 dolara yükseldiğini görebiliriz.” değerlendirmesinde bulundu.

BOĞAZ’DAKİ SEVKİYATIN AKSAMASININ YANSIMALARI

Londra merkezli ekonomik araştırma danışmanlık şirketi Capital Economics’in raporunda, İran ile ABD arasında çatışmanın patlak vermesi konusundaki endişelerin azalmasına rağmen tehlikenin geçmediği, bölge ülkelerinin Tahran’dan gelecek herhangi bir misillemeye açık olduğu ifade edildi.

Petrol tesislerine yönelik saldırılar ya da Hürmüz Boğazı’nın kapatılmasının Körfez ekonomisine yönelik en büyük tehditler arasında sayıldığı raporda, ayrıca İran’ın Lübnan’ın istikrarını sarsıcı nitelikteki girişimlerinin Lübnan ekonomisini daha da kötüye sürükleyebileceği aktarıldı.

Raporda, ihracatlarının yüzde 60’ını boğaz harici yollarla yapabilecek Suudi Arabistan ve BAE’nin aksine Kuveyt ve Katar’ın petrol ihracatında kullanabileceği başka bir yolu olmadığı vurgulandı.

İngiliz şirketi, çatışmanın patlak vermesi ve İran’ın Hürmüz Boğazı’nda seyrüseferi durdurması senaryosunun gerçekleşmesi halinde brent petrolün varilinin 150 dolar gibi rekor bir fiyata yükseleceğini tahmin ediyor.

AA