IICEC enerji sektörünü online buluşturdu

Sabancı Üniversitesi’nin “Sürdürülebilir Enerji & Yeni Gerçeklik” başlığıyla düzenlediği IICEC toplantısı webinar üzerinden gerçekleştirildi.

Sabancı Üniversitesi IICEC programını bu yıl webinarüzerinden gerçekleştirdi. Toplantının konusu “Sürdürülebilir Enerji & Yeni Gerçeklik” olarak belirlendi. IICEC Araştırma Direktörü Bora Şekip Güray tarafından modere edilen toplantıda; Sabancı Üniversitesi Kurucu Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı, Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) Başkanı Dr. Fatih Birol ve TÜSİADEnerji Çalışma Grubu Başkanı Kıvanç Zaimler konuşmacı olarak yer aldı.

“SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK VE FİNANSAL SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK GÜÇLENMEK İÇİN ANA ETMENLERDİR”

Sabancı Üniversitesi Kurucu Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı; “Pandemi sürecinde enerji sektörü arz güvenliği, kalitesi ve müşteri memnuniyeti açısından büyük bir başarı sergilemiştir. Bu süreç bizlere bir kez daha gösterdi ki sürdürülebilirlik ve finansal sürdürülebilirlik bu sektörün güçlenmesi için ana etmenlerdir. IICEC’in hazırladığı, analitik modelleme ve Türkiye enerji görünümünün alt yapısını kapsayan, pandemi sürecinin koşulları da göz önünde bulundurularak çalışılan kitap tamamlanıyor. Sürecin enerji sektörünü nasıl etkilediğini de göreceğiz. Umuyorum ki bu sürecin olumsuz etkileri enerji sektöründe kalıcı hasarlar yaratmadan ortadan kalkar” ifadelerini kullandı.

“NİSAN AYI DÜNYA PETROL PİYASASI İÇİN ‘KARA NİSAN’ OLARAK TANIMLANABİLİR”

Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) Başkanı Dr. Fatih Birolkonuşmasında önemli açıklamalarda bulundu; “Covid-19’la birlikte dünya enerji sektörü büyük bir şok yaşadı. Bütün sektörler bundan ciddi anlamda etkilendi. Bu yıl içerisinde dünya enerji talebinde çok büyük bir düşüş bekliyoruz. Bu öyle bir düşüş ki 2009’da yaşanan talep düşüşünden 7 kat daha büyük olacak. Bütün bu süreçten tüm yakıtlar içerisinde en çok petrol etkilendi. Dünya petrol talebinin yüzde 60’ı ulaştırma alanından geliyor. Pandemi süreci de ulaştırma talebini tam anlamıyla olumsuz etkiledi. Dolayısıyla özellikle Nisan ayı dünya petrol piyasası için ‘Kara Nisan’ olarak tanımlanabilir.”

“YENİLENEBİLİR TARAFINDA KÜÇÜK DE OLSA BİR BÜYÜME SÖZ KONUSU”

Birol şöyle devam etti: “Doğal gaz da aynı şekilde olumsuz etkileri yaşadı. Beklenen talep ve oluşan talep arasında çok farklar oluştu. Kış aylarının beklenenden sıcak geçmesi ve ekonomideki çöküş doğla gaz talebinde 2. Dünya Savaşı’ndan beri yaşanan en büyük düşüşe neden oldu. Kömür talebinin büyük kısmı salgından ilk ve en çok etkilenen Çin’den karşılandığı için o tarafta da düşüş söz konusu.

Yenilenebilir tarafında küçük de olsa bir büyüme söz konusu diyebiliriz. Elektrik talebinde de düşük bir tüketim söz konusu. Ama bu süreç bize elektriğin hayatımızdaki önemini bir kez daha hatırlattı.

Enerji endüstrisinde 2 önemli gelişme söz konusu: ilki; 2020 yılında dünya enerji yatırımları yüzde 20 yani 400 milyar dolar düştü. Diğeriyse; çok ciddi bir işten çıkarma dalgası yaşandı.3 milyona yakın inan işini kaybetti. Enerji sektörü bu konuda da en çok darbe yiyen sektörlerden.

Tüm bu olumsuzlukların yanında karbon emisyonlarındakidüşüş, son 10 yıldaki artışı bir kalemde silecek. Lakin bu düşüşün ana nedenleri iyi durumlar değil; sanayinin sekteye uğraması ve insanların yaşamını yitirmesi gibi…”

“SEKTÖRÜMÜZÜN TÜM ALANLARININ UYUM İÇİNDE OLMASI LAZIM”

TÜSİAD Enerji Çalışma Grubu Başkanı Kıvanç Zaimler şu ifadeleri kullandı: “Bu süreçte talepte, ödemelerde, nakit akışında birçok problem yaşadık. Farklı krizlere dayanıklı olan sektörümüzün bu durumdan da aldığı önemli dersler oldu. Ama daha önceden aldığımız dersler bu dönemde bizlere yol gösterdi. Kabul etmek gerekir ki; biz her ne kadar ders alsak da, öngörülerimiz olsa da Türkiye enerji piyasası da dünya piyasasına bağlı. Dolayısıyla olumsuz etkilenmemiz normal ama olabilecek dalgalanmalara hazırlıklı olmalıyız.

Bu süreç bize gösterdi ki öngörülebilirlik ve sürdürülebilirlik önemini asla kaybetmiyor. Dolayısıyla sermaye yapısı kuvvetli sektör oyuncularının önemi büyük.  Enerji stratejilive uzun vadeli bir oyun. Sektörümüzün tüm alanlarının uyum içinde olması lazım.”