“Eşel Mobil Sistemi devam edecek”

EPDK Başkanı Mustafa Yılmaz 10. Türkiye Enerji Zirvesi’nde basın mensuplarıyla bir araya gelerek bazı açıklamalarda bulundu. Yılmaz Eşel Mobil Sistemi’nin devam edeceğini duyurdu.

Akaryakıt zamlarının ÖTV’den karşılandığı Eşel Mobil Sistemi’nin devam edeceğini belirten Yılmaz şöyle konuştu; “Enerjide dünya genelinde belirsizlikler olabiliyor. Biz de bir takım düzenlemelerle öngörülebilirliği artırıyoruz. Hazine ve Maliye Bakanımızın kararlılığı da o yönde.”

Suudi Arabistan’da Aramco’ya ait iki petrol tesisinin saldırıya uğramasından sonra fiyatların artış gösterdiğini dile getiren Başkan Yılmaz, sonrasında yaşanan süreci şu sözlerle anlattı: “Birkaç gün Hazine ve Maliye Bakanlığı ile bizim açımızdan sıkıntılı bir süreç geçirdik. Aramco’ya saldırı nedeniyle petrol fiyatları yüzde 20 arttı. Bombalamanın ardından hangi olumsuz sürprizlerin olacağını kestiremediğimiz bir süreçteydik. Bizim daha önce mutabık kaldığımız bir uygulamamız vardı. Akaryakıtta zam olacağında pazartesileri bekleyelim, salı günü yansıyacak şekilde yapılsın demiştik. ‘Sektör bize bir, bir buçuk yıl tahammül gösterdi, zamları geç yansıtıyorlar, burada da sorumluluğu kendileri alıyorlar’ diyerek Hazine ve Maliye Bakanlığımızdan özellikle rica ettik; ‘ÖTV kararnamesini o gün çıkaralım, piyasada mal sıkıntısı olmasın’ diye. Salı günü saat 4 gibi ÖTV kararı alındı. Telefonuma mesaj gelmeye başladı. Bayilerden geliyor mesajlar. ‘Benim mal ile ilgili talebim oldu, gece saat 12’den sonra mal verdiler’ diye mesajlar geldi. Diğer dağıtım şirketleri sıkıntı yaşatmadılar. Ben daha önceki soruşturmalarda hiçbir şirketin ismini vermedim ama burada özellikle verdim. Kimsenin devletimizin bu kadar hassasiyet gösterdiği bir yerde fiyat manipülasyonu yapmasına izin vermeyiz. Soruşturma başlattık, 3 milyon liraya kadar ceza limiti var. Bu ceza da semboliktir, yabancı şirketlerin uyması gerektiği kuralları hatırlatacaktır. Soruşturmamız devam ediyor. Bütün ayrıntıları değerlendiriyoruz.”

Yılmaz, akaryakıtta promosyon uygulamasında yaptıkları düzenlemeyle tabak, bardak gibi hediyeler verilmesinden ziyade, bir hediye veya indirim yapılacaksa bunun akaryakıt fiyatı üzerinden gerçekleştirilmesinin hedeflendiğini söyledi.

EPDK Başkanı Yılmaz, kredi kartıyla satışlarda ise kimsenin bayilere fazladan yük getirmesini istemediklerini söyledi. Yılmaz, “Bayilere marjdan yüzde 55 verilmesi önemli bir viraj oldu çünkü ciddi bir şekilde finans sektörü akaryakıt sektörüne ortak gibiydi. Bunun kırılımını herhalde anlayabiliyorsunuz. Dağıtıcı, 5 ila 10 yılda kazanacağını baştan alıyordu. Böyle bir ticaret yok. Biz diyoruz ki kardeşim, yatırım yapıyorsan istasyona, bu yatırımı dikkate alalım ama ben sana intifa bedelini vereyim. 10 yıllık istasyonda kazanacağını şimdi vereyim diyor, kredilendiriyor ve gidip bir faktoring şirketine kırdırıyorsun. Bu uygulamanın doğru olmadığını söylüyoruz. EPDK’nın bir yanda sektörü yönlendirme görevi de var. Bu yapı, doğru bir yapı değil. Hiçbir ülkede, böyle bir yapı yok. Düşünebiliyor musunuz, ondan sonra kar marjı yüzde 70’e 30 oluyor, hangi sektörde toptancı perakendecinin iki katını kazanıyor?” dedi.

“YÜZDE 65 YERLİ VE YENİLENEBİLİR KAYNAKLA ENERJİ ÜRETİYORUZ”

Alım garantili yeni enerji sözleşmelerine ilişkin bilgiler veren Yılmaz, “Özellikle yenilenebilir enerji yatırımları teşviksiz olmuyor ama bu teşvikler döviz de olsa lira da olsa Türkiye’nin kazancına olan şeyler. Bugün övünerek söylüyoruz ki yüzde 65 yerli ve yenilenebilir kaynakla enerji üretiyoruz. Bu cari açığımıza da olumlu yansıyor” diye konuştu.

Sözleşmeler ve şirketlere verilen teşviklerle ilgili çalışmaların devam ettiğini de belirten Yılmaz, teşviklerin lira veya döviz bazında olabildiğini ve garanti bir gelir oluşturması yönüyle de riski azalttığını dile getirdi.

Yılmaz, azalan risk neticesinde kreditör veya finansörlerin, yatırımcılara daha uygun krediler verdiğini vurgulayarak, “Konuyla ilgili birtakım görüşmeler var. Neticede, yasanın çıkmasına daha yaklaşık 15 ay gibi bir süre var ama o zamana da bırakmayız. Bir çalışma var. Bununla ilgili de herhalde bir kanun çıkacak, o da çözülecek” diye konuştu.

Teşviklerin özellikle yenilenebilir enerji alanında çok önemli olduğunu söyleyen Yılmaz, “Özellikle yenilenebilir enerji yatırımları teşviksiz olmuyor ama bu teşvikler döviz de olsa lira da olsa Türkiye’nin kazancına olan şeyler. Bugün övünerek söylüyoruz ki yüzde 65 yerli ve yenilenebilir kaynakla enerji üretiyoruz. Bu cari açığımıza da olumlu yansıyor” dedi.

Teşvikler olmasaydı Türk enerji sektöründe yenilenebilir enerjinin payının bugünkü seviyesine gelemeyeceğini belirten Yılmaz şunları söyledi; “Türkiye’de 2-3 sene içinde 7000 MW kurulu güce yakın güneş santrali kuruldu. 4-5 sene önce bir megavat güneş enerjisi santralinin yatırım maliyeti yaklaşık 3-4 milyon dolardı, şimdi 600-700 bin dolarlara geriledi. Belki iki sene sonra daha da düşecek. Maliyet düştüğü gibi teknolojik verimlilik de artıyor. Teknoloji, inanılmaz derecede gelişiyor. Eskiden yaklaşık bin 200 saat kadar enerji üretirken şimdi 2 bin saat enerji üreten santraller görüyoruz.”