enerji

“Bizim için önemli olan, fiyatların dengeli olması”

Bakan Dönmez, katıldığı televizyon programında enerji sektöründe alınan koronavirüs tedbirlerinden küresel petrol piyasalarında yaşanan dalgalanmalara kadar birçok konuda önemli açıklamalar yaptı.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, katıldığı bir televizyon programında enerji sektöründe alınan koronavirüs tedbirleri, elektrik ve doğal gaz faturalarında artış yaşandığı iddiaları, kıyasen fatura düzenlemesi, küresel petrol piyasalarındaki son durum gibi birçok konuda değerlendirmelerde bulundu.

Bakan Dönmez, sözlerine tüm ulusumuzun 23 Nisan Ulusal Egemenlik Bayramı’nı ve Ramazan ayını kutlayarak başladı. Dönmez, daha sonra şu açıklamaları yaptı:

“KESİNTİ OLMASIN DİYE ADETA NÖBET TUTUYORUZ”

“Koronavirüsle mücadele, ilk vakanın ülkemizde görülmesiyle değil bunun tespitinin çok öncesinde başlamıştı. Sağlık Bakanlığımız başta olmak üzere devletimizin diğer kurumları, gereken tedbirleri çok erken yerine getirdi. Bunun neticesinde de birçok ülkeye oranla ilk vakayla çok daha geç karşı karşıya kaldık. Sağlık çalışanlarımız cephenin ilk sırasında mücadeleyi götürüyor ama onun dışında biz de halkımızın enerji sıkıntısı yaşamaması için çalışıyoruz. Bugüne kadar ciddi bir problem yaşamadan getirdik. Güvenli, kesintisiz ve sürdürülebilir bir enerji hizmeti sunmamız gerekiyor. Bu hizmeti vatandaşın ayağına kadar götüren on binlerce çalışanımız var. Bunu sağlarken sosyal mesafeye dikkat ediliyor, dönüşümlü çalışma sistemi uygulanıyor ve zorunlu olmayan çalışanların evden çalışması gibi tedbirler alınıyor hem kamuda hem özel sektörde. Ailelerinden uzak kalıp hizmetin aksamadan vatandaşa aktarılması için sorumluluk üstlenen enerji çalışanlarımıza teşekkür ediyorum. Hem ev ve iş yerlerimizde hem de özellikle sağlık kuruluşlarımızın olduğu yerlerde bir kesinti olmasın diye adeta nöbet tutuyoruz.”

“KIYASEN FATURA DAHA ÖNCE DE UYGULANMIŞ BİR SİSTEM”

“Kıyasen fatura konusunda bir takım yanlış anlaşılmaları düzeltelim. Burada iki kritik konu var: İlki hizmetlerin aksamadan vatandaşa götürülmesi, ikincisi ise çalışanlarımızın sağlığı ve güvenliği.

Kıyasen fatura konusu zaman zaman geçmişte de uygulanan bir yöntemdi. Bazen sayaç okuma memurları müşterinin sayacına ulaşmakta zorluk çekiyor tatil vs gibi sebeplerle yerlerinde olmayınca, o dönemlerde kıyasen fatura düzenleniyordu. Şimdi bazı yerler karantinaya alındı, oralara giriş çıkış sınırlandırıldı. Bu tür durumlarda uzaktan sayaç okuma gibi bir şansımız yok. Bu yüzden geçmiş iki yılın ortalama tüketim değerleri dikkate alınacak şekilde kıyas faturası imkanı getirildi. Bu sistem, az sayıdaki yerde uygulanıyor, karantinanın geçerli olduğu yerlerde. Büyük kentlerde böyle karantinalı bir yer olmadığına göre vatandaşa giden faturanın çok büyük kısmının gerçek tüketimden kaynaklanması gerekiyor. Eğer vatandaşımızın şüphesi varsa sayacın üzerindeki değerle faturadaki değeri karşılaştırıp itirazda bulunsunlar. İtirazları zamanında değerlendirmiyorlarsa gerek Bakanlığımızın gerek EPDK’nın halkla ilişkiler birimini arayıp şikayetlerini iletsinler, gereğini yaparız.”

“MESKENLERDE TÜKETİM ARTTI”

“Bazı yerlerde sosyal mesafenin korunamadığı sayaçlar oluyor. Buralarda istisna olabilir. Bazı yerlerde sayaçlar evin içinde. Burada hem vatandaşın hem çalışanımızın sağlığını korumak için kıyasen fatura uygulanabiliyor. Buralarda da vatandaş isterse ‘Bana gelen faturadaki değer şu’ diyerek dağıtım şirketine başvurabilir. Fotoğrafını ulaştırabilir sayacın. O zaman o beyanı dikkate alacaktır şirketlerimiz. Biz normalleşme dönemi başladıktan sonra bu sayaçları okuyacağız. Fark varsa o dönemde de düzeltilebilir. İçinde bulunduğumuz dönemde zaten borçtan dolayı vatandaşın ve küçük esnafın elektriği, doğal gazı kesilmiyor. Genelgelerle bazı işletmelerin faaliyeti durduruldu, bunların da 3 ay sayacı okunmayacak. Buralara yanlışlıkla fatura giderse, başvursunlar iptal edilir.

6-7 aydır elektrik ve doğal gaz tarifelerinde değişiklik yapılmadı. Son haftalarda da tüketimleri gün gün izliyoruz. Hem elektrikte hem de doğal gazda genel anlamda tüketim düştü. Sadece meskenlerde arttı. Bunun sebebi de vatandaşlarımızın evde daha fazla zaman geçirmesi. Bu nedenle evlerde tüketimin arttığını tespit edebiliyoruz. Genel anlamda ticarethane ve işletmelerde tüketim düşerken meskenlerde %15-20 oranında arttı. Bu yüzden faturaların yükselmesi normal olabilir.”

“BİZİM İÇİN ÖNEMLİ OLAN FİYATLARIN DENGELİ OLMASI”

“2 hafta önce G20 Enerji Bakanları Toplantısı vardı. Bu sene aslında G20’nin ev sahibi Suudi Arabistan, onların başkanlığında toplandık. İki hususun altı çizildi: arz güvenliği ve piyasaların istikrarı. Arz güvenliğinde bu ürünlere sahip ülkeler herhangi bir sıkıntı olmadan sürecin atlatılacağını söylediler, bunu da görüyoruz.

Fiyatların oynaklığı konusunda ise şunları söyleyebilirim: Bir mala talep azalırsa fiyatların düşmesi normaldir. Bu süreç yaşanmadan önce dünya genelinde günlük 100 milyon varillik üretim-tüketim dengesi vardı. Ancak şu an tüketimde 20 milyon varillik azalma oldu. OPEC+ ülkeleri bu nedenle üretimi kısmaya, talebi dengeli şekilde karşılamaya yönelik karar aldı. Kesinti anlaşması yapıldı ama gerek IEA gerek bizim tahminlerimiz tüketimdeki azalmanın daha %30’lara kadar ulaşabileceği yönünde. Bu nedenle 13-15 milyon varillik kesinti bile yetmeyecek.

Biz gelişmeleri izliyoruz. Petrol ve gazı ithal eden bizim gibi ülkeler için fiyatların düşmesi tüketicinin lehine bir durum ama fiyatların oynaklığı hem üreticiyi hem tüketiciyi kuşkulandırıyor. Fiyatların eksiye düşmesi kafaları karıştırdı. Bunu depolama maliyetinin sonucu olarak görmek lazım çünkü depolar dolmuş durumda. Petrol fiyatları 20 dolar bandının altına inmiş durumda. Son çeyrek asırlık dönemde bu fiyatları dünyada hiç görmedik. Biz şöyle bakıyoruz: Finansal açıdan sektörün kendi kendini sürdürüyor olması, talep tarafını da etkiliyor. Bu kriz ilelebet böyle gidecek değil, her şey toparlandığında talepler eski seviyeye gelecek. O artan talebi karşılamakta zorlanılırsa fiyatların beklenenden fazla artmasına neden olabilir. Bizim için önemli olan, her şey normale döndükten sonra da fiyatların sabit, öngörülebilir, elbette düşük seviyede olması. Şu an 10-15 olan fiyatlar seneye 50-60 ya da 100 dolar olursa talep tarafını etkiler.”

“FİYAT AVANTAJINI VATANDAŞIN LEHİNE KULLANMAK İÇİN ÇALIŞIYORUZ”

“Öteden beri Milli Enerji Maden Politikası kapsamında dışa bağımlılığı azaltacak birçok yatırım yapıyoruz hem petrol hem doğal gaz. Petrol kısmına baktığımızda ihtiyacımızın nereden yüzde 90-92’lik kısmını ithal ediyoruz. Doğal gaz tarafında da ithalat oranımız daha yüksek, yerli üretimimiz yüzde birkaç seviyesinde. Şu an krizin olup olmamasına bakmadan yatırımlarımızı kısmadan devam ettiriyoruz çünkü bu süreç geçince illa ki bu ürünlere ihtiyaç duyacağız. O açıdan biz yolumuza devam ediyoruz.

Hep enerjide dışa bağımlı ülkeler konuşulurdu. Bu bağımlılığın iki yönlü olduğunu gördük. Bu ürünlerin de müşteriye bağımlı olduğunu gördük aslında. Bakın ne hale geldi. Biz de depolardaki stok seviyelerimizi kontrol ediyoruz. Bu dönemde stok kapasitesi kullanım oranını biraz artıracağız. Bu fiyat avantajını vatandaşın lehine kullanmak için bunları hem sektörle hem Petrol Asgari Stok Komisyonu’yla değerlendirmelerini yapıyoruz.”

“NİYETİMİZ TEMMUZ’DA KARADENİZ’DE SONDAJA BAŞLAMAK”

“Fatih Sondaj Gemimizi Akdeniz’deki görevi tamamlanınca Marmara’ya çektik, şu anda İstanbul’da. Köprülerin altından geçeceği için çalışmalar yapılıyor. Sondaj kuleleri yüksek, kuleleri indireceğiz. Muhtemelen Trabzon Limanı’nda montajını tekrar yapacağız. Niyetimiz Temmuz ayı içinde Karadeniz’de ilk sondajı yapmak.

Akdeniz’de de sismik çalışmalar devam ediyor. Ayrıca Yavuz da sondaj çalışmalarını sürdürüyor.

Petrol endüstrisinde yeni yatırıma başlanmamışsa onlar büyük ihtimalle ertelenecek. Halihazırda devam ediyorsa muhtemelen ertelenmeyecektir. Biz de bir kesinti, kısıntı yapmadan arama ve üretim faaliyetlerine devam edeceğiz. Bu ürünlere her zamankinden daha fazla ihtiyacımız var. Son yıllarda Türkiye Petrolleri hem denizdeki arama faaliyetlerine ağırlık verdi, hem de kara tarafında ciddi arama ve üretim faaliyetlerimiz var. Son 20 yılın üretim rekoru kırıldı. Günlük 53-55 bin varil petrol üretimine ulaşmış durumdayız. Yeni teknolojilerin denenmesiyle birlikte üretimi daha yüksek seviyelere ulaştırmış durumdayız.”

“BOREL’İN FAHİŞ FİYATLARLA SATILMASINI ÖNLEYECEĞİZ”

“Birkaç hafta önce Sayın Cumhurbaşkanımız, ‘Borla alakalı bir çalışmanız var mı?’ deyince o günlerde Ar-Ge’sini bitirdiğimiz bir ürün vardı: Borlu el dezenfektanı. Salgın sürecinin ilk günlerinde vatandaş bireysel temizlik ürünlerine yönelince bunların tedarikinde sorun olmuştu. O dönemde etil alkolün benzine karıştırılmasını askıya aldık. Onu kolonya ve dezenfektan sektörünün ihtiyacını karşılamak için kullandık. Sayın Cumhurbaşkanımıza ‘Ar-Ge’sini bitirdik” deyince hemen seri üretime geçilmesiyle alakalı talimat verdi. Hemen seri üretime geçtik ve raflarda yerini aldı. Bir anda 81 ilde raflara koymak kolay değil ama şu anki rakamlara göre 2 milyonu aşkın üretim ve satış gerçekleşti 1 haftada.

Elektronik ticaret platformlarında ve bazı diğer platformlarda bununla alakalı spekülatif fiyatlar oluşmuş, bunlara fırsat verilmemesine yönelik Ticaret Bakanımızla görüştük. Bu zaten zincir marketlerden rahatlıkla erişilebilir durumda, tavsiyemiz vatandaşların oradan temin etmeleri. Şu anda taşınabilir olması için 100 ML’lik ürün piyasaya sürüldü. 1L ve 5L için çalışmalar devam ediyor. Ayrıca şu anki ürünümüz sıvı dezenfektan, arkadaşlar jel tarzı olan için de çalışmalarını sürdürüyor.

Bor, mantara ve bakteriye karşı etkili. BOREN’de bunlara ilişkin ciddi çalışmalar yapıldı. Virüslere karşı da etkili olduğu biliniyor. İçindeki etil alkolün anti bakteriyel etkisi var. Ayrıca BOREL’in içinde aloe vera, çay ağacı ve gliserin var. Diğerlerinden farkı bu, uzun süreli koruma sağlıyor.”